Hayatta en önemli şeylerden biri umut etmek.
Hepimizin çocukken sınırsız umutları ve hayalleri vardı.
Hayallerimiz, umutlarımız ve biz ne kadar mutluyduk.
SONRA NE OLDU?
Yıllar umutlarımızı aldı.
Hayallerimizi de.
Ya da biz alınmalarına izin verdik.
Peki, ne oldu da yıllar sonra umutlarımız, hayallerimiz çalındı.
Ne oldu da yavaş yavaş umut etmeyi, hayallerimizi gerçekleştirmeyi bıraktık.
Yedi yaşında ilkokula başladık ve sistemin bir parçası olduk.
An ve an sistem bizi yormaya, hayallerimizi, umutlarımızı bizden çalmaya başladı ve bizi kendi standartlarına uymaya zorladı.
Önce iyi bir evlat, iyi bir eş, iyi bir anne - baba sonra iyi bir büyük anne - büyük baba, uyumlu bir çalışan vs.
Bir hayatın karmaşası, koşuşturması, stresi altında hayallerimizden vazgeçtik ya da vazgeçmek zorunda kaldık.
Ben kendi adıma hayallerimden hiç vazgeçmedim.
Hayatımın kontrolünü elimde tutarak, tüm zorluklara rağmen, inatla hayallerimin peşinde koşarak bir bir gerçekleştirdim.
Üşenmedim… Ertelemedim... Asla vazgeçmedim.
Hala gerçekleşmesini dilediğim hayallerim, umutlarım var.
Çünkü hayal kurmanın, umut etmenin yaşla ilgisi olmadığını biliyorum.
Yaşam varsa, umut da her zaman vardır.
"Umudu olan insan, müzik olmadan da dans eder" diyor George Hayber.
Bütün dünya sana vazgeç dediğinde, umut sana fısıldar, bir kere daha dene.
Vazgeçme!
Sizin de mutlaka hayatın koşuşturmaları arasında bir yerlere gömdüğünüz hayalleriniz vardır.
Belki hayat hayallerinizi gerçekleştirme imkanı sunmadı.
Ya da umutlarınız tükendi.
Ama hayalleriniz hala orada.
Şimdi onları tekrar hatırlayın ve gömdüğünüz yerden çıkartın.
İş işten geçmeden, kaderim buymuş çaresizliğini üstünüzden atın, hayatınızın kontrolünü elinize geçirin, hayallerinizin peşinden umutla koşmaya başlayın.
Bir gün bu yolculuk bitecek.
Ama biz günlük hayatın peşinde koşarken bu gerçeği unutuyoruz.
Geçmişe şöyle dönüp baktığımızda zamanın ne kadar çabuk geçtiğine hayret ediyorsak, gelecekte aynı hızla belki de daha çabuk geçecek.
Unutmayın, hayat provası olmayan bir tiyatro sahnesi gibidir.
Ne yazık ki tekrarı da yok.
Ve bir gün hiç bir hayalinizi gerçekleştiremeden perde kapanacak.
Perde kapanmadan hayallerinizin peşinde özgürce koşun.
Ya yılgın, mutsuz, kaderinize razı olacak ya da hayatın tüm zorlanmalarına rağmen umutlarınızın, hayallerinizin peşinde koşacak, hayallerinizi gerçekleştirecek, bunun mutluluğunu yaşayacaksınız.
Yaşıyorsak hep umut vardır.
Cemal Süreyya "Umut belki de gelecek sayfadadır. Kitabı asla kapatmayın" diyor.
Kapatmak ya da kapatmamak,
SEÇİM TAMAMEN SİZİN.
Serpil GÜLEÇYÜZ