casino siteleri slot siteleri
bahis siteleri canlı bahis siteleri
Abdurrahman Kütükçü
Köşe Yazarı
Abdurrahman Kütükçü
 

Kadın Meclisi üzerinden nemalanan erkekler!

İlk olarak muhatabımın kim olduğu sorarak başlamak isterim? Geçen gün sosyal medyada Buca Kent Konseyi’ni, beni ve konseyi başkanımızı ‘kadınlara şiddet uygulamaya çalışan, ölüm tehditlerinde bulunan ve annelere küfreden’ kişilerce paylaşılan ancak kimliği belirli kişilerce yorumlanan ‘Yalanlar ve iftiralar Rüzgar’ına rastladım. Sahi hangi işiniz yüreklice, hangi işiniz düzgün, doğru ya da çelişkisiz?  Hukuken yok hükmünde olan bir meclisin hangi üyelerince bu suç unsuru ihtiva eden, yalan, yanlış ve iftiralarla dolu yazı kaleme alınmıştır? Onca verilen tepki, yaşanan süreç sonrasında en başa döndünüz yine ve elinizde avcunuzda kocaman yalanlar serisi mi kaldı?          Bir kaç soru sormak isterim, neden haksızlığa uğradığınızı söyleyip hakkınızı yasal mercilerde aramıyor da tehditlerle, siyasi baskılarla, küfürlerle, yalanlarla, iftiralarla, darp teşebbüsleri ve yaşam hakkını sonlandırma tehditleriyle, annelere küfürler ederek,  kendi eski ‘Kadın Meclisi Yürütme Kurulu Üyelerinizi’ dahi taciz edip, psikolojik baskılar yaparak taçlandırıyorsunuz kutsal savunma merciini?   Yanıtı çok açık, yargı kararıyla sürecin aleyhinize tescillenmesinden mi korkuyorsunuz? Düşünün aranızda bulunan en eğitimli kişi diyebileceğimiz Yürütme Kurulu Üyeniz Hukukçu arkadaşınızın bile Buca’da ikamet etmediğini öğrendik! Bir tane dahi doğru işiniz olamaz mı? Oturup sabahtan akşama kadar dedikodu, yalan ya da iftiralar üretmekten bıkmadınız mı? Sahi kaç Yürütme Kurulu Üyeniz istifa etmişti seçimlerin yenilenme kararı alınmadan önce 3-4-5-6? Siz Yürütme Kurulu Üyenizi ihraç etmek için tutanak hazırlamıyor muydunuz daha geçen ay?  Aynı şeyi yapmaya yetkiniz olduğunu biliyorsunuz ama bir başkasının buna yetkisi mi yok?    Hangi işiniz çelişkisiz ya da doğru? Ya da hangi konuda netsiniz? Yeri geliyor Erkekler kadın meclisi seçimlerinin neferleri oluyor, yeri geliyor kadınların arkasına saklanıyor yeri geliyor kadınları tehdit edip darp etmeye kalkışıyor!  Burada eski ‘’kadın meclisi’ içerisine sızan ya da  aday olma fikrini dahi erkeklerin verdiği kişilerin yani erkek aklının kendilerine biçtiği rolleri oynayan insanlar görmekteyim!.. Uyanın arkadaşlar kaç kişiye belediyede iş sözü verildi, kaç ağanın eşi, dostu işe başladı seçim sonrası, hangi ihaleleri koparma iştahı belirdi arkadaşlarda kendinizi bu insanlara daha fazla kullandırmayın ve uyanın, bu kişilerin ne insani nosyonu kalmış ne de kadınlara dair günümüze dek tek bir hareket içerisinde olmadıkları gibi umurlarında da değil kadınlar!  Varsa yoksa kendi yakınlarının işe girmesi için, alacakları ihaleler için, siyaseten bir yerlere gelmek için kullandıkları basamak olmayın ve bu oyuna daha fazla alet olmayın! Sadece söylediklerimi araştırın!..   Artık şaşırmıyoruz, yarın acaba söyledikleri yalanlara, iftiralarına hangi seviyede devam edeceklerine dair hiçbir davranışlarını kestiremiyoruz!   BUNLARI SIKLIKLA TEKRARLAYACAĞIM, KİMSEYİN YAŞAMA ÖZGÜRLÜĞÜNÜ SONLANDIMAYLA TEHDİT ETMEYE HAKKINIZ YOK! KİMSENİN ANNESİNE KÜFÜR ETME HAKKINIZ YOK! KİMSEYİ DARP ETME ŞİDDETE MARUZ BIRAKMA HAKKINIZ YOK!   