Atatürk zeki değildi, bilgisayar kullanamıyordu diyor biri...
Ayasofya İslam mimarisinin en önemli eseridir diyor diğeri.
Osmanlı Devleti'nin kurucusu kimdir diye soruyorsun; Yavuz Sultan Selim ile Fatih Sultan Selim birlikte kurdular diyor.
Atatürk kurdu diyen üniversite öğrencisi var.
Çin Seddi nerededir diye sor; Danimarka? Yok Ukranya (yanlış yazmadım, böyle diyor)... Yoksa Cezayir miydi? diye cevap veriyor.
Deprem olmuş. Elinde mikrofon, yanında kameramanla gezen bir muhabir, hasarlı eve giriyor. Duvardaki sıvayı eliyle alıp, eliyle ufalayıp, "bakın bu evin betonunda deniz kumu kullanılmış" diyor.
Ülkenin ulaştırma bakanı (sonradan bissürü şey oldu, isviçre çakısı mübarek), bulut teknolojisini "bu bilişim, fazla kafayı yorarsan sıyırırsın" diye açıklıyor.
Selanik Ankara'da diyen ortaokul öğrencisi var.
Van gülü hangi ilin sınırları içinde diye soruluyor üniversiteliye Adıyaman diyor bu ülkenin üniversitelisi
50 yıl önce olsa, insanlar kitap okumuyor derdim.
Oysa bugün herkesin elinde "akıllı" telefon var.
Bilgiye ulaşmak bu kadar kolayken, hala bu kadar cahil kalmak ayrı bir mucize.
Yaratılmak istenen toplum bu. Yıllardır en çok değiştirilen, en çok çorba edilen, en çok alt üst edilen şey nedir bu ülkede?
Eğitim sistemi.
Öğrenci değil, seçmen yetiştirmek derdindeler çünkü.
Seçmenleri de bunlar işte.
Fırtınada çıkan hortumun hesabını belediye başkanına soran eski belediye başkanı var bu ülkede.
Bu çağın vebası prezervatiftir kardeşim. Şeytan icadıdır. Zekanın turnasol kağıdıdır.
Aptallar ürerken, akıllılar üremiyor.
Ondan sonra da;
"Selanik nerededir?"
"Anıtkabir'de. Atatürk neredeyse oradadır"
Coğrafya kaderdi, değil mi?
Kaderime s*çaydım.