9, 10 ve 11 MAYIS 2022 tarihlerinde, 1970 yılında Kara Harp Okulu'ndan mezun olan emekli subaylarımızın İzmir Grubu tarafından düzenlenen üç günlük ÇANAKKALE gezisine eşimle birlikte katıldım. (27) devre arkadaşımız ve eşleri ile beraber sevinç, neşe ve huzur içinde otobüsümüze İzmir'in uygun bekleme noktalarından bindik ve (51) kişilik bir grup oluşturduk. Şoförümüz ve grup başkanımızın yolda verdiği açıklayıcı bilgileri ve önceden doldurduğumuz bilgisayar kayıtlı müzik kutusundan şarkı ve türküler dinleyerek güzel bir gezi ve yolculuk yaptık. Güzergahımız;
GÜZELBAHÇE - NARLIDERE - KONAK - KARŞIYAKA - ÇİĞLİ - MENEMEN - ALİAĞA - BERGAMA- DİKİLİ - KABAKUM - AYVALIK - GÖMEÇ - BURHANİYE - EDREMİT - AKÇAY - GÜRE - ALTINOLUK - KÜÇÜKKUYU - AYVACIK - EZİNE - ÇANAKKALE - GELİBOLU güzergahı idi ...aynı güzergahtan iki gün sonra tekrar İzmir'e döndük.
Arzu etmemiş olmamıza rağmen, arabalı vapur (feribot)'un saat ve sırasını kaçırdığımız için yeni yapılan 18 Mart Köprüsü'nden geçmek zorunda kaldık, 14:00 seansındaki KABA TEPE DESTANI TANITIM MÜZESİNDEKİ sinevizyon gösterisi için randevu almıştık , ...güç bela yetiştik. Burada (11 ayrı salonda) gösterime sunulan ÇANAKKALE SAVAŞLARI ve ÇANAKKALE DESTANI'nı izlerken göz yaşlarımızı tutamadık , boğazımız düğümlendi. Devamında GELİBOLU'ya hareket ile BAYRAKLI DEDE türbesini ziyaret ettik ve birer fatiha okuduk.
Ertesi gün ve devamında ; ÇANAKKALE ŞEHİTLER ANITI - İNGİLİZ, FRANSIZ ve ANZAK şehitlikleri- AKBAŞ ŞEHİTLİĞİ - MECİDİYE TABYASI - SEYİT ONBAŞI ANITI - YAHYA ÇAVUŞ ANITI - ALÇI TEPE - HİLALİ AHMER HASTANESİ ve MÜZESİ - AÇLITEPE ve BÜYÜK ANAFARTALAR - CONK BAYIRI - KEMAL YERİ - ANZAK KOYU ve OPET tarafından inşa ettirilen "TARİHE SAYGI PARKI"'nı , üçüncü gün, yolumuz üzerindeki , üç katlı ve yeni hizmete açılan TROY MÜZESİ'ni de gezdik .
Dönüşte ; Gelibolu'dan ÇANAKKALE'ye (Lapseki'ye) feribot ile geçtik, gezide unutamadığım çok şeylere tanık oldum, örneğin yeni ziyarete açılan ÇİMENLİ K KALESİ ve HAMİDİYE TABYASI'nı gezdik, müze müdürü Sn. Dz. Albay Serhan ARAS'a , İzmir Grubu devre başkanımız Sn. E. Albay Feryal TÜRKÖZ'e, koordineli bir planlama ile şehir içi gezisi için servis aracı temin eden arkadaşımız Emekli Dz.Alb. Ferhat KOLAT'a, çok iyi bir diyalog ile çok yere ücretsiz giriş imkanı sağlayan arkadaşımız Emekli Alb. Kamil TATLICI'ya, Truva Savaşlarını , İDA dağı efsanesini ve İLYADA destanının ilgili bölümlerini ezberlemişcesine anlatan Başkanımız Emekli Alb. Feryal TÜRKÖZ'e, konaklama imkanlarımızın arttırılmasına katkıları olan arkadaşımız Emekli Albay Selim YÜCEORAL'a, Mihmandarımız Albay Nihat'a , Akçay'da bizi karşılayan Emekli Alb.Latif ÇIRNAL ile eşi Mine Hanım'a teşekkür ediyorum. Bu arada ben de Edremit'li Mustafa Seyit Sütüven'in "SÜTÜVEN" şiirini otobüsümüz KAZ DAĞLARI'na yaklaşırken, arkadaşlarım için baştan sona kadar okudum.
NOT: Salimen geziden İzmir'e evlerimize döndükten sonra 13 MAYIS 2022 tarihinde Devre Başkanlığımız tarafından, hizmetlerinden ve çalışmalarından çok memnun kaldığımız; Gelibolu Orduevi Müd.P.Alb. Hakan TEK, Çanakkale Orduevi Müd. Dz.Alb. Muammer ÇOBAN ve özellikle Dz.Müzesi Müd.Dz.Alb.Serhan ARAS ve bizimle çok yakından ilgilenen Askeri memur ve Sanat Tarihçi Tijen TOZOĞLU ve Mütercim Gizem SUCAKLI'nın görevlerini büyük bir istek ve şevk ile yapmalarından dolayı takdire şayan gördüğümüzü MSB. TEMSİL DAİRE BAŞKANLIĞI - ANKARA'ya bizzat yazı ile emir ve tensiplerine arzettik. Ayrıca kendi takdir ve teşekkürlerimizi de bizzat ilettik.
