DEPREMDEN DERSLER NO - 1
6 ŞUBAT 2023 gece saat 04:17 ‘de Kahraman Maraş Pazarcık’ta, aynı gün saat 13:24’de Elbistan’da meydana gelen deprem; KAHRAMAN MARAŞ, ADIYAMAN, ADANA, OSMANİYE, GAZİANTEP, KİLİS, MALATYA, ELAZIĞ, ŞANLI URFA, DİYARBAKIR
ve HATAY’ı da etkilemiştir.
-Kahraman Maraş’ın KAHRAMANLIĞI, Şanlı Urfa’nın ŞAN’ı, Gazi Antep’in GAZİLİĞİ ile diğer illerimizin adı ve vatandaşlarımızın yardımseverliği kaldı. Gözü yaşlı ana ve babalar, yetim kalan yavrular, her şeyini kaybetmiş ve hayata yeni başlayan çırılçıplak, yaralı ve sakat insanlar kaldı, hepsi bizden ve devletten yardım bekliyor. Kar, kış ve aşırı soğukta evsiz - barksız ve açıkta kalan vatandaşlarımızın yardımına koşamamak, zamanında yetişememek, bir can daha kurtaramamak ve bunların üzüntüsü yüreklerimizi dağlamaya devam ediyor. 7.6 ve 7.7 şiddetindeki bu iki deprem 11 güzel ilimizi sarstı - salladı ve birçok binayı yerle bir etti. Çok canımızı yitirdik, birçok konut ve yapı yerle bir oldu. Geriye kalan ne oldu dersiniz? Bu felaket haberini Türkiye’nin diğer illerindeki halkımız ve vatandaşlarımız, TV’lerden sabah olunca ve uyanınca duydu…böyle mi olmalı idi…hayır. Bu büyüklükte, çok büyük can ve mal kaybına ve yıkımına sebep olan bir deprem tüm vatandaşlarımıza, alarm- siren ve çanlarını çalarak hemen - anında gece saat 04:17’ de duyurulmalı idi. Hepimiz durumu ve durumun vahametini hemen anlar ve kavrardık, ŞOK’u atlatır atlatmaz da milletçe yardıma koşardık.
Nasıl mı ; Devletçe tüm vatan sathında sirenler çalınabilirdi, müteakiben derhal, deprem bölgesine en yakın ve komşu olan illerimizden başlayarak;
- NİĞDE, KAYSERİ ve İÇEL: ADANA ve KAHRAMAN MARAŞ’a komşu olduğu için,
- SİVAS ve ERZİNCAN: ELAZIĞ ve MALATYA’ya komşu olduğu için,
- BİNGÖL, SİİRT, HAKKARİ ve ŞIRNAK: DİYARBAKIR’a komşu olduğu için derhal insan ve iş makinaları ile yardıma koşarlardı.
- HATAY’a yakın olan diğer büyük il ve ilçelerimiz de en uygun ulaşım yolları ile derhal deprem bölgesine akarlar ve yardımı akıtır ve ulaştırırlardı.
- Yurdumuzun diğer il ve ilçeleri ile gönüllü kuruluşlar da imkanları ölçüsünde derhal yardıma koşarlardı. Koşamadık, koşamadık ve koşmakta çok geç kaldık. İllerinde ve ellerinde önceden hazırlanmış bir EMASYA PLANI veya “Doğal Afetlerde Yardımlaşma Planı” olsa idi, planlı bir şekilde bu hizmetler yapılırdı. Veya bu planlar olmasa bile bu yardımlaşma böyle olmalı ve yapılmalı idi. Malesef bu böyle olmadı, ŞOK bir türlü atlatılamadı, sendeledik, savrulduk ve ne yapacağımıza bir türlü karar veremedik. Enkaz altında can çekişen vatandaşlarımıza ulaşıp zamanında onları kurtaramadık. Zamanla yarışmasını beceremedik. Feryat - figan , ağlaya - ağlaya, sızlaya - sızlaya, yalvara - yalvara ve göz göre göre canlarımızı yitirdik. Devletimizi ve devletimizin büyüklüğünü, devletin gücünü, yardım elini hemen göremedik, geç kaldık ve zamanında yetişemedik. Yollar, köprüler ve hava alanları ile ulaşım ve haberleşme sistemleri çöktü. Alternatif yol ve güzergahlar yok, yıkılan köprüler, yarılan ve çöken yollar, hasarlı hava meydanları hemen onarılamadı, ORDUMUZ var ama onun elindeki ACELE KÖPRÜLER kurulamıyor, İŞ MAKİNALARI ve onları kullanacak OPERATÖRLER ve TEKNİK PERSONEL yok. Silah altında asker ve insan gücümüz var ama devreye yeterli mevcut ile girilemiyor. Halkımız ve insanımız çaresizlik içinde çırpınıyor, kaybolan canlarımız için üzülüyor.
