casino siteleri slot siteleri
bahis siteleri canlı bahis siteleri

''Artık dur demenin vaktidir''

SAĞLIK (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 23.06.2022 - 14:45, Güncelleme: 23.06.2022 - 14:45 kez okundu.
 

''Artık dur demenin vaktidir''

CHP Konak İlçe Başkanlığı ve Emekli Komisyonu pandemi ile beraber başlayan, hastanelerdeki randevu krizine dikkat çekmek için bir basın açıklaması yaptı.
  İlçe başkanlığı ve Komisyon ortaklığında yapılan açıklama şu şekilde; DUR DEMENİN VAKTİDİR. Kamu hastanelerinde randevu krizi büyümektedir. Pandemi zamanında türlü türlü bahaneler ile başlayan randevu alma krizi , pandemi geçti gitti diyerek tüm önlemlerin kaldırıldığı bu dönemde hala devam etmektedir. Hastalar, bırakın ikametgahlarına yakın kamu hastanelerinden randevu almayı aksine şehir içindeki kamu hastanelerinden dahi randevu bulamaz hale gelmişlerdir. Aylarca sonrasına hastalara randevu ekranı açılmaktadır. Hızlı ve doğru tıbbi müdahale alması gereken onkoloji hastalarından tutun da çocuk hastalara,  yaşlı ve dezavantajlı bireylere kadar herkes mağdur edilmektedir. Hastalar ya uzak ilçelerdeki yetersiz ve teçhisatsız kamu hastanelerine ya da özel hastanelere yönlendirilmektedirler. Özel hastanelerin doktor muayene ücretleri ile tıbbi görüntüleme cihazlarının ücretleri fahiş boyutlara ulaşmış durumdadır. Özel hastane doktorlarının maalesef hastane yöneticilerinin baskısı altında işlerini yaptıkları,   gerekmediği halde ameliyatlara girdikleri, gereksiz tıbbi müdahaleler yaptıkları şikayetleri çoğalmıştır. Doktorlarımız ve sağlık personelimize gerekli destekler verilmemekte hakları da değersizleştirilmektedir. Sağlık personeli ağır bir iş yükü ve fazla mesai ile insan üstü bir performans ile çalıştırılmaktadır Bundan dolayıdır ki sağlık personeli ya işini bırakmakta ya da yurt dışına gitmektedir. Bu ülkenin değeri olan yetişmiş insanlarımız da artık birer birer değil toplu halde kaybedilmektedir. Tüm bunlar, sağlık sisteminin doğru yönetilememesinin sonuçlarıdır. Sağlıklı olmak, hastanesine ve doktoruna zamanında ulaşmak, istediği hekimden tıbbi yardım almak her bireyin en doğal yasal ve Anayasal hakkıdır. Sosyal hukuk devletinde insanlarımızın sağlıklı yaşama, hastanesine ve doktoruna ulaşabilme imkanı olmalıdır. Sosyal hukuk devletinin olmazsa olmaz şartı bireyini korumaktır. Bizler için var olan sağlıklı yaşama imkanı, devlet için yerine getirilmesi zorunlu olan pozitif bir yükümlülüktür. Anayasanın 56. Maddesi; ''Devlet, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler. Devlet, bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak, onları denetleyerek yerine getirir, demektedir. Ancak Sosyal Güvenlik Kurumunun da yönetilememesi karşısında yaşadığı ekonomik dar boğazın ve mali sıkıntılarının reçetesi de bizlere çıkarılmaktadır. Ve bunlar sağlığımızı kaybetmemiz pahasına yapılmaktadır. Bu nedenledir ki artık iktidara DUR demenin VAKTİDİR İktidar mensuplarının her fırsatta övünerek bahsettiği hastanelerin hali ortadadır.  Sağlık sistemindeki aksaklık ve sorunlar sağlığımızı daha fazla kaybetmemize neden olmaktadır.   Yaşamın gerçekliğinden çok uzak  bir anlayış ile ülke yönetilmemekte aksine savrulmaktadır. İktidar sözde  etkin ve hızlı karar alma gayesi ile sistem değişikliğine gitmiştir. Ancak yaptıkları, sadece bir avuç insanın menfaati üzerinde ve kendi istekleri çerçevesinde kalmıştır. Halk sağlığına katkı sağlayacak adımlar ATILMAMIŞTIR. Sistem tıkınamıştır. Her alanda yaşanan çürümüşlük sağlık sistemini de esir almıştır. Yapılanlarda kamu sağlığı düşünülmemekte, hastalara müşteri gözüyle bakılmaktadır. Bizler müşteri değiliz. Bizler HALKIZ. Hastalara müşteri gözüyle bakan anlayışa karşıyız ve bu anlayış YIKILACAKTIR.  Doktora ve sağlığa erişim hakkının engellenmesi KABUL EDİLEMEZ. Sağlığımızın bozulmasına neden olan bu iktidara  DUR demenin vaktidir, zamanıdır. Türk vatandaşının sağlığı ve sağlamlığı her zaman üzerinde dikkatle DURulacak ulusal sorunumuzdur diyen Mustafa Kemal Atatürk 'ün bu sözleri bugünlere ve yarınlara ışık tutacaktır. Sağlık alanında yapacaklarımız; Sağlık politikalarını istişareyle belirleyeceğiz. Sağlık Bakanlığı her basamakta etkin bir sağlık hizmeti sunacak. Sağlık hizmetlerine erişimin önündeki engelleri kaldıracağız. Katkı payı, ilave ücret ve fark ücretlerini kaldıracağız. Koruyucu sağlık hizmetlerini güçlendireceğiz. Okul sağlığı hizmetlerini sunmak üzere düzenleme yapacağız. Çalışan sağlığı ve güvenliği konusunda eksiklikleri gidereceğiz. Sağlık hizmetlerinde kademeli sevk sistemini hayata geçireceğiz. Şehir hastanelerini gözden geçireceğiz. Askeri hastaneleri yeniden açacağız. AR-GE desteği sağlanacak. Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü’nü yeniden açacağız. Tıp teknoparklarını kuracağız.
CHP Konak İlçe Başkanlığı ve Emekli Komisyonu pandemi ile beraber başlayan, hastanelerdeki randevu krizine dikkat çekmek için bir basın açıklaması yaptı.