Hangisi daha önemli, çıkıp kimse tehdit etmedik diyemiyor, annelere küfür etmedik diyemiyor, kadınları erkekler darp etmeye çalışmadı ya da tehdit etmedi demiyor, sahte evrak düzenlemedik demiyor ve en iyi bildiği işi yapıyor anonim hesapların ardına sığınıp açık ve net bir şekilde yaptıkları karşısında yargılanacaklarını algıladıklarından yine kadınların içine sızarak organize bir şekilde belki eşlerini işe sokmak, belki belediyeden bir kaç ihale daha almak, ilçe siyasetinde bir yerlere gelmek adına kent konseyini yakıp, yıkıp, yıpratıp her şeyi yapmayı kendilerine mübah görüyor!   Arkadaşlar sormazlar mı size, hayırdır, siz kimsiniz ve neyin peşindesiniz, davanız nedir? Diye ve verilecek bir tane dahi gerçek ya da doğru yanıtınız olmaz mı?   Buca arenasında Kent Konseyi hiç ama hiç bu kadar her attığı adımla ve yaptığı işle ilçe gündemine gelmemişti. Kadın Meclisi seçim sürecinde ilk yalanları başkalarının adına toplu üye kaydı yaparken iki belediye personeli ile bir aday ve kızı işbaşında ellerinde başkalarına ait onlarca gönüllü formu ve başkalarına ait onlarca kimlik fotokopisi ile yakalandıklarında başladı! Kendi savunmaları okuma yazma bilmeyen kişiler olduğu için kendilerince doldurulan formlar olduğu şeklinde  idi.   Kent Konseyi seçim sürecinde pandemi ve kadın adayların defalarca sözlü atışmaları ile birbirleriyle kavga edebilme olasılığına karşın bir karar alıp üyelik başvurusu yapmış kişilerin üye kaydı yapmaya gelen kişileri baskı altına almamaları ve konsey odasında seçim çalışması yapmamaları için odada başvuru yapmış kişilerin dışarı çıkmasını yazılı olarak duvarlara asılan kararlar ile kişilere duyurmuştur.   Tabi bu süreçte aynı kişilere  7-8 kere bu karar anımsatılsa da arkadaşlar ısrarla konsey odasında çalışma yapmaya kalkışmışlar sonunda başkaları adına onlarca form ve kimlik fotokopisi ile yakalanınca normalde kent konseyi seçimlerinde hile yaptıkları için ihraç edilmeleri gerekirken tarafımızca konunun ajite edilmemesi için büyüklük göstererek kapatılmasını sağladık. Okuryazarı olmadığını söyledikleri formlar arasında üniversite mezunları, lise mezunları ile dolu yüzde yetmiş beşinin okur yazar kişilere ait olduğu net ve belgeli kişiler var. Siz siz olun bunların söylediklerini en az 3 kere düşünün, neresinde gerçek olma ihtimali olabilir diye.   Düne kadar 4 ay diyorlardı, itiraz dilekçeleri iki ayrı kadın tarafından 29’unda Belediyeye veriliyor. Kent konseyi de Ekim ayı toplantısında dilekçelere yanıt verme kararı alıyor ve bir sonraki toplantıya kadar iddiaları inceleyip yenilir yutulur olmadığını görüyor ve Kasım ayında kararını açıklıyor! Hangi dört hangi üç ? Korkunç, divan başkanının 300 küsur kişinin oy kullandığı seçimde  600 küsur kişinin oy kullandığını söylemesi gibi !..  Boş tutanağı imzalayıp gitmesi gibi, ilk turda hiçbir adayın üye tam sayısının 3’te ikisini almamasına rağmen başkanlık seçimini bitirmesi gibi.   Defalarca neredeyse yalvaracaktı Cem Başkan, yönetmeliği ve yönergeyi okuyun, neyi yürütmeye aday olduğunuzu öğrenin demekten dilinde tüy bitti!   Amaç en başından beri Cem Başkanı devirip yerine başka bir arkadaşı getirmek ve her daim olduğu gibi mertçe değil, ayak oyunları, kumpaslar, yalan rüzgarları, dedikodular, iftiralar, tehditlerle, periyodik olarak kent konseyini başarısız göstermek için diğer yürütme üyelerine de sözlü ve yeri geldiğinde masaları yumruklayıp tacizler ederek!   