***Sizler gibi bende, kendi kendime düşündüm ve hala düşünüyorum, aklıma neler geldi, neler geliyor, depremden 10 gün sonra yazmaya başlayabildim… şimdi sizlerle paylaşıyorum.
Bu gün; 16 ŞUBAT 2023, saat: 11.30 Türk Televizyonlarında yayınlanan resmi rakamlara göre depremde; 35.418 vatandaşımız vefat etti, 105.505 vatandaşımız yaralı , deprem ve artçı sarsıntılar devam ediyor, şu ana kadar 3.858 artçı deprem kaydedildi. (Rakamlar saat başında verilen bültenlerde artarak devam ediyor.) Kendi kendime serzenişte bulunuyorum, aradığım çareler inşallah başka depremlerde alacağımız önlemlere ait olur. Aldığımız ve çıkardığımız dersler kulaklarımıza küpe olur.
***Yetmiş dört yıllık ömrümde öğrendiklerim, gördüklerim, edindiğim tecrübe ve deneyimler görüp geçirdiklerim … bana diyor ki HÜKÜMET, DEVLET ve MİLLET olarak çok hatalarımız var, hatalarımızı bu depremde de gördük. Halkımız tarafından bilinmesi gereken hataları ve düzeltici tedbirlerle ilgili bilgileri DEPREMDEN DERSLER başlıkları ile sizlere aktaracağım. Tüm vatandaşlarımıza kazasız, belasız ve doğal afetlerden uzak sağlıklı güzel günler diliyorum. Milletimizin başı sağ olsun, yakınlarını kaybeden vatandaşlarımıza sabırlar, yaralı olarak kurtulan ve kurtarılan vatandaşlarımıza acil şifalar diliyorum.
DEPREMDEN DERSLER NO -2
DEPREM İLE İLGİLİ BİLİNMESİ GEREKEN YARARLI BİLGİLER
1 . TSK’nın İç Hizmet Kanun ve Yönetmeliğine dokundular, 35 nci Maddede ki askerin görevine ve askerliğin tanımına dokunup değiştirdiler, askerin Emasya Planına niçin dokundular. Eminim ki bu planlar halen yürürlükte olsa idi çok canlar kurtulurdu ve bu şoku daha az hasar ve can kaybı ile atlatırdık.
***Al sana kısa dönem askerlik, al sana dövizli askerlik, al sana bedelli askerlik.Muharip ve mükellef askerlik hizmeti yerine uzman Çavuş ve Onbaşılar ile doldurulan TSK. kadroları, haydi yürüt bakalım, nasıl yürüteceksiniz savaş ve barıştaki görevleri.(Her bir vatandaşımız bu soruyu kendi kendine sormalı ve cevabını bulabilmelidir.)
2 .Askerlik Türk vatanını,Türk İstiklal ve Cumhuriyetini korumak ve kollamak için harp sanatını öğrenmek ve yapmak mükellefiyetidir diye tarif edilirdi.Bu tarifi niçin değiştirdiniz? Tehlike sadece yurt dışından ve hudutlardan gelmez. Yurt içinden, yerin altından ve üstünden, bazen de göklerden gelir.(Unutmayalım)
3 . Askerin görevi sadece dışarıdan gelecek tehdit ve tehlikelere karşı savaşmak değildir.
-TSK’nın yurtdışına gönderilmesi ve oralarda savaşması esas görevlerinden de değildir.
-TSK’nın esas görevi öncelikle kendi yurdunu iç ve dış tehditlere karşı korumak olmalıdır.
