Haber gündemim yazarlarından ABDULVAHİT KOÇ bey benim bir yazımdan etkilenmiş olacak ki ,İslamiyet’i bilmediğimi iddia etmiş
Abdul vahit beye benimde bir nasihatim olacak, dindar ile dinciyi bir birinden ayır kardeşim , gerçek İslam ancak o zaman ortaya çıkar. Birde Abdul vahit beye şunu sorayım İslamiyet'in doğum yeri Arabistan diyorsun ,bana Kur'an'ı Kerim'de anlatıldığı gibi yaşayan bir Müslüman gösterebilir misiniz ?
Son yüz yıldır Arabistan'dan tüm İslam coğrafyasına Kur'an Kerim'in temiz öğretilerimi şırınga edildi ,yoksa Arapların yaşadığı ahlaksızlığımı şırınga ettiler
Abdul vahit bey gözlüklerinin iki merceğiyle dünyaya bakarsa ,Arap dünyasının dini ön planda tutarken ahlakı kaybettiklerini görecektir, ahlakın olmadığı yerde hiç bir dinin olmayacağını anlar umarım
Belçika da yaşayan bir arkadaşımın dinler konusunda anlattıklarını not almıştım
İslam konusuna gelince dışarıdan bakılınca tamda Belçikalı kızın anlattığı gibi
İşte arkadaşımda dinlediğim olayı sizlerle paylaşayım
On sekiz yaşında bir kız, Belçika'da yaşıyor.
-Türk müsün? dedim.
-Daha karar vermedim, dedi.
-Müslüman mısın? Dedim.
-Ona karar vermek daha zor, dedi.
Merakım iyice kabarmıştı...
-Konuştuklarınızdan hiçbir şey anlayamadım, dedim.
-Ben de bir şey anlayamıyorum. Hayatım bir kördüğüm. Nasıl çözeceğimi bilemiyorum.
-Neden ama?..
-Babam Fransız, annem Türk...
İkisini de seviyorum... Babam Hristiyan bir Fransız olmamı istiyor. Annemse Müslüman bir Türk olmamı...
Bu iki istek arasında sıkışıp kaldım... -Bilemiyorum ne yapacağımı?
Sis perdesi biraz aralanmıştı.
Biraz daha açmak için sorulara devam ettim.
- Kendini kalben Hristiyanlığa mı daha yakın hissediyorsun, Müslümanlığa mı?..
- İslam'a daha sıcak bakıyorum, ama Müslümanlara baktığımda birden soğuyorum.
Babam annemin Türkiye'deki akrabalarını Brüksel'e getirip oturum aldı, iş buldu...
Bir iki yıl çalıştılar o kadar...
Şimdi hepsi 'somaca basıyorlar' yani işsizlik parası alıyorlar.
Hepsi de sapa sağlam... Babamın akrabaları Hristiyan...
Kiliseye gitmiyorlar ama iş ahlakları var...
Herkes işinde dürüstçe çalışıyor...
Annemin akrabaları hem namaz kılıyor, yeri gelirse hırsızlık bile yapıyorlar...
Türkiye'ye gidiyoruz her taraf cami dolu, camiler de namaz kılan insan dolu...
Ama herkes hile yapıyor, sizi kandırmaya çalışıyor...
Belçika'da kiliseler bomboş ama Hristiyanların hepsi ahlaklı...
İşte bu yüzden olmak istediğim halde Müslüman olamıyorum...
Afallamıştım.
Umutsuz bir hamle yaptım.
- Ama şey...
Yani...
Müslümanlara bakarak karar vermek...
Ani bir çıkışla sözümü kesti...
- Çok dinledim bu masalları, hem de pek çok...
Kusura bakmayın lütfen...
Bir din anlayışı güzel ahlak üretemiyorsa ben o dini yani Müslümanlığı kabul edemem...
Brüksel'deki Müslümanları geçtim; Türkiye'de herkes devleti soyuyor, vergi kaçırıyor, haram yiyor...
Her şeyi yapıyorlar...
Ondan sonra
"Döndüm Kâbe’ye Allahü Ekber".
Jimnastik bu ya, namaz değil jimnastik...
Bu sözler ceviz büyüklüğündeki dolu taneleri gibi başıma çarpıyordu...
- O zaman siz Hristiyanlıkta kesin kararlısınız? diye sordum.
- Annem "Müslüman ol" diyor ama bu ihtimal çok zayıf...
Brüksel'de en çok Ezan seslerini seviyorum, çan sesleri beynimi tırmalıyor...
Haaa annemin hatırına belki Türküm diyebilirim...
Maria Elif'in yaşadığı Müslüman işkencesinin vebali kimlerin omuzunda acaba?"
Abdul vahit bey de denek istediklerini anlamıştır umarım
Sen ben dinle dindar ile dinciyi bir birinden ayır kardeşim