Rahmetli Timur Selçuk’un güzel bir parçası vardı. Genç kuşak pek anımsamaz. Çok şeyler anlatır, elbette anlayana. Nereye Payidar, nereye Yokuş bayır demesen de Dere tepe düz gitsen de Çıkmaz bu yol, çıkmaz bu yol Çıkmaz bu yol bir yere. Menemen Belediye Başkanı Sayın Serdar Aksoy ile yatığımız söyleşide özellikle İl Başkanı Deniz Yücel’e dönük iddiaları, Yücel’in Menemen olayındaki tutumu rahmetli Timur Selçuk’un bu güzel parçasını düşürdü aklıma. Oysa herkesin çok iyi bildiği gibi payidar olan, olacak olan bu ülkedir, kişiler değil; Tıpkı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün de söylediği gibi. “Benim naçiz vücudum, bir gün elbet toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti, ilelebet payidar kalacaktır.” Sanırım Sayın Yücel kendisini bu partinin başında ilelebet kalacak gibi düşünüp İzmir’de partisini ona göre düzenlemeye çalışıyor. Son bir yıl içinde CHP İzmir’de olanlara bakınca farklı bir şey söylemek zaten mümkün değil. Sayın Yücel Kurultayda tek aday olduğu halde 655 delegeden oy kullanan 611 inin 253 oyuyla iş başına geldiği için mi payidar olma derdinde acaba? O nedenle mi onun yönetiminde en az yedi ilçe yönetimi gözden çıkarıldı? Bir sürü insan küstürüldü, partiden dışlandı. Söylenecek çok şey var da, bunları seçim döneminde hele hele ön seçim olursa vekil olma hayalleri olanlara delegeler sorar. Ama bu arada İzmir’de Sayın Yücel’in koltuğun sarsacak olaylar da olmuyor değil. Ankara ve İstanbul’dan gelenlerin yaptıkları toplantıya katılamaması, Konak ve Bayraklı ilçe başkanlarının istifası için kurulan tezgahlar işinin zor olduğunun göstergesi. Kaldı ki, örgüt farklı ellere geçince, milletvekili olma hayalleri gerçekleşir mi? O da başka bir soru. Neyse biz dönelim Sayın Aksoy’a. Doğrusunu isterseniz mahkemede tutukluluk haline son verilmesi sonrası Başkan Aksoy kendisini bu duruma düşürenlere karşı adeta savaş açtı. Başkan Aksoy, mağduriyetinin baş sorumlusu olarak Deniz Yücel ve ekibini görüyor anladığımca. En baştan başlayalım. “Seçim sürecinde CHP İl Başkan yardımcısı açık ve net bir şekilde Menemen’deki seçimlerin kayıp olduğunu belirtti” Anlaşılacak gibi değil! Bir il yöneticisi daha seçim olmadan seçimi kaybetmiş gibi görüyor. İnsan istemese de, acaba bundan ne çıkarı var diye düşünmek zorunda kalıyor. Bir il başkan yardımcısı seçim sürecinde nasıl böyle bir umutsuzluk pompalar, hangi veriye dayanarak? İktidar partisi her yönden sıkıştırırken, İzmir gibi bir yerde hangi mantıklı insan böyle bir laf eder? Hele hele Sayın Kılıçdaroğlu’nun yerel seçim taktiklerini herkes başarılı bulurken ve bu doğrultuda başkan Aksoy en geniş kesimlere hitab edebilme ve onları yanına çekme olanakları yaratmışken. “ İlden destek almadık biz dimdik kendimiz mücadele ettik. CHP ya da farklı siyasi partilerden bizim yanımıza gelen farklı arkadaşlarımızla birlikte biz mücadelemizi verdik, ailemle birlikte mücadele verdik; dolayısıyla bize destek yoktu. Kimse kalkıp ta destek verdik demesin tam tersine destek değil köstek verdi. Biz bir araba istedik ilden o arabayı dahi alamadık” Sayın Yücel bu sözlerin aksini söyleyebilir mi? Yanıt hakkı elbette var ve bekleriz. Bu söylem aslında İl başkan yardımcısının söylediği ile birleştirilince Sayın Aksoy’un Belediye başkanlığına karşı seçim öncesinden bir karşı çıkışın olduğunu görmek mümkün. Peki hangi gerekçe ile? Yanıt yine Aksoy’dan geliyor: ”Biat etmiyor diye. Bizim hizbimize eyvallah demiyor diye.” Kim bu hizipçiler? Kendilerinden biri aday olamadı diye partinin gösterdiği adayı hangi gerekçe ile dışlamaya çalışıyorlar? Onların çıkarları partinin, Menemen halkının kazanımlarından çok daha mı önemli? Asıl vurucu olan şu: “Ben Menemen halkının malını mülkünü 2 Milletvekiline