Ey umut! Ey aklımı çelen şeytanın metresi!
Çık git hayatımızdan! Düş artık yakamızdan!
İnsanlarımız umut dolu; Yarınından, geleceğinden…
Öğrencisi umutlu, öğretmeni daha umutlu…
STK’lar, umut üreterek ışıklar saçıyor.
Emeklisi, memuru,
Çalışanı, işsizi…
İşçisi, işvereni…
Herkes ama herkes umutlu…
İktidar umut satıyor,
Muhalefet umut pazarlıyor…
Öle öle, çözüle çözüle umutlanıyoruz.
Yana yana, tükene tükene umutlanıyoruz.
Ülkem, kendini aldatış mabetlerinin sunağında umuda kurban…
*
İktidarında çözüm yok; Muhalefetinde öneri yok.
Aynı tabaktaki aynı çorbaya kaşık sallayıp duruyorlar.
STK’lar bilime, sanata sırtlarını dönmüş
İlim, irfan hak getire.
Ahlak yerlerde sürünüyor
Ama herkes umutlu…
Böyle bir durumda umutlu olmak… Çok kaygı verici…
Herkesin aklı umut üretmeye çalışıyor.
Tarlalar boş, akıllar umut dolu.
Fabrikalar kapandıkça, umut kapıları açılıyor.
Cemaatçisi inancını yoğurup umuda çeviriyor…
Laiki, Atatürk sömürüsüyle umut üretiyor.
Peki ya plan? Plan yok..
Program? O zaten yok.
İstikamet kayboldukça yeni umutlar doğuyor.
Strateji? O ne ki?
Mantık, kıyaslama, fizik, kimya, bilim?
Bunlar gündemde bile yok…
*
Bunca, umudu kutsallaştıran ve tapınan insanları gördükçe,
Ülkemin geleceği adına “Umutsuzluğa” kapılıyorum.
Umut beynimizi öyle işgal etmiş ki; Bilime yer kalmamış.
Ey umut! Ey aklımı çelen şeytanın metresi!
Çık git hayatımızdan! Düş artık yakamızdan!
*
Geleceğe umutla değil, akıl ile bilim ile plan ve program ile bakmayı öğrenen insanlar olmamız dileğiyle, iyi yıllar diliyorum.