4 . Doğal afetlerde ve toplumsal olayların bastırılamaz duruma gelmesi hallerinde, Türk Silahlı Kuvetleri, Emniyet Asayiş ve Yardımlaşma Planları (EMASYA PLANI) gereğince bölük bölük, tabur tabur, alay ve tugayları, tümen, kolordu ve orduları ile emir ve komuta birliği içerisinde üzerlerine düşen görevleri başarı ile yaparlardı.
-Bu konudaki en güzel örnekler; 1999 depreminde İzmit ve Adapazarı’nda yaptıkları yardımlar ve kurtarma faaliyetleri ile İstanbul - Gazi Mahallesi olaylarının bastırılmasında görev alan Tugaylarımızın başarılarıdır. Buna benzer EMASYA görevleri ve askerlerimizin başarıları ne çabuk unutuldu.
5 . Hiçbir komşu devlet ile dostluğumuz ve iyi ilişkilerimiz kalmadı, hani nerde deprem bölgesine ve bize yakın olan İRAN, IRAK, SURİYE, İSRAİL, LİBYA, BİRLEŞİK ARAP EMİRLİKLERİ ve müslüman ülkeler, hani nerde vakti ile Türk pasaportu taşıyan BARZANİ, hani nerde bavul ticareti yaptığımız BULGARİSTAN, GÜRCİSTAN ve ERMENİSTAN…bu saydığım ülkelerin bazılarından gelen ve gönderilen ekip ve yardımlar için ayrıca teşekkür etmeyi bir borç biliyoruz. Bu depremde yardım etmek ve kurtarma çalışmalarına katılmak için toplam 56 ülkeden ekipler yurdumuza gelmiştir.
6 . Bu arada YUNANİSTAN’ın, ERMENİSTAN’ın, İSPANYA, İTALYA, POLONYA, ÇİN ve KORE’nin yardım elini uzatması ve ekiplerini hemen göndermesi de insani bir yaklaşım olarak çok iyi değerlendirilmelidir. (Devletler de kişiler gibi dostunu ve düşmanını iyi tanımalıdır.)
7 . Sen Suriyenin beş milyon vatandaşını yıllarca besledin ve doyurdun, bağrına bastında ne oldu. Bu beş milyon Suriyeli’den kaç kişi kurtarma işine koşarak geldi ve çalıştı. Sadece Suriyeli sığınmacılar için devlet bütçemizden harcadığımız 50 milyar dolar kadar para ile inşallah bu deprem de oluşan yaralarımızı sarabiliriz. (Yeterse!...) Suriyeli sığınmacılar şimdi deprem bölgesinde yağma yapıyorlar ve gönderilen yardımlar ile yardım araçlarına zorla el koyuyorlar, gasp edip, yağma ve talan ediyorlar. Bunları duyduk ve gördük.
-Hatay ve devamındaki fay hattının yarattığı tahribat ile bu depremde, Suriye’nin de büyük bir can ve mal kaybına uğraması doğaldır. Şu ana kadar Suriye’de dört bine yakın kişi depremden ölü olarak çıkartılmıştır. Onlara da baş sağlığı dileklerimizi iletmek insani görevlerimizdendir.
8. Mühendis ve Mimar Odaları Birliğimiz (MMOB)’in varlığını inkar ettiğimiz gibi onların depremler için çok çok önemli olan DENETLEME görevlerine de engel olunması en büyük hatalarımızdandır.
9. En önemli hatalarımızdan, belki de ilk önce sayılması gereken birisi de, halkımız arasında İMAR AFFI olarak nitelenen , derme-çatma bina, yapı ve inşaatlara (kaçak yapılmış olanlar dahil) cezasız olarak İskan verilmesidir. Para ile can tehlikesi, oy uğruna seçim yatırımı olarak satılmıştır.
10. Devlet kuruluşlarımızın ( Karayolları, DSİ, Bayındırlık, MTA, TOKİ…vb) elinde bulunan kurtarma ve enkaz kaldırma hizmetlerinde kullanılabilecek İş Makineleri, Vinç ve Taşıyıcılar, Dozer ve benzeri araçlar derhal operatörleri ile birlikte göreve davet edilmeli idi. Keza aynı araçlar ve iş makineleri, sivil müteahhitlik firmaları ile aynı cins araçlara sahip kurum ve kuruluşlarca da bu araçlar derhal operatörleri ile birlikte görevlendirilmeli idi.
