casino siteleri slot siteleri
bahis siteleri canlı bahis siteleri
Burhan Çınar
Köşe Yazarı
Burhan Çınar
 

Can çekişen medya sektörü

Sosyal medyanın bu kadar hayatın içine girmesi ile gazeteler ne acı ki değerini kaybetti. Eskiler "Dünyanın en iyi gazetesini de yapsan, okur işi bitince kafesteki kuşun altına koyar" derdi. 15-20 yıl önce her eve gazete girer, insanlar okuyup bitirince hatta haber ve yazıları yalayıp yutunca bir komşusu ile gazeteleri değiştirirdi. Bir de diğer gazete okunurdu. Şimdilerse gazete bulmak, almak bile sıra dışı oldu. Bu yerelde de böyle, ulusal yayın yapanlarda da böyle değil mi? İnternet ve sosyal medyanın elimize gelmesi mi buna gerekçe oldu, yoksa nitelik olarak değersizleşen ve kalite kaybeden bir anlayış yüzünden mi bu yaşandı dersiniz? Belki de ikisi bir arada olmuştur. Gazeteyi elinize aldığınızda o eski heyecan yerini bir başka ruhsuzluğa evirdi. Bol klorlu havuz medyası da, muhalefetin sığ yayımcılık anlayışı da birbirinden farksız gibi gözüküyor. Belki de ciddi anlamda gazetecilik yapan fazla kimse kalmamıştır. Bugünkü atmosferde biliyoruz ki siyasiler bile karşılarına çıkan abuk sabuk haberlere tepki, öfke duyuyor. İçgüdülerine uyup cevap yazma yoluna gidiyorlar. Ama çoğu daha sonra o mesajı "Gönder"e basmadan siliyor. Bu tam anlamıyla bir çıkmaz değil mi? Kaygı duyulan "Acaba başıma ne gelir. Ne tepki alırım ve önüne geçemem" gibi çağrışımlar pek çok kişiyi yorum yapmaktan bile alıkoyuyor. Madalyonun bir de öteki yüzü var. Özgür basın çığlığı altında bolca ciyaklayıp kamu ilanları, AB fon/hibeleri gibi gelir kovalayan mesleğin etik değerlerini savunur gibi görünen yayınlar da var. O kadar ilkeli ve özgür hatta eşitlik davasına gönül vermiş görüntülerde de olsalar olayın içyüzü böyle değil. Aydınlık imajları öte dursun, bugün kapalı kapılar ardında "Gel bizimle çalış ama ilk ay para değil, yol ücretini bile vermeyiz. İşine geliyorsa." cevapları veriliyor. İroni bölümü ise gerçekten de "emeğe saygıyı" böylesine ön plana koyup, beleşe adam devşirme yoluna gidişlerinden geliyor. Zaten maaş dedikleri hep te asgari ücret değil mi? En azından İzmir çukurunda işler böyle yürüyor. Gazetelerimiz belediye ilanlarıyla günü kurtarmaya çalışıyor. Özel ilanlar ise yok denecek kadar az ve etkisiz. Yıllardır konuşulan sosyal medya yasası ile internet sitelerinin kontrol altına alma çalışması da ayrı bir komedi. Böylesine özgür bir platformu belli çizgilere oturtabileceğini sanmak buram buram ego ve saçmalık kokuyor. Siz hangi çağda yaşıyorsunuz? İran rejimi internet kullanımına aynı ortaçağ mantığıyla engeller getirse ne olacak? Yarın Elon Musk'ın starlink uydularıyla insanları özgür webe ulaşması için ne yapabilirler? Web'i ortaçağın karanlığı bir anlayışa mahkum etme çabası bomboş, vizyonsuz bir şey. Bugün basit bir dava açsanız bile 5 ay sonraya duruşma tarihi veriyor. Eğer gerçekçi ve faydalı bir şey yapılmak isteniyorsa internet ortamında fiber hızla işlenen suçlara bu hızla cevap veremezsiniz. Bugün mafyanın bile kripto para sektöründe yatırım yaptığı, bu sistemleri kullandığı konuşuluyor. Güçlü olan değil uyum sağlayan ayakta kalırsa bu tip adımlar atılmak zorunda. Ne insanların yorum yazıp, göndermeden kaygıya kapılıp silmesini ne de özgür iletişimin karanlıkla gölgelenmesini isteriz. Belki de devlet sistemden elini ayağını çekip, sadece yasaları uygulamakla yetinmeli. Saraya bağlı iletişim daire başkanlığı, basın ilan kurumları dururken kime neyi anlatayım. O zaman o kafesteki kuşun altına sermek bile böyle hayal olur.
Ekleme Tarihi: 26 Eylül 2022 - Pazartesi

Can çekişen medya sektörü

Sosyal medyanın bu kadar hayatın içine girmesi ile gazeteler ne acı ki değerini kaybetti. Eskiler "Dünyanın en iyi gazetesini de yapsan, okur işi bitince kafesteki kuşun altına koyar" derdi.