 

İlçe başkanlığı ve Komisyon ortaklığında yapılan açıklama şu şekilde;

DUR DEMENİN VAKTİDİR.

Kamu hastanelerinde randevu krizi büyümektedir. Pandemi zamanında türlü türlü bahaneler ile başlayan randevu alma krizi , pandemi geçti gitti diyerek tüm önlemlerin kaldırıldığı bu dönemde hala devam etmektedir.

Hastalar, bırakın ikametgahlarına yakın kamu hastanelerinden randevu almayı aksine şehir içindeki kamu hastanelerinden dahi randevu bulamaz hale gelmişlerdir. Aylarca sonrasına hastalara randevu ekranı açılmaktadır.

Hızlı ve doğru tıbbi müdahale alması gereken onkoloji hastalarından tutun da çocuk hastalara,  yaşlı ve dezavantajlı bireylere kadar herkes mağdur edilmektedir.

Hastalar ya uzak ilçelerdeki yetersiz ve teçhisatsız kamu hastanelerine ya da özel hastanelere yönlendirilmektedirler.

Özel hastanelerin doktor muayene ücretleri ile tıbbi görüntüleme cihazlarının ücretleri fahiş boyutlara ulaşmış durumdadır. Özel hastane doktorlarının maalesef hastane yöneticilerinin baskısı altında işlerini yaptıkları,   gerekmediği halde ameliyatlara girdikleri, gereksiz tıbbi müdahaleler yaptıkları şikayetleri çoğalmıştır.