Cem Başkan bu oyunların hiçbirine düşmedi, kendisini daha önce de defalarca aşağılayan ve yok sayan şahıs odayı basınca ettiği küfürler ve tehditler karşısında sükûnetini korudu.  Daha önce kadın olan genel sekreteri tehdit edince aynı şahıs, Gülten Hanım ‘duymadım, görmedim, bilmiyorum’ şeklinde üç maymunu oynayınca, Cem Başkan önce kendisini tehdit eden şahsa beni tehdit mi ediyorsun diye iki kere sorar ve şahıs iki kere ‘Evet, tehdit ediyorum, seni Buca’da gezdirmeyeceğim, yaşatmayacağım, her yerde karşına çıkacağım’ türünde cümleler kurunca Gülten Hanım’a dönerek ‘bu sefer de duymadığını mı söyleyeceksin Gülten Hanım’ diye sorduğunda evet, bu sefer de duvara dönüp tehditleri, küfürleri, hakaretleri, aşağılamaları duymazdan geldiğini vücut diliyle ifade etmiştir.  Yazık!   İnsanlar tam da burada kendine şu soruyu sormalı, kimin yanındayım? Ezenin, küfredenin, tehdit edenlerin, kadına el kaldıran ve kadınları tehdit eden, engelli üyelerimize yardım edilerek formları doldurulduğu için neredeyse hakarete uğrayan kişilerin yanında mı yoksa hukuksuz bir seçim ardından  iki kadın tarafından yapılan itirazların yürütme kurulu kararıyla tekrar edilme mesajı  23 Kasım  yani kararın alındığının ertesi sabahı   toplu olarak tüm delegelere gönderilmişken (bu da diğer yalanlarını belgeli olarak ortaya koyuyor, seçim yenileme kararımız belediyeye verdiğimiz evrakta da tüm delegelere yolladığımız mesajda da sabittir her söyledikleri yalanı çürüttüğümüz gibi) görevimizi, şeffaf, net de düzgün bir şekilde yaparken sürekli olarak yaptıkları davranışlardan konuyu uzaklaştırıp, yetkisi var mı yok mu, Cem mi Abdurrahman mı gibi kişisel hazımsızlıkları noktasına olayı çekmeleri nasıl bir acz içerisinde olduklarını göstermektedir.   Siz bu kişilere her gördüğünüz yerde tek bir soru sormalısınız o da şudur ‘Madem haklısınız neden yasal yollara başvurarak dava açmıyorsunuz, neden hakkınızı aramayıp sürekli birilerini suçluyorsunuz, yoksa yargı önünde haklı olmadığınızı mı düşünmektesiniz ?’  Israrla sorun çünkü her şey belgeler üzerinde ve tanıklarla sabit, yalansız ve net…   Nereden baksan tutarsız. Yalanlarını yazdıklarımla öylesine ayyuka çıkarttım ki tutuşup yeni yalanlar üretmişler. Neymiş, itirazlar 16 Eylül’de verilmiş. Hangi yalanınızı kaç kere çürüttüğümüzü anımsamıyorum. Bence bu yazdıkları son yazı ‘kamuoyu hangi yalanımızı daha inandırıcı bulacak oradan yürüyelim’ minvalinde bir içeriğe sahip. Çoktan seçmeli, seç beğen, geliştir, üzerine ekle, çamuru at, yapışmazsa da izi kalır! Gerçekten Kadın Meclisi seçimlerinden önce ya da Cem Başkan’a organize bir ekiple saldırılara başlamadan önce hayatınızda neler vardı, neler yapmaktaydınız?    Sizlerle paylaşacağımız evrak ile söyledikleri bir çok yalanı daha ortadan kaldırmış olduk. Yazıların tamamı delil niteliğinde olup muhtemelen hepsini bizlere anonim hesaplardan yapılan sataşmalar, yalan ve iftiralar da dahil dava dosyasına eklemesi için savcılığa göndereceğiz.   Yakın gelecekte yargı süreci detaylarını, alınacak kararları birlikte takip edeceğiz ve yalan rüzgarları sona erecek… Son sözümüz yine unutmadan;   KİMSEYİN YAŞAMA ÖZGÜRLÜĞÜNÜ SONLANDIMAYLA TEHDİT ETMEYE HAKKINIZ YOK! KİMSENİN ANNESİNE KÜFÜR ETME HAKKINIZ YOK! KİMSEYİ DARP ETME, ŞİDDETE MARUZ BIRAKMA HAKKINIZ YOK!
Ekleme Tarihi: 19 Aralık 2022 - Pazartesi