yedirmek için belediye başkanı olmadım.” Kim bu iki milletvekili? Doğruluk, dürüstlük, adalet gibi erdemleri dilinden düşürmeyen Sayın Kılıçdaroğlu bu konuda bir adım attı mı? Yoksa, İzmir milletvekili olarak en başta töhmet altında kalacaklardan biri de kendisi olmaz mı? Peki Sayın İl Başkanı Yücel; Ya size ne demeli? Başkan Aksoy tutuklanmadan birkaç gün önce Menemen ilçe başkanlığına gerçekten gittiniz mi? Sayın Aksoy’un ilçede söylediğinizi iddia ettiği, şahit de gösterebilirim dediği şu sözler ne anlama geliyor? “Sabredin birkaç gün içerisinde operasyon geliyor”. Kim ne için sabrediyor? Meslektaşınızı Başkan Aksoy’un yerine Belediye Başkanı seçtirmeniz hayali için mi sabır? Yoksa Serdar beyin bahsettiği, İki değerli vekilin önünü açmak için mi? Yoksa ikisi de birden mi? İşin birde mahkeme tarafı var. Fetöcülük suçlaması nedeniyle yedi yıl Ceza alan Urla Belediye Başkanı Burak Oğuz’un mahkemelerinde CHP’il Başkanından vekillerine dek hepsi sıradağlar gibi dururken Sayın Aksoy’un mahkemesine kimsenin itibar etmemesi. Oysa basit bir kural vardır hukukta. “Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz”. Oysa bu davada Başkan Aksoy ta baştan, İl Başkanlığı ve partisi tarafından suçlu gibi görüldü. Neden Sayın Yücel? Sözleri fazla uzatmaya gerek yok. Başkan Aksoy’un sözleriyle noktalayalım, anlamak isteyen zaten anlamıştır olanları. “Ne ben ne ailem hiçbir zaman elimiz kirli işlere bulaşmış insanlar değiliz bizim yaptığımız iş belli, Menemen’de hangi işi yapmışız bunlar belli, benim ismim belli. Tüm Menemenlilere, tüm İzmirlilere şunu söylemek istiyorum; çok yakında makama geçeceğim az kaldı.” Başkan Aksoy görev başı yapınca Sayın Yücel Menemen gibi ilçenin kaybedilmesinin hesabını nasıl verecek? Göreceğiz…Hep birlikte…
Anasayfa
Yazarlar
Ahmet Özsoy
Yazı Detayı
Bu yazı kez okundu.
Nereye Payidar?
Rahmetli Timur Selçuk’un güzel bir parçası vardı. Genç kuşak pek anımsamaz. Çok şeyler anlatır, elbette anlayana. Nereye Payidar, nereye Yokuş bayır demesen de Dere tepe düz gitsen de Çıkmaz bu yol, çıkmaz bu yol Çıkmaz bu yol bir yere. Menemen Belediye Başkanı Sayın Serdar Aksoy ile yatığımız söyleşide özellikle İl Başkanı Deniz Yücel’e dönük iddiaları, Yücel’in Menemen olayındaki tutumu rahmetli Timur Selçuk’un bu güzel parçasını düşürdü aklıma. Oysa herkesin çok iyi bildiği gibi payidar olan, olacak olan bu ülkedir, kişiler değil; Tıpkı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün de söylediği gibi. “Benim naçiz vücudum, bir gün elbet toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti, ilelebet payidar kalacaktır.” Sanırım Sayın Yücel kendisini bu partinin başında ilelebet kalacak gibi düşünüp İzmir’de partisini ona göre düzenlemeye çalışıyor. Son bir yıl içinde CHP İzmir’de olanlara bakınca farklı bir şey söylemek zaten mümkün değil. Sayın Yücel Kurultayda tek aday olduğu halde 655 delegeden oy kullanan 611 inin 253 oyuyla iş başına geldiği için mi payidar olma derdinde acaba? O nedenle mi onun yönetiminde en az yedi ilçe yönetimi gözden çıkarıldı? Bir sürü insan küstürüldü, partiden dışlandı. Söylenecek çok şey var da, bunları seçim döneminde hele hele ön seçim olursa vekil olma hayalleri olanlara delegeler sorar. Ama bu arada İzmir’de Sayın Yücel’in koltuğun sarsacak olaylar da olmuyor değil. Ankara ve İstanbul’dan gelenlerin yaptıkları toplantıya katılamaması, Konak ve Bayraklı ilçe başkanlarının istifası için kurulan tezgahlar işinin zor olduğunun göstergesi. Kaldı ki, örgüt farklı ellere geçince, milletvekili olma hayalleri gerçekleşir mi? O da başka bir soru. Neyse biz dönelim Sayın Aksoy’a. Doğrusunu isterseniz mahkemede tutukluluk haline son verilmesi sonrası Başkan Aksoy kendisini bu duruma düşürenlere karşı