11. Bunları ben yazıyorum ama, okuyan bazı ilgililer, kardeşim sen aklını kendine sakla, bunları bilmeyen mi var diyebilirler. Biliyordunuz da niçin yapmadınız? Niçin önceden planlamalar ile Ön Almıyorsunuz, Tedbir Almıyorsunuz diye ben de ilgililere sesleniyorum.
12. İlim ve bilim adamlarımız, Jeologlarımız, Jeoloji ve Jeofizik Mühendislerimiz ve akademisyenlerimiz var ve onlar haykırıyorlar niçin dinlemiyorsunuz? Üniversitelerimiz ve ilgili kurumlarımızın gözlem ve raporlarına niçin kulak verilmiyor?
13. Gözlem ve incelemelerim esnasında bir gerçek daha tespit ettim. Cumhurbaşkanı ve yardımcısı ile bakanların kendileri, bazı siyasi parti lider ve temsilcileri ile Belediye Başkanlarımızı deprem bölgesinde ve halkla beraber bizzat ve fiilen çalışırlarken görüyoruz. Ama hiçbir yerde valilerimizi, vali yardımcılarımızı ve il müdürlerimizi, kaymakamlarımızı görmedik ve göremiyoruz. Bunun yanında Karayolları genel ve bölge müdürlerimiz ve ekipleri, DSİ’müdürleri ve ekipleri, MTA ve diğer ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının müdür, şef ve ekiplerini de göremiyoruz. Varsa yoksa AFAD ve JAK ekipleri ile birkaç asker ve Sağlık Bakanlığı Ambulansları.(Ortada göremediklerimiz kalem efendilerimidir bilemedik.)
Çocukluğumda; Balya İlçesinin Kavakalan köyünün de güneyinde (Aldemirci ile Kavakalan köyü arasında) bir geceyarısı büyük bir ORMAN YANGINI çıkmıştı. O zamanki Balya Kaymakamı, Balya Cumhuriyet Savcısı ve Balya Belediye Başkanı derhal bir keşif ve arazi aracı ile olay yerine gelmişler, yakın ve civar köylerin halkını yangına müdahale etmeleri konusunda (Tehlikenin büyüklüğünü anlatarak) uyarmışlar ve yardıma çağırmışlardı. (yıl- 1962-1963) Bu yardım çağrısı ve konuşmasını da bizzat Cumhuriyet Savcısı yapmıştı. Vatandaşlarımıza kazasız, belasız ve doğal afetlerden uzak, sağlıklı güzel günler diliyorum. Milletimizin başı sağ olsun, yakınlarını kaybeden vatandaşlarımıza sabırlar, yaralı olarak kurtulan ve kurtarılan tüm vatandaşlarımıza acil şifalar diliyorum.
DEPREMDEN DERSLER NO - 3
A. DEPREM İLE İLGİLİ YAPMAMIZ GEREKEN FERDİ GÖREVLERİMİZ
1. DEPREM ÖNCESİNDE :
- Depremden korunma çareleri konusunda eğitim alalım ve konu ile ilgili konferanslara ve deprem tatbikatlarına katılalım.
- Evimizdeki ve iş yerimizdeki eşyaları depremde devrilmesinler diye sağlam bir şekilde duvarlara tespit edelim, devrildiğinde kimseye zarar vermesin.
- Deprem den sağ - salim kurtulmak amacı ile ve depremde kullanmak üzere “ hayatımızı idame ettirmek için” gerekli malzeme hazırlıklarımızı tamamlayalım ve deprem çantalarımızı hazır tutalım. Ne zaman olacağını bilmediğiniz depremlere her an hazırlıklı olalım.
2. DEPREM ESNASINDA:
- Bulunduğumuz mekanı telaş ve panik yapmadan hızla terk edelim. Bu imkanı bulamaz isek hayat üçgeni oluşturan, korunaklı yerlerde hayatta kalma oturuşu ile oturalım ve vaziyetimizi muhafaza edelim.