Seyahatimizde bizleri gençlik yıllarımıza götüren ve hatta günümüzde bile yöresel ve güncel olan şarkı ve türküleri çalıp dinleyerek iyi bir yolculuk yaptık. Sevinerek belirtmek isterim ki, ilk olarak 1969'da gezip gördüğüm manzara, 53 yıl sonra 2022'de beni çok sevindirdi, 252.000 şehidimizin kanı ile sulanmış olan bu kutsal topraklarımız ve savaş alanına devletimiz sahip çıkmış, yollarını, şehitliklerini, abide ve anıtlarını, savaş müzelerini de yaparak bölgeyi büyük ölçüde düzenlemiş ve yeşillendirmiş. Bu çok sevindiricidir ancak , başlarında öğretmenleri ile yurdumuzun çok değişik il ve ilçelerinden gelen öğrencilerden ve ziyaretçilerden gezip gördükleri yerlerde ve girdikleri müzelerde ücret alınması üzücüdür. Arzu ve istediğimiz ; kesinlikle ücret alınmamasıdır. Unutmayalım ki burada ziyaretçilerden ücret talep eden hiç bir sivil teşebbüs, işletmeci veya kişi yoktur. Bizzat para isteyen ve ücret alan "DEVLETTİR DEVLET" bu da bu işin en acı tarafıdır.
Biz; Turuva savaşından, Çanakkale domatesinden ve Ezine peynirinden falan bahsetmiyoruz, 252.000 şehidimizin ruhları şad olsun diye minnet ve şükranla onları anıyor ve onların şehadete erdikleri yerleri ziyaret ediyoruz , yazılan bu destan okunsun ve asla untulmasın diyoruz.
SONUÇ:19 ŞUBAT 1915' de dünyanın en büyük ARMADASI "donanması" ile denizden ÇANAKKALE BOĞAZI'nı zorlayarak geçemeyen düşman 18 MART 1915'de büyük bir hezimete uğrayarak geri dönmüştür ve bize 18 MART ÇANAKKALE GEÇİLMEZ DESTANI'nı yazdırmıştır.
Buna rağmen akıllanmayan İngilizler ve itilaf devletleri kara harekatı ile ilerlemek istemişlerdir, ama bu kez karşılarına ANAFARTALAR kahramanı Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK çıkarmıştır, ikinci dersini de alan düşman nihayet 09 OCAK 1916 tarihinde bozguna uğramış ve çareyi 09 OCAK 1916 tarihinde kaçmakta bulmuştur.
10 ay , 20 günlük bir dönemde ; 252.000 mehmetciğimizi şehit vererek kazandığımız bu savaşta , düşmanında 255.000 kaybı olmuştur. 252.000 şehidimizin kanı ile kazanılan bu zafere rağmen , İngilizler 2 yıl, 10 ay ,4 gün sonra (18 KASIM1918) 'de MONDOROS mütarekesi hükümleri gereğince, Osmanlı İmparatorluğu'nun başkenti İSTANBUL'u elini ve kolunu sallayarak gelip işgal etmiştir. Malesef bu gerçek çok çok acıdır.
Bir kere daha öğrendiklerim ;Yarbay Mustafa Kemal savaşın kaderini şu sözlü ve özlü "EMİR ve KOMUT" ile lehimize değiştirmiştir, "BEN SİZE TAARRUZU DEĞİL, ÖLMEYİ EMREDİYORUM, SÜNGÜ TAK ve YAT EMRİ",Yahya Çavuş'un kahramanlığı (Bir manga kahraman asker ve Yahya Çavuş'tular, bir alay kadar düşmanı burada 12 saat muharebe ederek durdurdular ve Allah'ı arzu ettiler, akşama kavuştular...MEVZİLERİNDE ŞEHADETE ERDİLER) , Havran'lı KOCA SEYİT (Seyit Onbaşı, 215 okka = 275.8 kg top mermisini tek başına kaldırıp topuna doldumuştur, ateşlenen top tam isabet ile düşman gemisini batırmıştır.), Nusrat Mayın Gemisi'nin denize döşediği 26 mayının düşman donanmasının üç büyük gemisine verdiği zarar ile batırması "18 MART ÇANAKKALE GEÇİLMEZ DESTANI'nı" yazdırmıştır. Haklı olarak Boğaz girişindeki tepelere yazdığımız DUR YOLCU.... kitabesinin ne anlama geldiğini bir kere daha öğrendim.
Bu gezi esnasında; Çanakkale Boğazında batan DUMLUPINAR DENİZALTI'mızın 4 NİSAN 1953'de burada NARA BURNU açıklarında batması bize DUMLUPINAR ŞEHİTLERİMİZ'i hatırlattı, yad ederek onları andık, adı kitabelere yazılmış veya yazılamamış binlerce şehidimiz için edilen duaları duyduk ve dualar ettik ... güzel anılar yaşadık ve üzerinden geçerken bizim aracımızdan başka hiçbir kişinin kendi aracı ile gelip geçmediği 18 MART ÇANAKKALE KÖPRÜSÜ'nü de gördük ... DUALARIMIZ AZİZ ŞEHİTLERİMİZ İÇİNDİR, ŞEHİTLERİMİZİN RUHLARI ŞAD OLSUN.