Yaradan insanoğluna bir çift göz vermiş kıymetini bilelim ve şükredelim.Canlıların gözü hem kamera, hem de fotoğraf makinesi gibidir, görür ve fotoğraf çeker, çektiklerini de hafızasında fotoğraf olarak saklar. Halen ve canlı olarak, an ve esnadakileri, görmekte olduklarını da aynen bir kamera gibi kendi beynine ve isteyenlere aktarır, gerektiğinde kayıt eder ve hafızasında saklar.
* Oysa, kamera çektiklerini ve çekmekte olduklarını kayıt eder ve ihtiyacı olanlara verir ve aktarır. Ama insan kaydettiklerini bir kaset, bant ve cd. olarak veremez, sadece gördüklerini hatırlayarak tarif eder ve anlatarak aktarabilir. Zamanla silinmiş olanlar olabilir, bunlar unuttuklarıdır, ama unutulan bazı görüntüler günü gelince yine hatırlanabilir.İşte insanoğlunun gördüklerini ve bizzat yaşadıklarını, hatta aklından geçirdiklerini, bir başkasına anlatması, aktarması, yazıya dökmesi, kalıcı olsun diye, fotoğraf, film, cd...vb kayıt etmesinin önemi burada ortaya çıkıyor. Biliyoruz ki, yaşlandıkça ve zaman geçtikçe unutma ve dolayısı ile silinme olur ve silinme artar.
* Orta okulda iken, grubumuza verilen bir konu vardı; Allah size bir göz daha verse siz o gözün nerenizde bir organ olarak bulunmasını arzu edersiniz demişlerdi. Ben Allahımdan verdiği iki gözümden başka bir göz daha istemem ama arzum şudur , eğer Yüce Yaradan verecek ise şahadet parmağımın ucunda bir göz daha olsun derdim diyenlerdenim.
* Canlılar aleminin en mükemmel yaratığı olan insan, başının önünde yer alan en kıymetli iki organı ile önünü ve etrafını görebiliyor ancak geri - arka tarafını, peşini göremez, görmek için vücudu ve başı ile arkaya dönmesi veya aynaya bakması gerekir. Ancak cephe alarak geriye dönüş ve kafayı daima geriye çevirerek ileriye gitmek kendi yürüyüş ve ilerleme istikametinde ilerlemek, zor ve hatta bazı durumlarda imkansızdır."Ayaklar ve ayak parmaklarımız, Allah tarafından yaradılışımızdan itibaren diz ve bacak bükümlerimiz dahil mevcut duruma göre dizayn edilmiştir"
* Göz insanın radarıdır, insan vücudunun neresinde sağlıksız ve arızalı bir organ varsa kişinin gözüne bakınca anlaşılır.Göz gülüşün, sevinç ve neşenin, göz üzüntünün ve kederin, göz ağlamanın, hiddet, şiddet ve korkunun ifade edilip sergilendiği en güzel ve en değerli bir organımızdır. Göz kişinin aynasıdır, göz tanrının insanoğluna bahşettiği en değerli bir duyu organıdır.
* Dilimize yerleşmiş göz ile ilgili veya göz ile ifade ettiğimiz bir çok kavram ve tabir vardır;
- Gözüm, iki gözüm, gözümün içi, gözümün nuru, ilk göz ağrım, gözden ırak, göz görmeyince..., gözünün yağını yerim, iki gözüm çıksın, gözlerime inanamadım, gözümü alamadım, gözüm görmesin, gözüme görünme, bir başkasını gözü görmemek, göz göre göre, gözüne girmek, gözünden düşmek,
- Gözüm tutmadı, gözleri fettan güzel, gözleri fel fecir okumak, gözlerim kamaştı, kör gözlü, yum gözünü, gözümü yumdum, gözünü oyarım, bir gözü kör bir kulağı sağır olmak,
- Kara gözlüm, yeşil gözlüm, mavi gözlüm, çakır gözlüm, ela gözlüm, kahverengi gözlerin, ceylan gözlüm, telli gözlüm, buğulu gözler,
- Kem gözlü, yılan gözlü, keçi gözlü, şeytan gözlü, gözümün feri söndü, gözler kalbin aynasıdır, gözünü kan bürümek, bertlen gözlü,
- Göz göz olmak, yolunu gözlemek, gözümüz yollarda kaldı, gözcü, gözetlemek, gözünün üstünde kaşın var, gözlerine sürme çekmek, göz farı, göz önünde, gözün kör olsun, kör olasıca, göz yaşım dinsin, gözemi geldik, gözlerim çeşme, sil gözlerinin yaşını ...vb.
* Ben, Yüce Tanrı'nın bahşedeceği üçüncü gözün insanoğlunun sağ elindeki şahadet parmağının ucunda olmasını arzu ederdim. Tabi, Yüce Yaradan'ın insanoğlunun bu talebini nasıl karşılayıp, değerlendireceğini bilemeyiz. Çünkü her şeyin en iyisini, en uygununu, O' bilir ve dizayn eder, şu anda olduğu gibi.
* Allah vermiş iki gözümüz var, başka göze ne gerek var diyelim ve Allahım ne olur, bana bir göz daha ver değil de, yedek bir beyin nasip eyle, bu kafa ve bu beyin artık çalışmıyor, yenisini, bir yedeğini devreye sokalım mı desek.? Yaradan her şeyin en iyisini bilir ve yaratır, inanırız, çünkü imanımız var. Şükürler olsun, halimize ve sağlığımıza...