-Mümkün ise, apartmanların sığınaklarına, büyük şehirlerde yer altı sığınaklarına ve yer altı geçitlerine sığınalım. Hiç olmaz ise bina ve yapılardan uzakta ve açıktaki toplanma yerleri veya parklarda toplanalım.
- Panik ve telaş yapmadan süratle bulunduğumuz mekanın dışına kendimizi atarken deprem çantamızı da yanımıza almayı unutmayalım.
- Mekanı terk etmeden önce, doğalgaz, elektrik ve su vanalarımızı kapatalım.
3. DEPREM SONRASINDA:
- Mevcut yiyecek ve içeceklerinizi idareli kullanalım.
- Sağ ve sağlam kalır isek, ilk yardım ve kurtarma faaliyetlerine katılalım.
B. 6 ŞUBAT 2023 DEPREMİNDEKİ HATALARIMIZ ve YAPILMASI GEREKENLER:
1.TV’lerden izleyip öğrendiğimize göre, o bölgelerdeki depremzedelere gönderilen yardımları, alışveriş mağazalarındaki mal ve malzemeleri Suriyeli sığınmacılar zor kullanarak ele geçirip yağmalıyorlarmış. Hani devlet nerde, nerde polis ve jandarma, görev onların değimlidir.
2.Yağmalama olduğunu ve yapıldığını gözleri ile gören bir profesörümüz üzülerek naklen yayında anlatıyordu izledim ve dinledim. Hatta ölenlerin elinden, boynundan ve parmağından altın ve ziynet eşyalarını alan ve toplayanlar, depremzedelerin evlerini soyanların olduğunu birden fazla TV kanalından izledim. (Polis ve Jandarma gibi kolluk ve güvenlik güçlerimiz yok mudur?)
3.Yurdumuzun değişik kurum ve kuruluşlarından yardımlar gelmiş dağıtımında güvenlik devlet güçlerince sağlanamadığı gibi, bu yardımı kim gönderdi ve getirdi ise onun etiketi silinip kaldırılıyor, mevcut hükümet ve onun temsilcisi siyasi parti etiketlerinin yazısı konuyor.
4.Hava alanı pisti ve yollar tahrip olmuş, onarımları yapılmıyor, en kısa zamanda onarım yapan ve yapmak isteyen kurumlara müsaade edilmiyor. (Hiç olmazsa, bu tür afetlerde bari siyasi rant DÜŞÜNÜLMEMELİDİR)
5.Köprüler varmış yıkılmış, hala yapılmıyor, TSK’nın Acele Köprüleri ve Köprücü Bölükleri devreye sokulmuyor. Yollardaki trafik akışını tanzim etmedikleri için, tam iki gün karayollarında kuyruklarda bekleyen Tır ve İş Makineleri vatandaşlarımız tarafından maalesef üzülerek seyredilmiştir. (Kurum ve kuruluşlar arasında irtibat ve koordinasyon sağlanmalıdır)
***Unutmayalım ki bilim adamları ; Deprem ÖLDÜRMEZ, Bina ve Yapılar ÖLDÜRÜR diyorlar. O halde; Bina, konut ve yapıları deprem yönetmeliğine uygun olarak inşa edelim. Yeter ki devlet, her türlü inşaatı başından sonuna kadar DENETLEMEYİ görev olarak bilsin ve bu görevini tam ve eksiksiz olarak yerine getirsin.
6.Devletimiz önceden teferruatlı Deprem Planları yapmalıdır (EMASYA PLANLARI dahil) Deprem olduğunda KİM, NE ZAMAN, NEREDE, NASIL, NE YAPACAK soruları planlarda cevabını bulmuş olmalı ve bu uygulama planlarının provaları yapılmış ve hatta tatbikatlarla denenmiş olmalıdır. (İş başına pilavdan değil PLANDAN anlayan kadrolar getirilmelidir.)
7.Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bu hazırlık ve planlamayı yapacak güç ve kabiliyettedir. Türkiye yeterli Jeolog, Jeofizik Mühendisi ve Jeoloji Mühendisleri ile AFAD ekiplerine sahiptir.(İş ve görev başına ehil ve liyakatli kadrolar getirilmelidir)
8.Keza devletimiz, modern çağın tekniklerine ve ihtiyaçlarına uygun olarak yetiştirilmiş Mimar ve İnşaat Mühendislerimiz ile teknik hizmet erbabı Müteahhit Firmalar ile Yapı Ustası ve Ekiplerine de sahiptir.( Mimarlık ve mühendislik diploması olmayanlara müteahhitlik yetkisi ve belgesi VERİLMEMELİDİR.)
