Osmanlı döneminde okuryazar sayısı çok azdı ve kitaplar el ile yazıldığı için hem pahalıydı hem de herkes alıp okuyamazdı.
***
Gutenberg matbaası icat edildikten sonra Avrupa'da 50 yılda 1700 matbaa kurulmuş. Bu matbaalarda 20 milyon adet her konuda kitap basılmış. Gütenberg ‘matbaa'sının icadından 272 yıl sonra matbaa Osmanlı’da kabul edilmiş! Kabul edilmesi de sınırlı olmuş. 1729'dan 1830'a kadar sadece 180 kitap basılmıştır!
***
Buradan halkın ne kadar cehaletin girdabında olduğu anlaşılıyor. Tarih, o dönemki Osmanlı'yı tarif ederken şöyle diyor: Osmanlı, zayıf taraflarını göremeyecek kadar mağrur, bilginin, bilim ve tekniğin üstünlüğünü anlamayacak kadar cahildi!
Padişahlık, 600 yıl sürmüştür. Bunca uzun zaman tek kişi tarafından yönetildi.
Halk "padişahım çok yaşa" diyordu! Ama cahil bırakılmıştı.
Hak isteyenin kellesi giderdi!
***
Cehaleti yönetmek çok kolaydır. Cahil insan sorgulamaz korkar. Bilgili insan güçlü insandır, haklarını bilir, korkmaz ve sorgular.
Osmanlı 600 yıl insanları cahil bırakarak yönetebilmiştir. Osmanlı'nın son dönemlerinde uyanma, aydınlanma başladığı için Kurtuluş Savaşı’yla Atatürk ve arkadaşları sayesinde yok olmakta olan Osmanlı'nın yerine Türkiye Cumhuriyeti kurulmuştur.
Koskoca imparatorluk topraklarının büyük kısmını kaybettikten sonra ancak Anadolu ve Trakya kurtarılabilmiştir.
***
Ne acıdır ki, Osmanlı'nın matbaayı 272 yıl sonra kabul etmesi cehaletin de sürmesini sağlamıştır. “Matbaada basılan kitapların okunması günah!” diyen din adamları yüzünden cehalet yok edilememiştir uzun yıllar.
Günümüzde bile gerici dinciler cehaleti savunmaktalar!
Bugün yaşadığımız sıkıntıların kökeninde yatan da gericiliktir, akıl ve bilimden uzak kalışımızdır. Unutmayalım!