casino siteleri slot siteleri
bahis siteleri canlı bahis siteleri

Ege’de deprem fırtınası sürüyor

GÜNDEM/GÜNCEL (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 04.02.2025 - 13:12, Güncelleme: 04.02.2025 - 11:56 395 kez okundu.
 

Ege’de deprem fırtınası sürüyor

Ege’de deprem fırtınası sürüyor
Ege Denizi’nde Santorini Adası’nın kuzeydoğusunda son bir hafta içerisinde en büyüğü 4,9 olan 500’ün üzerinde sarsıntı meydana geldi. Devam eden deprem fırtınası ile ilgili Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Önalan, sarsıntıların bu haliyle Türkiye’ye bir tehdit oluşturmadığını belirterek, "Depremin büyüklüğü 6’nın üzerine çıkmaya başlarsa Ege kıyılarımız için ciddi bir tehdit olabilir. Kıyılarımızda tsunami yaşanabilir" dedi.Afet ve Acil Durum Başkanlığı (AFAD) tarafından dün yapılan açıklamada, Ege Denizi’nde 28 Ocak’tan bu yana büyüklüğü 4,8 olan 400’ün üzerinde deprem meydana geldi. Santorini Adası’nın kuzeydoğusunda sarsıntılar devam etti ve büyüklüğü 4,9’a varan 100’ün üzerinde daha deprem gerçekleşti.Kahramanmaraş depremiyle asrın felaketini yaşayan Türkiye’de, Ege Denizi’nde bir haftadır süren deprem fırtınası en önemli gündem konusu oldu. Yaşanan depremlerle ilgili bilgiler veren Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Koray Çetin Önalan, sarsıntıların bölgedeki fay hatlarıyla bağlantılı olduğunu düşündüklerini ifade etti. Ege Bölgesi’nin, dünyanın sismik aktivite açısından en yoğun bölgelerinden birisi olduğunu söyleyen Önalan, "Yunanistan’ın güneyinden başlayıp Girit Adası’nın güneyini kat edip Anadolu topraklarına doğru devamı olan bir Girit süturu var. Zon (kuşak) boyunca Afrika levhası Ege plakasının altına dalıyor. Diğeri de Anadolu levhası. Yıllık ortalama 2,5 santim batıya doğru kayıyor. Burada bir sıkışma rejimi var. Bu sıkışma rejimi, Ege bölgesinin depremselliğini tanımlayan bir durum. Burada geçmişte çok büyük depremler ve büyük volkanik hareketler olmuş. Bu depremleri ‘deprem fırtınası’ olarak nitelendiriyoruz. Bunun iki nedeni var. İlki, sığ derinliklerde gerçekliyor. Derinlikler yaklaşık 1 ile 5 kilometre arasında. Biraz uzaklaştıkça 7-8 kilometreye kadar gidiyor. Deprem büyüklükleri de 3 ile 4 arasında seyrediyor. Zaman zaman 5’e yükseliyor. 3 gündür devam eden depremler söz konusu. Magmanın ısıttığı hidrotermal sular yukarıya doğru hareket edince kayaların içerisinde bir basınç oluşturuyor. Bu basınçla birlikte kayalarda deformasyonlar meydana geliyor. Çok büyük deformasyonlar bu depremlere neden oluyor diye düşünüyoruz" diye konuştu."Şu anki durum depremlerin belli noktada duracağını gösteriyor"Depremlerden sonra beklenilen iki durumun olduğuna değinen Önalan, "İlki, bu depremlerin gittikçe sönümlenerek belli bir noktada artık durağın hale gelmesi. Fakat 3 gündür devam eden bir stabil durum var. İkincisi istemediğiniz bir durum. Çok büyük bir depreme evrilmesini hiç istemiyoruz. Şu andaki durum bize, depremlerin belli bir noktada duracağını gösteriyor ama bunlar kesin değil, sadece tahmin" ifadelerinde bulundu.‘Tsunami’ riskiDepremlerin şu an itibariyle Türkiye’ye bir etkisinin olmadığını belirten Önalan, "Ancak biraz daha yükselir, sarsıntılar 6 büyüklüğünün üzerine çıkmaya başlarsa kıyılarımız için ciddi bir tehdit olacaktır. Ege kıyılarımızı bir tsunami riski bekliyor, bu gerçekleşebilir. 