Tüm vatandaşlarımıza kazasız, belasız ve doğal afetlerden uzak , sağlıklı , güzel günler diliyorum. Milletimizin başı sağ olsun, yakınlarını kaybeden vatandaşlarımıza sabırlar, yaralı olarak kurtulan ve kurtarılan tüm vatandaşlarımıza acil şifalar diliyorum.
DEPREMDEN DERSLER NO - 4
6 ŞUBAT 2023’DE MEYDANA GELEN KAHRAMAN MARAŞ DEPREMİNDEN ALDIĞIMIZ DERSLER İLE DEVLET ve MİLLET OLARAK YAPMAMIZ GEREKEN YASAL DÜZENLEMELER
Genel : Bir çok konuda ders almış olmamıza rağmen kanun koyucunun ve kanun yapıcının (TBMM’nin) kanun çıkarma konusunda yapması gereken öncelikli işler şunlar olmalıdır.
1.Müteahhit olabilmek için, inşat mühendisliği veya mimarlık fakültesi diploması sahibi olma şartı yasalaşmalıdır. Kasap, manav, marangoz, tüccar…vb hiçbir teknik hizmet ehliyet ve diplomasına sahip olmayan kişilere bina, mesken ve yapı yapma izni “MÜTEAHHİTLİK BELGESİ” verilemez hükmünü de içeren bir yasa çıkartılmalıdır.
2. Her türlü inşaatın yapımı esnasında, başlangıcından bitirilmesine kadar DENETİM görevi inşaatın plan ve projelerini yapan (MİMAR ve MÜHENDİSLER) kişilerce ve BELEDİYELERCE yerine getirilmelidir. Deprem sigortasını yapan şirketlerinde sorumluluk altına girmeleri sağlanmalıdır.
3.TSK’nın ivedilikle devreye girmesi amacı ile EMASYA PLANLARI güncelleştirilerek devreye sokulmalıdır. Gerekirse yeniden yapılmalıdır. Can ve mal kayıpları asgariye indirilmelidir.
4.Depremin ilk günü ve ilk saatlerinde canlı - canlı insan kurtarma hizmetlerinin önemine binaen DERHAL kurtarma ekiplerinin faaliyete geçirilmesi sağlanmalıdır. Bu maksatla; Türk Silahlı Kuvvetlerimiz gibi, doğal afetlerde (DEPREM, ÇIĞ, SEL VE SU BASKINLARI, TUSUNAMİ, BÜYÜK YANGINLAR, ORMAN YANGINLARI, HORTUM VE KUVETLİ FIRTINALAR, YANARDAĞ PATLAMALARI, HEYELAN VE TOPRAK KAYMALARI) görev yapacak eleman ve personel yetiştiren meslek yüksek okulları ve fakülteleri açılmalıdır. Bu okullarda, branşlaşmalar olabileceği gibi (yangın, orman yangını, deprem, çığ, …vb ) komple kombine personel yetiştiren okullar da açılmalıdır. Konu ile birleştirilerek, aynı fakülte ve yüksek okullarda İTFAİYE ELEMANLARI, BELEDİYE ZABITALARI, GÜVENLİK ELEMANLARI, CEZA EVİ GARDİYANLARI, YER ALTI MADENCİLERİ de yetiştirilmelidir.
5.Bu tür afetlerde kullanılmak üzere, kamu kurum ve kuruluşları ile özel teşebbüs firmalarının elindeki iş makineleri için bir SEFER GÖREV EMRİ planlaması yapılmalı ve derhal operatörleri ile birlikte fiilen KURTARMA YERİNDE göreve başlatılmaları sağlanmalıdır.