Kadın Meclisi üzerinden nemalanan erkekler!

İlk olarak muhatabımın kim olduğu sorarak başlamak isterim? Geçen gün sosyal medyada Buca Kent Konseyi’ni, beni ve konseyi başkanımızı ‘kadınlara şiddet uygulamaya çalışan, ölüm tehditlerinde bulunan ve annelere küfreden’ kişilerce paylaşılan ancak kimliği belirli kişilerce yorumlanan ‘Yalanlar ve iftiralar Rüzgar’ına rastladım. Sahi hangi işiniz yüreklice, hangi işiniz düzgün, doğru ya da çelişkisiz?  Hukuken yok hükmünde olan bir meclisin hangi üyelerince bu suç unsuru ihtiva eden, yalan, yanlış ve iftiralarla dolu yazı kaleme alınmıştır? Onca verilen tepki, yaşanan süreç sonrasında en başa döndünüz yine ve elinizde avcunuzda kocaman yalanlar serisi mi kaldı?

 

       Bir kaç soru sormak isterim, neden haksızlığa uğradığınızı söyleyip hakkınızı yasal mercilerde aramıyor da tehditlerle, siyasi baskılarla, küfürlerle, yalanlarla, iftiralarla, darp teşebbüsleri ve yaşam hakkını sonlandırma tehditleriyle, annelere küfürler ederek,  kendi eski ‘Kadın Meclisi Yürütme Kurulu Üyelerinizi’ dahi taciz edip, psikolojik baskılar yaparak taçlandırıyorsunuz kutsal savunma merciini?   Yanıtı çok açık, yargı kararıyla sürecin aleyhinize tescillenmesinden mi korkuyorsunuz?

Düşünün aranızda bulunan en eğitimli kişi diyebileceğimiz Yürütme Kurulu Üyeniz Hukukçu arkadaşınızın bile Buca’da ikamet etmediğini öğrendik!

Bir tane dahi doğru işiniz olamaz mı?

Oturup sabahtan akşama kadar dedikodu, yalan ya da iftiralar üretmekten bıkmadınız mı? Sahi kaç Yürütme Kurulu Üyeniz istifa etmişti seçimlerin yenilenme kararı alınmadan önce 3-4-5-6? Siz Yürütme Kurulu Üyenizi ihraç etmek için tutanak hazırlamıyor muydunuz daha geçen ay?  Aynı şeyi yapmaya yetkiniz olduğunu biliyorsunuz ama bir başkasının buna yetkisi mi yok? 

 

Hangi işiniz çelişkisiz ya da doğru? Ya da hangi konuda netsiniz? Yeri geliyor Erkekler kadın meclisi seçimlerinin neferleri oluyor, yeri geliyor kadınların arkasına saklanıyor yeri geliyor kadınları tehdit edip darp etmeye kalkışıyor!  Burada eski ‘’kadın meclisi’ içerisine sızan ya da  aday olma fikrini dahi erkeklerin verdiği kişilerin yani erkek aklının kendilerine biçtiği rolleri oynayan insanlar görmekteyim!.. Uyanın arkadaşlar kaç kişiye belediyede iş sözü verildi, kaç ağanın eşi, dostu işe başladı seçim sonrası, hangi ihaleleri koparma iştahı belirdi arkadaşlarda kendinizi bu insanlara daha fazla kullandırmayın ve uyanın, bu kişilerin ne insani nosyonu kalmış ne de kadınlara dair günümüze dek tek bir hareket içerisinde olmadıkları gibi umurlarında da değil kadınlar!  Varsa yoksa kendi yakınlarının işe girmesi için, alacakları ihaleler için, siyaseten bir yerlere gelmek için kullandıkları basamak olmayın ve bu oyuna daha fazla alet olmayın! Sadece söylediklerimi araştırın!..

 

Artık şaşırmıyoruz, yarın acaba söyledikleri yalanlara, iftiralarına hangi seviyede devam edeceklerine dair hiçbir davranışlarını kestiremiyoruz!

 

BUNLARI SIKLIKLA TEKRARLAYACAĞIM, KİMSEYİN YAŞAMA ÖZGÜRLÜĞÜNÜ SONLANDIMAYLA TEHDİT ETMEYE HAKKINIZ YOK! KİMSENİN ANNESİNE KÜFÜR ETME HAKKINIZ YOK! KİMSEYİ DARP ETME ŞİDDETE MARUZ BIRAKMA HAKKINIZ YOK!