6 büyüklüğündeki depremin biraz daha yüksek olması durumda kıyılarımız etkilenecektir. Özellikle kıyılarda yapılaşmanın, alüvyonda, dere yataklarında, zayıf zeminler üzerinde gerçekleşen, yapılaşmanın olduğu yerlerde umarım olmaz. Bunu hiç düşünmek bile istemiyoruz" diye vurguladı."Olması muhtemel volkanik tehlike var"Depremlerin ikinci bir boyutunun olduğuna değinen Önalan, şunları kaydetti: "Ege Bölgesi’nde yaşadığımız süre içinde görmediğimiz ama olması muhtemelen bir volkanik tehlike de var. Ne zaman olur bilemiyoruz. En son 3 bin 600 yıl önce patlayan bir volkan. Hiç istemediğimiz bir durum. Fakat Ege Bölgesi’nde böyle bir volkanik tehlike de elbette ki var.""Nüfusu yavaş yavaş azaltmalıyız"Türkiye’de doğal kaynaklı afetlerin hala büyük bir risk olmaya devam etiğini açıklayan Önalan, "Tehlike başka bir şey, risk başka bir şeydir. Biz yapılaşmada çok fazla risk aldık. Hiç yapılaşmaya gidilmemesi gereken yerleri imara açtık. Bayraklı’yı, Çiğli’yi imara açtık. Buralar tarım yapılması gereken yerler. İnciraltı’nı hala imara açmaya çalışıyoruz. Türkiye’de 24 tane kent diri faylarının üzerinde. Kentlerimiz nüfusu çok fazla. İzmir’in alt yapısı 4,5 milyonluk bir nüfusu taşıyacak durumda değil. Çok acil olarak uzun vadede afet planlarımızı gözden geçirmemiz gerekiyor. 30 yıl içerisinde büyük kentlerimizin nüfusunu yavaş yavaş azaltmamız gerekiyor. Bu nüfus yoğunluğu devam ettiği müddetçe, bizim afetlerle ilgili kısa vadede yapacağımız ne yazık ki hiçbir şey yok. Buna kentsel dönüşüm de dahil" diye sözlerine ekledi.
Ege’de deprem fırtınası sürüyor
Ege Denizi’nde Santorini Adası’nın kuzeydoğusunda son bir hafta içerisinde en büyüğü 4,9 olan 500’ün üzerinde sarsıntı meydana geldi. Devam eden deprem fırtınası ile ilgili Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Önalan, sarsıntıların bu haliyle Türkiye’ye bir tehdit oluşturmadığını belirterek, "Depremin büyüklüğü 6’nın üzerine çıkmaya başlarsa Ege kıyılarımız için ciddi bir tehdit olabilir. Kıyılarımızda tsunami yaşanabilir" dedi.
Afet ve Acil Durum Başkanlığı (AFAD) tarafından dün yapılan açıklamada, Ege Denizi’nde 28 Ocak’tan bu yana büyüklüğü 4,8 olan 400’ün üzerinde deprem meydana geldi. Santorini Adası’nın kuzeydoğusunda sarsıntılar devam etti ve büyüklüğü 4,9’a varan 100’ün üzerinde daha deprem gerçekleşti.
Kahramanmaraş depremiyle asrın felaketini yaşayan Türkiye’de, Ege Denizi’nde bir haftadır süren deprem fırtınası en önemli gündem konusu oldu. Yaşanan depremlerle ilgili bilgiler veren Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Koray Çetin Önalan, sarsıntıların bölgedeki fay hatlarıyla bağlantılı olduğunu düşündüklerini ifade etti. Ege Bölgesi’nin, dünyanın sismik aktivite açısından en yoğun bölgelerinden birisi olduğunu söyleyen Önalan, "Yunanistan’ın güneyinden başlayıp Girit Adası’nın güneyini kat edip Anadolu topraklarına doğru devamı olan bir Girit süturu var. Zon (kuşak) boyunca Afrika levhası Ege plakasının altına dalıyor. Diğeri de Anadolu levhası. Yıllık ortalama 2,5 santim batıya doğru kayıyor. Burada bir sıkışma rejimi var. Bu sıkışma rejimi, Ege bölgesinin depremselliğini tanımlayan bir durum. Burada geçmişte çok büyük depremler ve büyük volkanik hareketler olmuş. Bu depremleri ‘deprem fırtınası’ olarak nitelendiriyoruz. Bunun iki nedeni var. İlki, sığ derinliklerde gerçekliyor. Derinlikler yaklaşık 1 ile 5 kilometre arasında. Biraz uzaklaştıkça 7-8 kilometreye kadar gidiyor. Deprem büyüklükleri de 3 ile 4 arasında seyrediyor. Zaman zaman 5’e yükseliyor. 3 gündür devam eden depremler söz konusu. Magmanın ısıttığı hidrotermal sular yukarıya doğru hareket edince kayaların içerisinde bir basınç oluşturuyor. Bu basınçla birlikte kayalarda deformasyonlar meydana geliyor. Çok büyük deformasyonlar bu depremlere neden oluyor diye düşünüyoruz" diye konuştu.

