Ege İle Yaz Konuşmaları: 5
Elinde yanan meşalesi ile Özgürlük Anıtını anımsayın.
Ne güzel...
Çocukluk aklımla düşündüğüm de güzel!.
İnsana, cephesini döndüğü okyanus kadar coşku veriyor.
“Özgürlüğün yaydığı ışık dünyayı aydınlatır” öyle yorumlardım o anıtı.
Gidip görmedim. Göremedim. Ya ajan filmlerinde ya da mafya konulu filmlerde kare kare sahneye gelir. Aşk filmlerinde gördüğümü anımsamıyorum.
Belki de aşk ile özgürlüğü yan yana düşünmek istemiyor yapımcılar.
İtalyan kanallarının birinde gördüm yeniden Özgürlük Anıtını.
Önce, sonsuzu seyreden gözleri geldi ekrana...
Sonra o hüzünlü ama çekilen acılardan sonra oluşan mutlu tebessümü göründü...
Ardından hiç sönmeyecekmiş izlenimi veren Özgürlük ateşi...
Önce korktum.
Çünkü ABD ne zaman özgürlükleri ön plana çıkarsa, bir yerlerde yıkım ve vahşet olacak demektir.
Neyse ki bu kez öyle değilmiş...
Özgürlük anıtının önce mutlu gülümseyişi, mal pazarlayan tezgâhtar gülümseyişine dönüştü,
Dik duruşu bozuldu, müşterisinin karşısında eğilen siluet oldu...
Haydi, bunlar neyse... Satıcı kılığına dönüşmüş olan abide, karşısındaki müşteriye tepsi ile özgürlük ateşini sundu. Ama tepside ateş sönmüş, onun yerine hamburger vardı.
Sonsuz özgürlüğü simgeleyen abide bir anda, Hamburger Pazarlamacısına dönüştü.
Eğer bunu rüyamda görseydim, anlatmaya utanırdım.
Eğer bunu kendim düşünseydim, kendimden utanırdım.
Ama TV’den izledim.
Özgürlükleri alıp Hamburger vermek, emperyalist ülkelerin son elli yıldır başarıyla uyguladıkları bir politika...
Eskiden özgürlükleri, yeraltı yerüstü zenginliklerini alıp, yerine kutsal kitaplar verirlerdi...
Özgürlüğün kutsal değerlerle takas edilmesi rafa kaldırıldı; şimdi özgürlükler tüketim malları ile takas ediliyor.
Liberal ekonomilerde kutsal değerler bile ticaretin konusu olan maldır.
“Ne yapacaksın özgürlüğü, hamburger tüket” derken, bu zihniyete karşı olanlar için de aba altından sopa gösterir.
Liberalizmin, kişiye sağlayacağı özgürlük, “Hamburger Yeme Özgürlüğü” düzeyini aşamaz.
Onların ulusal bayrağı, şirket flamalarının dalgalanması içindir.
Unutulmaması gerekir ki, şirket flamalarının ardına düşenler, ulusal bayrağı dalgalandıracak topraktan yoksun kalırlar.