6. Oy ve siyasi rant uğruna; tarlalarımız, ormanlarımız ve tarım arazilerimiz bina yapımına açılMAMA lıdır. Bu konuda ANKARA’daki HÜKÜMET ve taşradaki İL ve İLÇE belediyeleri oturup birlikte karar vermelidirler. Bu konudaki yetki ne ANKARA’ya , ne de tek başına TAŞRA’ya bırakılamaz. Gerekirse TBMM’nin 3/2 çoğunluğunun onayına müracaat edilmelidir.
7. Köylerin büyükşehirlere ve Büyükşehir Belediye Başkanlıklarına, mahalle ve kırsal mahalle olarak bağlanmasına en kısa sürede son verilmelidir. Köylü tekrar desteklenerek köyünde bırakılmalı ve
TARIM, ZİRAAT ve HAYVANCILIK yapmaları konusunda teşvik edici önlem ve yöntemler ile ödüllendirilmelidir
8. Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak, deprem konusunda Japonya’yı örnek almalıyız. Japonya’da da depremler oluyor, hem de şiddet olarak ülkemiz coğrafyasında meydana gelen depremlerden çok büyük şiddetlerde ama, can ve mal kaybı yok denecek kadar az. Onlar depremleri hemen hemen hasarsız bir şekilde atlatıyorlar, günlük hayata aynen ve normal olarak devam ediyorlar.
9. Deprem ve deprem gibi doğal afetlerde “SEL ve SU BASKINLARI, ÇIĞ DÜŞMESİ, ORMAN YANGINLARI ve BÜYÜK YANGINLAR, HEYELAN ve TOPRAK KAYMALARI ve YANARDAĞ PATLAMALARI, TUSUNAMİ ile kuvvetli FIRTINALAR
ve HORTUMLAR” devlet olarak, kimin hangi afette, hangi görevi nasıl yapacağı önceden planlanmalı ve bunlara dair planlanlar teferruatları ile birlikte hazırlanmalıdır.
10. Özetle; Diğer sekiz ilimiz ile birlikte ŞANLI, KAHRAMAN ve GAZİ ünvanları ile andığımız üç ilimiz (URFA, MARAŞ ve ANTEP) ve HATAY tarih oluyordu.Aziz ATATÜRK, Hatay benim şahsi meselem olmuştur diyerek, hasta yatağında iken savaşmadan
varlığı ve kararlılığı ile Hatay’ı Anayurdumuza katmıştır. Tekrar Atatürk’ü anıyor ve arıyoruz. Nerede ise Hatay coğrafyamızdan silinip TARİH oluyordu. Görevimiz tarih yazmak değildir, amacımız ve hedefimiz; çok verimli ve bereketli topraklara sahip olan coğrafyamızda rahat, huzur, mutluluk ve barış içinde ebediyete kadar millet olarak yaşamaktır. En önemli meselelerimizden biriside, depremden sonra yaşanan ve yaşanacak olan İÇ GÖÇ’ü durdurmaktır. Maalesef halkımız evini- barkını, bağını - bahçesini ve tarlasını - toprağını bırakıp baba ocağını terk ediyor. İç Anadolu’ya ve Batı Anadolu’ya göçüyor Depremden sağ kurtulan vatandaşlarımızın ayrılıp, terk ettiği toprakları kim dolduracak belli değil, göçtüğü yerlerde onu kim nasıl doyuracak o da belli değil. Vakti ile Büyükşehirler ihdas ederek köylerimizi mahalle yaptık ve köyden şehirlere göçü teşvik edip arttırdık… ne oldu? Çiftçilik, tarım ve hayvancılık bitti ve tükendi. Buğdayı, arpayı, canlı hayvanı …vb, samanı bile yurt dışından ithal ediyoruz. Oysa biz Türkiye olarak kendi kendimize yeter ve artardık. Şaşkınlıkla, irkilerek ve sarsılarak kendimize geldiğimiz şu acı deprem günlerinde, bir daha böyle acıları tatmayalım ve yaşamayalım diye yazıp kaleme aldığım bu yazımı okuyucularım için bir ders notu olarak kabul ediyorum. Tüm vatandaşlarımıza kazasız, belasız ve doğal afetlerden uzak sağlıklı güzel günler diliyorum.
Milletimizin başı sağ olsun, yakınlarını kaybeden vatandaşlarımıza sabırlar, yaralı olarak kurtulan ve kurtarılan tüm vatandaşlarımıza acil şifalar diliyorum.