Türkiye siyasetinde satranç tahtası yeniden kuruluyor. Mansur Yavaş ve ulusalcı kanat üzerindeki operasyonlar ne anlama geliyor? Cemil Tugay neden hedefte? Türkiye’de siyaset, sadece sandıkta kazanılan bir oyun değil. Derin hesapların, küresel ve yerel güçlerin hamleleriyle şekillenen bir satranç tahtası. Son dönemde CHP içinde yaşanan gelişmeler de bu büyük oyunun bir parçası olarak okunmalı. Öyle ki, Mansur Yavaş ve ulusalcı kanada yönelik itibarsızlaştırma operasyonları, sadece parti içi çekişmelerin ötesinde, çok daha büyük bir planın sahneye konduğunu gösteriyor. Mansur Yavaş: Konjonktürel Tehdit mi? Mansur Yavaş, CHP içinde farklı bir figür olarak öne çıkıyor. Milliyetçi-muhafazakâr kesimle de temas kurabilen, yereldeki “temiz yönetim” algısıyla halkın güvenini kazanan bir lider profili çiziyor. Ancak tam da bu yüzden, bazı çevreler tarafından hedef tahtasına oturtulmuş gibi görünüyor. Özellikle Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin konser harcamaları üzerinden yürütülen tartışmalar, yalnızca bir bütçe eleştirisi mi? Yoksa, aslında Mansur Yavaş’ın yükselen siyasi profilini törpülemeye yönelik bir girişim mi? Sorular çoğalıyor… Aynı türden harcamaların başka belediyelerde de yaşandığı düşünüldüğünde, neden özellikle Yavaş’ın hedef alındığı sorusu cevapsız kalıyor. Cemil Tugay: CHP’de Yeni Hedef CHP’nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay da hedef tahtasında. Partinin kurultay sürecinde adı geçen yolsuzluk iddiaları, aslında sadece bir kişiye değil, partinin ulusalcı damarına yönelik bir tasfiye operasyonunun işareti olarak okunmalı. Tugay’ın "milli" çizgide duran bir isim olması, onu hedef haline getiren etkenlerden biri olabilir mi? Tugay, CHP içinde ulusalcı çizgiyi temsil eden ve partinin geleneksel devlet refleksini kaybetmemesi gerektiğini savunan bir figür. Ancak tam da bu duruş, bazı kesimleri rahatsız etmiş görünüyor. Öyle ki, yerel seçimlerde kaybeden bazı CHP’lilerin, özellikle DEM Parti üzerinden bir operasyon çekmeye çalıştığı ve bu operasyonun doğrudan Cemil Tugay’ı hedef aldığı konuşuluyor. DEM Parti ile CHP arasındaki ilişkiyi kullanarak oluşturulan algı yönetimi, Tugay’ı itibarsızlaştırma planının bir parçası olabilir mi? Bu süreçte, CHP içinde Tugay’a yönelik yapılan “operasyon kokan” çıkışlara göz yumulduğunu görmek şaşırtıcı değil. Bazı isimlerin, Cemil Tugay’ın açıkça hedef alınmasına sessiz kalması, hatta dolaylı yoldan destek vermesi, partideki iç hesaplaşmanın boyutunu gözler önüne seriyor. Operasyon Ters mi Tepti? Ancak ilginç bir durum var: Cemil Tugay’a yönelik operasyon kokulu hamleler farkında olmadan ona daha fazla güç kazandırıyor! Normal şartlarda CHP’ye oy vermemiş, hatta bizzat Cemil Tugay’a da sandıkta destek vermemiş olan geniş bir kesim, sırf milli duruşundan dolayı ona sempati duymaya başlıyor. Tugay’ın sadece siyasi bir figür olmanın ötesinde, ulusal değerleri savunan bir başkan olarak hedef alınması, onu İzmir’de farklı bir noktaya taşıyor. Daha da ilginç olanı ise, DEM Partililerin birilerinin gazıyla yürüttüğü siyasi operasyonları fark eden ve hisseden İzmirlilerin tutumu… Tugay’ı sevmeyen, desteklemeyen ya da ona karşı mesafeli duran birçok İzmirli bile, milli duruşu bilinen bir belediye başkanını DEM Parti’nin ayak oyunlarına yem etmeye yanaşmıyor. Bu da gösteriyor ki, operasyonu yöneten akıl, aslında kendi oyununa kendisi düşüyor.