Doktorlarımız ve sağlık personelimize gerekli destekler verilmemekte hakları da değersizleştirilmektedir. Sağlık personeli ağır bir iş yükü ve fazla mesai ile insan üstü bir performans ile çalıştırılmaktadır Bundan dolayıdır ki sağlık personeli ya işini bırakmakta ya da yurt dışına gitmektedir. Bu ülkenin değeri olan yetişmiş insanlarımız da artık birer birer değil toplu halde kaybedilmektedir.

Tüm bunlar, sağlık sisteminin doğru yönetilememesinin sonuçlarıdır.

Sağlıklı olmak, hastanesine ve doktoruna zamanında ulaşmak, istediği hekimden tıbbi yardım almak her bireyin en doğal yasal ve Anayasal hakkıdır.

Sosyal hukuk devletinde insanlarımızın sağlıklı yaşama, hastanesine ve doktoruna ulaşabilme imkanı olmalıdır. Sosyal hukuk devletinin olmazsa olmaz şartı bireyini korumaktır. Bizler için var olan sağlıklı yaşama imkanı, devlet için yerine getirilmesi zorunlu olan pozitif bir yükümlülüktür.

Anayasanın 56. Maddesi; ''Devlet, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler.

Devlet, bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak, onları denetleyerek yerine getirir, demektedir.

Ancak Sosyal Güvenlik Kurumunun da yönetilememesi karşısında yaşadığı ekonomik dar boğazın ve mali sıkıntılarının reçetesi de bizlere çıkarılmaktadır. Ve bunlar sağlığımızı kaybetmemiz pahasına yapılmaktadır. Bu nedenledir ki artık iktidara DUR demenin VAKTİDİR

İktidar mensuplarının her fırsatta övünerek bahsettiği hastanelerin hali ortadadır.  Sağlık sistemindeki aksaklık ve sorunlar sağlığımızı daha fazla kaybetmemize neden olmaktadır.   Yaşamın gerçekliğinden çok uzak  bir anlayış ile ülke yönetilmemekte aksine savrulmaktadır.

İktidar sözde  etkin ve hızlı karar alma gayesi ile sistem değişikliğine gitmiştir. Ancak yaptıkları, sadece bir avuç insanın menfaati üzerinde ve kendi istekleri çerçevesinde kalmıştır. Halk sağlığına katkı sağlayacak adımlar ATILMAMIŞTIR. Sistem tıkınamıştır.

Her alanda yaşanan çürümüşlük sağlık sistemini de esir almıştır.

Yapılanlarda kamu sağlığı düşünülmemekte, hastalara müşteri gözüyle bakılmaktadır. Bizler müşteri değiliz. Bizler HALKIZ.

Hastalara müşteri gözüyle bakan anlayışa karşıyız ve bu anlayış YIKILACAKTIR.  Doktora ve sağlığa erişim hakkının engellenmesi KABUL EDİLEMEZ. Sağlığımızın bozulmasına neden olan bu iktidara  DUR demenin vaktidir, zamanıdır.

Türk vatandaşının sağlığı ve sağlamlığı her zaman üzerinde dikkatle DURulacak ulusal sorunumuzdur diyen Mustafa Kemal Atatürk 'ün bu sözleri bugünlere ve yarınlara ışık tutacaktır.

Sağlık alanında yapacaklarımız;

Sağlık politikalarını istişareyle belirleyeceğiz.

Sağlık Bakanlığı her basamakta etkin bir sağlık hizmeti sunacak.

Sağlık hizmetlerine erişimin önündeki engelleri kaldıracağız.

Katkı payı, ilave ücret ve fark ücretlerini kaldıracağız.

Koruyucu sağlık hizmetlerini güçlendireceğiz.

Okul sağlığı hizmetlerini sunmak üzere düzenleme yapacağız.

Çalışan sağlığı ve güvenliği konusunda eksiklikleri gidereceğiz.

Sağlık hizmetlerinde kademeli sevk sistemini hayata geçireceğiz.

Şehir hastanelerini gözden geçireceğiz.

Askeri hastaneleri yeniden açacağız.

AR-GE desteği sağlanacak.

Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü’nü yeniden açacağız. Tıp teknoparklarını kuracağız.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberege.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.