15-20 yıl önce her eve gazete girer, insanlar okuyup bitirince hatta haber ve yazıları yalayıp yutunca bir komşusu ile gazeteleri değiştirirdi. Bir de diğer gazete okunurdu.

Şimdilerse gazete bulmak, almak bile sıra dışı oldu.

Bu yerelde de böyle, ulusal yayın yapanlarda da böyle değil mi?

İnternet ve sosyal medyanın elimize gelmesi mi buna gerekçe oldu, yoksa nitelik olarak değersizleşen ve kalite kaybeden bir anlayış yüzünden mi bu yaşandı dersiniz?

Belki de ikisi bir arada olmuştur.

Gazeteyi elinize aldığınızda o eski heyecan yerini bir başka ruhsuzluğa evirdi.

Bol klorlu havuz medyası da, muhalefetin sığ yayımcılık anlayışı da birbirinden farksız gibi gözüküyor.

Belki de ciddi anlamda gazetecilik yapan fazla kimse kalmamıştır.

Bugünkü atmosferde biliyoruz ki siyasiler bile karşılarına çıkan abuk sabuk haberlere tepki, öfke duyuyor. İçgüdülerine uyup cevap yazma yoluna gidiyorlar. Ama çoğu daha sonra o mesajı "Gönder"e basmadan siliyor.

Bu tam anlamıyla bir çıkmaz değil mi? Kaygı duyulan "Acaba başıma ne gelir. Ne tepki alırım ve önüne geçemem" gibi çağrışımlar pek çok kişiyi yorum yapmaktan bile alıkoyuyor.

Madalyonun bir de öteki yüzü var. Özgür basın çığlığı altında bolca ciyaklayıp kamu ilanları, AB fon/hibeleri gibi gelir kovalayan mesleğin etik değerlerini savunur gibi görünen yayınlar da var.

O kadar ilkeli ve özgür hatta eşitlik davasına gönül vermiş görüntülerde de olsalar olayın içyüzü böyle değil. Aydınlık imajları öte dursun, bugün kapalı kapılar ardında "Gel bizimle çalış ama ilk ay para değil, yol ücretini bile vermeyiz. İşine geliyorsa." cevapları veriliyor. İroni bölümü ise gerçekten de "emeğe saygıyı" böylesine ön plana koyup, beleşe adam devşirme yoluna gidişlerinden geliyor.

Zaten maaş dedikleri hep te asgari ücret değil mi?

En azından İzmir çukurunda işler böyle yürüyor. Gazetelerimiz belediye ilanlarıyla günü kurtarmaya çalışıyor.

Özel ilanlar ise yok denecek kadar az ve etkisiz.

Yıllardır konuşulan sosyal medya yasası ile internet sitelerinin kontrol altına alma çalışması da ayrı bir komedi.

Böylesine özgür bir platformu belli çizgilere oturtabileceğini sanmak buram buram ego ve saçmalık kokuyor.

Siz hangi çağda yaşıyorsunuz?

İran rejimi internet kullanımına aynı ortaçağ mantığıyla engeller getirse ne olacak? Yarın Elon Musk'ın starlink uydularıyla insanları özgür webe ulaşması için ne yapabilirler?

Web'i ortaçağın karanlığı bir anlayışa mahkum etme çabası bomboş, vizyonsuz bir şey.

Bugün basit bir dava açsanız bile 5 ay sonraya duruşma tarihi veriyor.

Eğer gerçekçi ve faydalı bir şey yapılmak isteniyorsa internet ortamında fiber hızla işlenen suçlara bu hızla cevap veremezsiniz.

Bugün mafyanın bile kripto para sektöründe yatırım yaptığı, bu sistemleri kullandığı konuşuluyor.

Güçlü olan değil uyum sağlayan ayakta kalırsa bu tip adımlar atılmak zorunda.

Ne insanların yorum yazıp, göndermeden kaygıya kapılıp silmesini ne de özgür iletişimin karanlıkla gölgelenmesini isteriz.

Belki de devlet sistemden elini ayağını çekip, sadece yasaları uygulamakla yetinmeli.

Saraya bağlı iletişim daire başkanlığı, basın ilan kurumları dururken kime neyi anlatayım.

O zaman o kafesteki kuşun altına sermek bile böyle hayal olur.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberege.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.