 

Hangisi daha önemli, çıkıp kimse tehdit etmedik diyemiyor, annelere küfür etmedik diyemiyor, kadınları erkekler darp etmeye çalışmadı ya da tehdit etmedi demiyor, sahte evrak düzenlemedik demiyor ve en iyi bildiği işi yapıyor anonim hesapların ardına sığınıp açık ve net bir şekilde yaptıkları karşısında yargılanacaklarını algıladıklarından yine kadınların içine sızarak organize bir şekilde belki eşlerini işe sokmak, belki belediyeden bir kaç ihale daha almak, ilçe siyasetinde bir yerlere gelmek adına kent konseyini yakıp, yıkıp, yıpratıp her şeyi yapmayı kendilerine mübah görüyor!

 

Arkadaşlar sormazlar mı size, hayırdır, siz kimsiniz ve neyin peşindesiniz, davanız nedir? Diye ve verilecek bir tane dahi gerçek ya da doğru yanıtınız olmaz mı?

 

Buca arenasında Kent Konseyi hiç ama hiç bu kadar her attığı adımla ve yaptığı işle ilçe gündemine gelmemişti. Kadın Meclisi seçim sürecinde ilk yalanları başkalarının adına toplu üye kaydı yaparken iki belediye personeli ile bir aday ve kızı işbaşında ellerinde başkalarına ait onlarca gönüllü formu ve başkalarına ait onlarca kimlik fotokopisi ile yakalandıklarında başladı! Kendi savunmaları okuma yazma bilmeyen kişiler olduğu için kendilerince doldurulan formlar olduğu şeklinde  idi.

 

Kent Konseyi seçim sürecinde pandemi ve kadın adayların defalarca sözlü atışmaları ile birbirleriyle kavga edebilme olasılığına karşın bir karar alıp üyelik başvurusu yapmış kişilerin üye kaydı yapmaya gelen kişileri baskı altına almamaları ve konsey odasında seçim çalışması yapmamaları için odada başvuru yapmış kişilerin dışarı çıkmasını yazılı olarak duvarlara asılan kararlar ile kişilere duyurmuştur.

 

Tabi bu süreçte aynı kişilere  7-8 kere bu karar anımsatılsa da arkadaşlar ısrarla konsey odasında çalışma yapmaya kalkışmışlar sonunda başkaları adına onlarca form ve kimlik fotokopisi ile yakalanınca normalde kent konseyi seçimlerinde hile yaptıkları için ihraç edilmeleri gerekirken tarafımızca konunun ajite edilmemesi için büyüklük göstererek kapatılmasını sağladık. Okuryazarı olmadığını söyledikleri formlar arasında üniversite mezunları, lise mezunları ile dolu yüzde yetmiş beşinin okur yazar kişilere ait olduğu net ve belgeli kişiler var. Siz siz olun bunların söylediklerini en az 3 kere düşünün, neresinde gerçek olma ihtimali olabilir diye.

 

Düne kadar 4 ay diyorlardı, itiraz dilekçeleri iki ayrı kadın tarafından 29’unda Belediyeye veriliyor. Kent konseyi de Ekim ayı toplantısında dilekçelere yanıt verme kararı alıyor ve bir sonraki toplantıya kadar iddiaları inceleyip yenilir yutulur olmadığını görüyor ve Kasım ayında kararını açıklıyor! Hangi dört hangi üç ? Korkunç, divan başkanının 300 küsur kişinin oy kullandığı seçimde  600 küsur kişinin oy kullandığını söylemesi gibi !..  Boş tutanağı imzalayıp gitmesi gibi, ilk turda hiçbir adayın üye tam sayısının 3’te ikisini almamasına rağmen başkanlık seçimini bitirmesi gibi.

 

Defalarca neredeyse yalvaracaktı Cem Başkan, yönetmeliği ve yönergeyi okuyun, neyi yürütmeye aday olduğunuzu öğrenin demekten dilinde tüy bitti!

 

Amaç en başından beri Cem Başkanı devirip yerine başka bir arkadaşı getirmek ve her daim olduğu gibi mertçe değil, ayak oyunları, kumpaslar, yalan rüzgarları, dedikodular, iftiralar, tehditlerle, periyodik olarak kent konseyini başarısız göstermek için diğer yürütme üyelerine de sözlü ve yeri geldiğinde masaları yumruklayıp tacizler ederek!

