Geçmişe şöyle dönüp baktığımda;
Eskiden yaşamı meşgul eden çok fazla amaç, çok fazla hırsın olmadığını,
insanların sevdikleriyle birlikte olmaktan,
birşeyleri paylaşmaktan,
onlara zaman ayırmaktan mutlu olduklarını hatırlıyorum..
Şimdi öyle mi peki?
Dünya derdine düşüp, iş ve para için çırpınan, egolarının peşinde koşan insanların birbirlerini sevmeye, sevdiklerine zaman ayırmaya fırsatları yok.
Peki, ne zaman vazgeçti insanlar birbirlerini sevmekten?
Ve ne için düştü yaşam hırsına?
Ne zaman manevî değerlerin yerine maddi değerler aldı?
"En büyük din, vicdandır" demiş ünlü bir düşünür.
Ne zaman vicdanlar kayboldu?
Birbirinin yüzüne bakıp, arkasından kuyusunu kazan insanlar heryerde.
O yüzden kime güveneceğimizi şaşırmış durumdayız.
Ya söylenen en masumane sözü, yanlış anlayanlar ya da kendilerine göre yorum yapanlar..
Sizin kendinizi anlatma gayretinizi görmezden gelenler..
Başkalarının anlattıklarına,inanıp sorgulamıyanlar
Boşuna denmemiş "siz anlattığınız kadar değil, karşınızdakinin anladığı kadarsınız" diye.
Her insanın,ırktan, renkten veya mezhepten bağımsız olarak, şiddetten uzak barış içinde yaşama hakkı olduğunu unuttuk.
İnsanların gözünde sanki bir eşyasınız ve işlerine yaradığınız sürece varsınız.
Kullanım süreniz dolunca fırlatıp atıyorlar.
Siz böylesi durumlarda ne yaparsınız?
Ben,böylesi durumlarda ne yaparım biliyor musunuz?
Yaşamımda kimin neyi, neden yaptığını sorgulamam.
Herkes kendine yakışanı, her ruh kendi yolculuğunu yapar.
Ne kadar haklı olsam, haklılığımı kanıtlayacak her şey elimde olsa da, hayatta en iyi yaptığım şey gürültü çıkarmadan sessizce uzaklaşmaktır.
Ön yargıları değiştirmenin, atomu bile parçalamaktan zor olduğunu bildiğim için.
Kimseye hesap sormam, olayı çirkinleştirmem, sessizce kendimi çekerim.
Varsın, karşı taraf kendini haklı zannetsin.
Benim derdim haklı çıkmak değil ki?
Vicdan rahatlığı ve huzuru bulmak.
Bir tek şeye üzülürüm.
Boşa giden emeklerim vardır, görmezden gelinen.
Fedakarlıklarım vardır.
Gördüğüm haksızlıklar karşısında dayanamamışlıklarım vardır.
Bu devran böyle gelmiş, böyle gitmesin diye yapmışlıklarım vardır.
Onlar için üzülürüm.
Uykusuz geçen gecelerime…
İnsanların ikiyüzlülüklerine
Her ne olursa olsun, aynanın karşısına geçer gülümserim.
Ve kendime derim ki;
Sen, sana yakışanı yap,
Kimseyi kırma, sevmekten vazgeçme,
Geçmişe takılıp kalma, geleceğe umutla bak, hayallerinden asla vazgeçme.
Herşey yeni bir başlangıçtır.
Sakın pes etme.
Ne zaman bu dünyadan göçüp gideceğimiz belli değil.
Bildiğim tek şey, bu dünyadan göç ederken, götüreceğimiz tek şey zenginliklerimiz değil, yaptığımız iyilikler, dokunduğumuz insanlar ve yüreğimizde büyüttüğümüz sevgidir.
Kötülük yapanlar, yaptıkları yanlarına kâr kalır sanırlar.
Çok yazık onlar gerçek hesap sahibini unutuyorlar.
Yaşattığını yaşamadan ölmezsin gerçeğini unutuyorlar.
İlahi adalette zaman aşımı diye bir şey yoktur.
Er geç tecelli eder.
Sevgi, mutluluk hak edenlerle değeri olanlarla yaşanır.
DEĞER VERİP, DEĞER GÖRDÜKLERİNİZE ÇIKSIN BÜTÜN YOLLARINIZ.
05.04.2022
Serpil Güleçyüz~