Geçen haftaki yazımda yolsuzluğun küçüğü büyüğü olmaz demiştik, bu haftaki yazımda da sahtekarlığın küçüğü büyüğü olmaz diyoruz. Siyasal islamcıların ve AKP’ye yakın kişilerin içinde bulunduğu her türlü sahtekârlığın, taciz ve tecavüz olaylarının yaşandığı vakıflardan söz etmiştik. İzmir’de AKP ve CHP’lilerle, belediye bürokratlarının kurduğu mezarlıklar üzerinde faaliyet gösteren bir vakfı ele almıştık. Bugün de vakfın kullandığı Buca Kaynaklar Mezarlığı’nın köşesinde yapılan taş duvar binayı konuşacağız. Hemen mezarlığın karşısında yıllardır duran odalara, vergi dairelerine kayıtlı İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne yıllık aidatlarını ödeyen, orada cenazeleri bulunan İzmir halkının iyi gününde kötü gününde yanlarında olan mermer ve mezarcı esnaflarının bulunduğu derme çatma ve sağlıksız barakalarda iş yapmaya çalışırken, bir yandan barakalarının başlarına yıkılacağı korkusu yaşarken biri veya birileri mezarlığın köşesine muntazam taş duvar bir bina kondurmuş ve elektriğini de almış. Şimdi ben de soruyorum. Soru 1: Bu yapı vakıfa mı ait, vakıfa aitse gerekli izinleri, inşaat ruhsatları var mı? Vakıf bu binayı yapmak için Buca Belediyesi ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden gerekli izinleri almış mı? Bunların hiçbiri yoksa hangi kurum buna göz yummuş ve sorumlusu kim? İzmir Büyükşehir Belediyesi mi, Buca Belediyesi mi, Orman Müdürlüğü mü? Yoksa kendisine kayıtlı olan mermer mezar ustalarının en ufak bir yanlışlarına, kabahatler kanununa aykırı binlerce TL ceza yazan İzmir Büyükşehir Belediyesi Mezarlıklar Daire Başkanlığı mı? Soru 2: Bu vakıf yardım veya hizmet vakfı mı veya ticaret vakfı mı? Kapının önüne yapılan mezar numunelerine bakılırsa daha çok ticaret vakfına benziyor. Not: Vakfın ismini, başkanını, kurucu ve mevcut mütevelli heyetinin isimlerini bir dahaki yazımda paylaşacağım.