 

Cem Başkan bu oyunların hiçbirine düşmedi, kendisini daha önce de defalarca aşağılayan ve yok sayan şahıs odayı basınca ettiği küfürler ve tehditler karşısında sükûnetini korudu.  Daha önce kadın olan genel sekreteri tehdit edince aynı şahıs, Gülten Hanım ‘duymadım, görmedim, bilmiyorum’ şeklinde üç maymunu oynayınca, Cem Başkan önce kendisini tehdit eden şahsa beni tehdit mi ediyorsun diye iki kere sorar ve şahıs iki kere ‘Evet, tehdit ediyorum, seni Buca’da gezdirmeyeceğim, yaşatmayacağım, her yerde karşına çıkacağım’ türünde cümleler kurunca Gülten Hanım’a dönerek ‘bu sefer de duymadığını mı söyleyeceksin Gülten Hanım’ diye sorduğunda evet, bu sefer de duvara dönüp tehditleri, küfürleri, hakaretleri, aşağılamaları duymazdan geldiğini vücut diliyle ifade etmiştir.  Yazık!

 

İnsanlar tam da burada kendine şu soruyu sormalı, kimin yanındayım? Ezenin, küfredenin, tehdit edenlerin, kadına el kaldıran ve kadınları tehdit eden, engelli üyelerimize yardım edilerek formları doldurulduğu için neredeyse hakarete uğrayan kişilerin yanında mı yoksa hukuksuz bir seçim ardından  iki kadın tarafından yapılan itirazların yürütme kurulu kararıyla tekrar edilme mesajı  23 Kasım  yani kararın alındığının ertesi sabahı   toplu olarak tüm delegelere gönderilmişken (bu da diğer yalanlarını belgeli olarak ortaya koyuyor, seçim yenileme kararımız belediyeye verdiğimiz evrakta da tüm delegelere yolladığımız mesajda da sabittir her söyledikleri yalanı çürüttüğümüz gibi) görevimizi, şeffaf, net de düzgün bir şekilde yaparken sürekli olarak yaptıkları davranışlardan konuyu uzaklaştırıp, yetkisi var mı yok mu, Cem mi Abdurrahman mı gibi kişisel hazımsızlıkları noktasına olayı çekmeleri nasıl bir acz içerisinde olduklarını göstermektedir.

 

Siz bu kişilere her gördüğünüz yerde tek bir soru sormalısınız o da şudur ‘Madem haklısınız neden yasal yollara başvurarak dava açmıyorsunuz, neden hakkınızı aramayıp sürekli birilerini suçluyorsunuz, yoksa yargı önünde haklı olmadığınızı mı düşünmektesiniz ?’  Israrla sorun çünkü her şey belgeler üzerinde ve tanıklarla sabit, yalansız ve net…

 

Nereden baksan tutarsız. Yalanlarını yazdıklarımla öylesine ayyuka çıkarttım ki tutuşup yeni yalanlar üretmişler. Neymiş, itirazlar 16 Eylül’de verilmiş. Hangi yalanınızı kaç kere çürüttüğümüzü anımsamıyorum. Bence bu yazdıkları son yazı ‘kamuoyu hangi yalanımızı daha inandırıcı bulacak oradan yürüyelim’ minvalinde bir içeriğe sahip. Çoktan seçmeli, seç beğen, geliştir, üzerine ekle, çamuru at, yapışmazsa da izi kalır! Gerçekten Kadın Meclisi seçimlerinden önce ya da Cem Başkan’a organize bir ekiple saldırılara başlamadan önce hayatınızda neler vardı, neler yapmaktaydınız?

 

 Sizlerle paylaşacağımız evrak ile söyledikleri bir çok yalanı daha ortadan kaldırmış olduk. Yazıların tamamı delil niteliğinde olup muhtemelen hepsini bizlere anonim hesaplardan yapılan sataşmalar, yalan ve iftiralar da dahil dava dosyasına eklemesi için savcılığa göndereceğiz.

 

Yakın gelecekte yargı süreci detaylarını, alınacak kararları birlikte takip edeceğiz ve yalan rüzgarları sona erecek…

Son sözümüz yine unutmadan;

 

KİMSEYİN YAŞAMA ÖZGÜRLÜĞÜNÜ SONLANDIMAYLA TEHDİT ETMEYE HAKKINIZ YOK! KİMSENİN ANNESİNE KÜFÜR ETME HAKKINIZ YOK! KİMSEYİ DARP ETME, ŞİDDETE MARUZ BIRAKMA HAKKINIZ YOK!

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberege.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.