casino siteleri slot siteleri
bahis siteleri canlı bahis siteleri
Hakan KANBER / KöşeliYorum
Köşe Yazarı
Hakan KANBER / KöşeliYorum
 

Usta olmuş!

Anadolu’da usuldendir. Eğer çocuk mektep medreseye gitmek istemiyorsa, toprağı tarlası da yoksa ailenin, hemen bir meslek erbabının yanına çırak verilir. Zanaat öğrenmesi istenir. Bu, ta Osmanlı’dan beri böyledir.   ***   Şimdi de öyle. Çocuk eğitimden kaçıyor, okumayacak. Doğru sanayiye, bir ustanın yanına… Veya bir berbere, fırıncıya, camcıya vs.   ***   Aşağıda anlattıklarım da böyle bir hikâyeyi konu ediyor. Bizim oralarda çok anlatılan, kıssadan hisse çıkarılsın diye aktarılan söylencelerden birisidir.   ***   Kahramanımız genç bir oğlancık… Anası mektebe götürür, oğlan kaçar. Belli… Okumayacak… Oğlanın eğitiminden umudu kesen anası, dünyadaki tek varlığı olan oğlunu elinden tuttuğu gibi bir bakırcı ustasının yanında alır soluğu: “Usta, ben dul bir kadınım. Bu oğlan dünyadaki tek varlığım. Benim ondan, onun da benden başka kimsesi yok. İlim tahsil etmez, mektepten kaçar. Al bunu, eti senin kemiği benim. Yetiştir, adam et.”   ***   Oğlan, birkaç gün işe gider gelir. Dükkânda yaşadıklarını, ustasını, gündelik işleri her akşam anasının kurduğu yer sofrasında heveslice anlatır. Anası da durumdan memnun; “Tamam, bu iş oldu galiba. Bizim oğlan işi sevdi. İyi bir bakırcı ustası olacak” diye içinden sevinir durur.   ***   Fakat daha haftası olmadan, bizim oğlancık o sabah yataktan çıkmaz, uyur. Anası ne kadar ısrar ederse etsin, bakırcı çırağı bir türlü çıkmaz döşekten, hatta anasını da ufak yollu azarlar: “Ne istersin ana? Bırak da yatayım. Ben artık işe falan gitmeyeceğim!” Tepesi atan ana; “Deli misin, nesin be çocuk? Neden kalkmazsın? Neden işinin başına gitmezsin? Bu uyumak da nereden çıktı, iş güç saati” diye çıkışır. Kahramanımız, yer yatağından doğrulur, gözlerini ovuşturur ve başlar anlatmaya: “Bizim usta, bakırı dövüyor oluyor yassı. Etrafını da çevirince tepsi... Ben işi öğrendim ana. Usta oldum artık. Nesi varmış ki bu işin, bunca yıl çıraklık yapacağım? Artık işe falan gitmeyeceğim. Kendime bakırcı dükkânı açacağım. İşte o kadar. Usta adamın çıraklıkta işi ne?” !!?? Ana, şaşkın ve biraz da öfkeli baka kalır oğluna…  
Ekleme Tarihi: 03 Nisan 2023 - Pazartesi

Usta olmuş!

Anadolu’da usuldendir.

Eğer çocuk mektep medreseye gitmek istemiyorsa, toprağı tarlası da yoksa ailenin, hemen bir meslek erbabının yanına çırak verilir. Zanaat öğrenmesi istenir. Bu, ta Osmanlı’dan beri böyledir.

 

***

 

Şimdi de öyle.

Çocuk eğitimden kaçıyor, okumayacak.

Doğru sanayiye, bir ustanın yanına…

Veya bir berbere, fırıncıya, camcıya vs.

 

***

 

Aşağıda anlattıklarım da böyle bir hikâyeyi konu ediyor. Bizim oralarda çok anlatılan, kıssadan hisse çıkarılsın diye aktarılan söylencelerden birisidir.

 

***

 

Kahramanımız genç bir oğlancık…

Anası mektebe götürür, oğlan kaçar.

Belli… Okumayacak…

Oğlanın eğitiminden umudu kesen anası, dünyadaki tek varlığı olan oğlunu elinden tuttuğu gibi bir bakırcı ustasının yanında alır soluğu:

“Usta, ben dul bir kadınım. Bu oğlan dünyadaki tek varlığım. Benim ondan, onun da benden başka kimsesi yok. İlim tahsil etmez, mektepten kaçar. Al bunu, eti senin kemiği benim. Yetiştir, adam et.”

 

***

 

Oğlan, birkaç gün işe gider gelir.

Dükkânda yaşadıklarını, ustasını, gündelik işleri her akşam anasının kurduğu yer sofrasında heveslice anlatır.

Anası da durumdan memnun; “Tamam, bu iş oldu galiba. Bizim oğlan işi sevdi. İyi bir bakırcı ustası olacak” diye içinden sevinir durur.

 

***

 

Fakat daha haftası olmadan, bizim oğlancık o sabah yataktan çıkmaz, uyur. Anası ne kadar ısrar ederse etsin, bakırcı çırağı bir türlü çıkmaz döşekten, hatta anasını da ufak yollu azarlar: “Ne istersin ana? Bırak da yatayım. Ben artık işe falan gitmeyeceğim!”

Tepesi atan ana; “Deli misin, nesin be çocuk? Neden kalkmazsın? Neden işinin başına gitmezsin? Bu uyumak da nereden çıktı, iş güç saati” diye çıkışır.

Kahramanımız, yer yatağından doğrulur, gözlerini ovuşturur ve başlar anlatmaya: “Bizim usta, bakırı dövüyor oluyor yassı. Etrafını da çevirince tepsi... Ben işi öğrendim ana. Usta oldum artık. Nesi varmış ki bu işin, bunca yıl çıraklık yapacağım? Artık işe falan gitmeyeceğim. Kendime bakırcı dükkânı açacağım. İşte o kadar. Usta adamın çıraklıkta işi ne?”

!!??

Ana, şaşkın ve biraz da öfkeli baka kalır oğluna…

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberege.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.