Vakıf Mallarında Şeffaflık Krizi: Toplumsal Güven Tehlikede

Vakıf mallarındaki kira zamları ve şeffaflık eksikliği, İzmir Kemeraltı'ndan tüm Türkiye'ye yayılan bir mağduriyete dönüştü. Toplumun ortak değerleri, bireysel menfaatlere mi feda ediliyor?

Son yıllarda vakıf mallarının yönetiminde ortaya çıkan sorunlar, yalnızca esnafı değil, tüm toplumu etkileyen bir güven krizine işaret ediyor. İzmir Kemeraltı’ndaki Salepçioğlu İşhanı'nda yaşananlar, vakıfların asli görevlerinden uzaklaşıp ticari bir işletmeye dönüştüğü algısını güçlendirdi. Bu durum, toplumun ortak değerlerinin korunması konusunda ciddi soruların sorulmasına neden oluyor. Ticari Rant mı, Toplumsal Fayda mı? Vakıf mallarının toplumsal fayda sağlama amacıyla var olmasına rağmen, son dönemde yaşanan kira artışları bu amacın göz ardı edildiğini gösteriyor. Kemeraltı’nda esnafın %400 ila %1700 arasında değişen kira zamlarıyla karşı karşıya kalması, benzer durumların Kayseri, Bursa ve Diyarbakır gibi diğer şehirlerde de yaşanmasıyla bir ülke geneline yayılan sorunu ortaya koyuyor. Vakıfların, toplumu desteklemesi gereken bir yapı olmaktan çıkıp yatırımcı bir şirket gibi hareket etmesi, hem ahlaki hem de hukuki açıdan tartışmalara yol açıyor. Bu yaklaşım, vakıfların "toplum için var olma" misyonunu zedelediği gibi mağduriyetlerin artmasına da neden oluyor. Adrese Teslim İhale İddiaları Salepçioğlu İşhanı’nda yapılan ilk ihale sürecinin iptali esnafta bir umut yaratmıştı. Ancak bir ay sonra düzenlenen ikinci ihalede kira bedellerinin neredeyse iki katına çıkarılması, sürecin şeffaf olmadığı eleştirilerini beraberinde getirdi. Adrese teslim bir ihale süreci izlenimi veren bu durum, esnafın ve kamuoyunun tepkisini çekti. Esnafın çözüm taleplerinin dikkate alınmaması, vakıf yönetimlerinin karar alma süreçlerindeki eksiklikleri gözler önüne seriyor. "Parayı veren düdüğü çalar" anlayışının hâkim olduğu bu uygulamalar, toplumsal adalet duygusunu derinden sarsıyor. Toplumun Değerleri ve Şeffaflık İlkesi Vakıf mallarının ticari projelere dönüştürülmesi, yalnızca ekonomik kayıplara değil, aynı zamanda manevi değerlerin zedelenmesine de yol açıyor. Vakıfların, toplumun ortak mallarını bireysel çıkarlar uğruna feda etmesi, toplumsal güveni sarsıyor ve büyük bir vebal yükünü beraberinde getiriyor. Yetkililere Çağrı Vakıf mallarındaki şeffaflık eksikliği, yalnızca esnafı değil, tüm toplumu ilgilendiren bir mesele haline geldi. Yetkililerin bu sorunu çözmek için harekete geçmemesi durumunda, vakıf mallarının asli amacından tamamen uzaklaşacağı ve kamu güveninin ciddi şekilde zedeleneceği bir süreç kaçınılmaz görünüyor. Toplumun ortak değerleri, bireysel menfaatlere feda edilmemeli. Vakıf mallarında adalet, şeffaflık ve toplumsal fayda ilkelerinin korunması, yalnızca mağduriyetleri önlemekle kalmaz, aynı zamanda toplumun geleceğine duyulan güveni de artırır. Yetkililerin, bu krizi çözmek adına acil adımlar atması artık bir zorunluluk haline gelmiştir.