adeta savaş açtı. Başkan Aksoy, mağduriyetinin baş sorumlusu olarak Deniz Yücel ve ekibini görüyor anladığımca. En baştan başlayalım. “Seçim sürecinde CHP İl Başkan yardımcısı açık ve net bir şekilde Menemen’deki seçimlerin kayıp olduğunu belirtti” Anlaşılacak gibi değil! Bir il yöneticisi daha seçim olmadan seçimi kaybetmiş gibi görüyor. İnsan istemese de, acaba bundan ne çıkarı var diye düşünmek zorunda kalıyor. Bir il başkan yardımcısı seçim sürecinde nasıl böyle bir umutsuzluk pompalar, hangi veriye dayanarak? İktidar partisi her yönden sıkıştırırken, İzmir gibi bir yerde hangi mantıklı insan böyle bir laf eder? Hele hele Sayın Kılıçdaroğlu’nun yerel seçim taktiklerini herkes başarılı bulurken ve bu doğrultuda başkan Aksoy en geniş kesimlere hitab edebilme ve onları yanına çekme olanakları yaratmışken. “ İlden destek almadık biz dimdik kendimiz mücadele ettik. CHP ya da farklı siyasi partilerden bizim yanımıza gelen farklı arkadaşlarımızla birlikte biz mücadelemizi verdik, ailemle birlikte mücadele verdik; dolayısıyla bize destek yoktu. Kimse kalkıp ta destek verdik demesin tam tersine destek değil köstek verdi. Biz bir araba istedik ilden o arabayı dahi alamadık” Sayın Yücel bu sözlerin aksini söyleyebilir mi? Yanıt hakkı elbette var ve bekleriz. Bu söylem aslında İl başkan yardımcısının söylediği ile birleştirilince Sayın Aksoy’un Belediye başkanlığına karşı seçim öncesinden bir karşı çıkışın olduğunu görmek mümkün. Peki hangi gerekçe ile? Yanıt yine Aksoy’dan geliyor: ”Biat etmiyor diye. Bizim hizbimize eyvallah demiyor diye.” Kim bu hizipçiler? Kendilerinden biri aday olamadı diye partinin gösterdiği adayı hangi gerekçe ile dışlamaya çalışıyorlar? Onların çıkarları partinin, Menemen halkının kazanımlarından çok daha mı önemli? Asıl vurucu olan şu: “Ben Menemen halkının malını mülkünü 2 Milletvekiline yedirmek için belediye başkanı olmadım.” Kim bu iki milletvekili? Doğruluk, dürüstlük, adalet gibi erdemleri dilinden düşürmeyen Sayın Kılıçdaroğlu bu konuda bir adım attı mı? Yoksa, İzmir milletvekili olarak en başta töhmet altında kalacaklardan biri de kendisi olmaz mı? Peki Sayın İl Başkanı Yücel; Ya size ne demeli? Başkan Aksoy tutuklanmadan birkaç gün önce Menemen ilçe başkanlığına gerçekten gittiniz mi? Sayın Aksoy’un ilçede söylediğinizi iddia ettiği, şahit de gösterebilirim dediği şu sözler ne anlama geliyor? “Sabredin birkaç gün içerisinde operasyon geliyor”. Kim ne için sabrediyor? Meslektaşınızı Başkan Aksoy’un yerine Belediye Başkanı seçtirmeniz hayali için mi sabır? Yoksa Serdar beyin bahsettiği, İki değerli vekilin önünü açmak için mi? Yoksa ikisi de birden mi? İşin birde mahkeme tarafı var. Fetöcülük suçlaması nedeniyle yedi yıl Ceza alan Urla Belediye Başkanı Burak Oğuz’un mahkemelerinde CHP’il Başkanından vekillerine dek hepsi sıradağlar gibi dururken Sayın Aksoy’un mahkemesine kimsenin itibar etmemesi. Oysa basit bir kural vardır hukukta. “Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz”. Oysa bu davada Başkan Aksoy ta baştan, İl Başkanlığı ve partisi tarafından suçlu gibi görüldü. Neden Sayın Yücel? Sözleri fazla uzatmaya gerek yok. Başkan Aksoy’un sözleriyle noktalayalım, anlamak isteyen zaten anlamıştır olanları. “Ne ben ne ailem hiçbir zaman elimiz kirli işlere bulaşmış insanlar değiliz bizim yaptığımız iş belli, Menemen’de hangi işi yapmışız bunlar belli, benim ismim belli. Tüm Menemenlilere, tüm İzmirlilere şunu söylemek istiyorum; çok yakında makama geçeceğim az kaldı.” Başkan Aksoy görev başı yapınca Sayın Yücel Menemen gibi ilçenin kaybedilmesinin hesabını nasıl verecek? Göreceğiz…Hep birlikte…
Ekleme
Tarihi: 21 Mart 2022 - Pazartesi
Nereye Payidar?
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.