Okullar, çocuklarımızın geleceğini şekillendiren en önemli eğitim yuvalarıdır. Ancak son yıllarda, bu değerli mekânlar temizlik ve hijyen eksikliği nedeniyle ciddi bir tehdit altına girmiştir. Geçmişte, okullarda çalışan temizlik personeli sayesinde sınıflar her sabah pırıl pırıl olur, çocuklarımız sağlıklı bir ortamda eğitim alırlardı. Ancak zamanla bu kadroların azaltılması, yerini geçici çözümlere bırakmıştır. Bugün geldiğimiz noktada, asgari ücretle çalışan temizlik personeli bulmak zor hale gelmiştir. Veliler, okullarını temizlemek için kendi çabalarını harcamak zorunda kalmakta, hatta bazıları temizlikçi tutmak zorunda kalıyor.
Bu sorunları gidermek adına, Buca Belediye Başkanı Görkem Duman önemli bir adım atarak temizlik ekiplerini okullara yönlendirdi. Bu sayede, temizlik ekibi alıncaya kadar çocuklarımızın hijyen açısından korunması hedeflenmişti. Ancak Buca Belediyesi’nin bu girişiminin yasaklanması, hem kamuoyunda büyük bir şaşkınlık yarattı hem de tepkilere yol açtı. CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, bu kararı sert bir dille eleştirerek, çocukların sağlığını gözetmek için belediyelerin tüm imkânlarını seferber etmelerinin gerektiğini vurguladı.
Dikili’de de benzer bir durum yaşanıyor aslında. Belediye Başkanı Adil Kırgız, çocukların okula gelmeden önce sınıfların temiz olması için personel yönlendirmekte. Bu sayede, çocuklarımız hijyenik sınıflara girebilmekte ve tuvaletlerin temizliği sağlanmaktadır. Ancak bunu hiçbir yerde paylaşmadı; hatta ben de şaşırmıştım. Belediye başkanları genelde yaptığı tüm hizmetleri paylaşım yaparlar; bunu neden paylaşmıyor demiştim. Bugün Görkem Bey’e gelen yasaktan sonra anladım ki Adil Bey, ileriyi görmüş ve konuyu basına yansıtmadan çocuklara hizmete devam etmiş. Ama yakında ona da yasak gelir herhalde.
Okullardaki temizlik personelinin eksikliği, yalnızca bir sorun değil; aynı zamanda eğitim sistemimizin köklü bir sorunu haline gelmiştir. Eğitimcilerimizin, çocuklarımızın sağlığını gözetmek yerine temizlik yapmayı öğretmenlerin görevi olarak görmemesi gerekiyor. Ayrıca, okullardaki temizlik hizmetlerinin yetersizliği, velilerin üzerine ek bir yük bindiriyor. Bu durumda, eğitimdeki temizlik sorununu çözmek için daha kapsamlı bir politikaya ihtiyaç duyulmaktadır.
Milli Eğitim Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı'nın, TYP personelinin maaşını 12 bin TL’ye çıkarmayı planladığı konuşuluyor. Ancak bu miktarın bile yetersiz olduğu aşikâr. Okullardaki temizlik sorunu, yalnızca maaş artışıyla çözülemeyecek kadar derin. Çocuklarımızın sağlıklı bir eğitim alabilmesi için, yerel yönetimlerin desteklenmesi ve bu tür engellemelerin ortadan kaldırılması gerekmektedir.
Sonuç olarak, okullardaki temizlik sorunu, yalnızca temizlik hizmetlerinin eksikliği ile sınırlı değil. Bu durum, eğitim sistemimizin ne kadar hassas olduğunu da gözler önüne seriyor. Çocuklarımızın sağlığını korumak için hepimizin üzerine düşen sorumluluklar var. Temiz bir okul, sağlıklı bir gelecek demektir. Bu nedenle, Buca ve Dikili belediyelerinin yaptığı temizlik hizmetlerinin desteklenmesi ve çocuklarımızın hak ettiği hijyenik eğitim ortamlarının sağlanması için gereken adımlar bir an önce atılmalıdır. Ben şahsen bir anne olarak, iki belediye başkanımıza da teşekkür ediyorum.