"Şu anki durum depremlerin belli noktada duracağını gösteriyor"
Depremlerden sonra beklenilen iki durumun olduğuna değinen Önalan, "İlki, bu depremlerin gittikçe sönümlenerek belli bir noktada artık durağın hale gelmesi. Fakat 3 gündür devam eden bir stabil durum var. İkincisi istemediğiniz bir durum. Çok büyük bir depreme evrilmesini hiç istemiyoruz. Şu andaki durum bize, depremlerin belli bir noktada duracağını gösteriyor ama bunlar kesin değil, sadece tahmin" ifadelerinde bulundu.

‘Tsunami’ riski
Depremlerin şu an itibariyle Türkiye’ye bir etkisinin olmadığını belirten Önalan, "Ancak biraz daha yükselir, sarsıntılar 6 büyüklüğünün üzerine çıkmaya başlarsa kıyılarımız için ciddi bir tehdit olacaktır. Ege kıyılarımızı bir tsunami riski bekliyor, bu gerçekleşebilir. 6 büyüklüğündeki depremin biraz daha yüksek olması durumda kıyılarımız etkilenecektir. Özellikle kıyılarda yapılaşmanın, alüvyonda, dere yataklarında, zayıf zeminler üzerinde gerçekleşen, yapılaşmanın olduğu yerlerde umarım olmaz. Bunu hiç düşünmek bile istemiyoruz" diye vurguladı.

"Olması muhtemel volkanik tehlike var"
Depremlerin ikinci bir boyutunun olduğuna değinen Önalan, şunları kaydetti: "Ege Bölgesi’nde yaşadığımız süre içinde görmediğimiz ama olması muhtemelen bir volkanik tehlike de var. Ne zaman olur bilemiyoruz. En son 3 bin 600 yıl önce patlayan bir volkan. Hiç istemediğimiz bir durum. Fakat Ege Bölgesi’nde böyle bir volkanik tehlike de elbette ki var."

"Nüfusu yavaş yavaş azaltmalıyız"
Türkiye’de doğal kaynaklı afetlerin hala büyük bir risk olmaya devam etiğini açıklayan Önalan, "Tehlike başka bir şey, risk başka bir şeydir. Biz yapılaşmada çok fazla risk aldık. Hiç yapılaşmaya gidilmemesi gereken yerleri imara açtık. Bayraklı’yı, Çiğli’yi imara açtık. Buralar tarım yapılması gereken yerler. İnciraltı’nı hala imara açmaya çalışıyoruz. Türkiye’de 24 tane kent diri faylarının üzerinde. Kentlerimiz nüfusu çok fazla. İzmir’in alt yapısı 4,5 milyonluk bir nüfusu taşıyacak durumda değil. Çok acil olarak uzun vadede afet planlarımızı gözden geçirmemiz gerekiyor. 30 yıl içerisinde büyük kentlerimizin nüfusunu yavaş yavaş azaltmamız gerekiyor. Bu nüfus yoğunluğu devam ettiği müddetçe, bizim afetlerle ilgili kısa vadede yapacağımız ne yazık ki hiçbir şey yok. Buna kentsel dönüşüm de dahil" diye sözlerine ekledi.

İzmir HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberege.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.