casino siteleri slot siteleri
bahis siteleri canlı bahis siteleri
Sedat Memili
Köşe Yazarı
Sedat Memili
 

ZAFER PAYLAŞILAMAZ…

“Paylaşmak için yarin yanağından gayri her şeyi…” Bu dize ilk kez Nazım Hikmet’in Simavna Kadısı Şeyh Bedrettin Destanı’nda geçer. Evrensel kardeşliğin ütopyasıdır.  Yârin yanağından gayri, her maddi ve manevi değerin paylaşılabileceğini simgeler.  Söz konusu evrensel kardeşlik ise diyeceğim yoktur.   Mesela, bırakın evrensel kardeşliği, aynı batından doğan kardeşlerin miras payı için birbirine nasıl düşman olduklarına çok tanık oldum. Tarihte büyük imparatorluklar, kardeşler arasında paylaşıldığı / veya paylaşılamadığı için yıkılmıştır. Bir de sevinçler… Acıları paylaşmak insanı bir davranıştır. Öyle emreder inancımız ve öyle söyler ahlaki anlayışımız. Acılarda, mağdur ile birlikte ağlarız… Gözyaşlarımız ortak akar… Son yaşadığımız felaket de bunu kanıtlamıştır. Oysa sevinçlerimizi paylaşmak için insan olmak yetmez ayrıca erdem gerektirir. Kendi oğlu üniversiteyi kazanamadığı için kardeşinin çocuğunun kazandığına sevinen anneyi pek görmedim. Birbirinin mağduriyetine ağlayanların, birbirinin zenginliği ve başarısını çekemediklerine çok rastladım   Bakın, Aynı Tanrıyı ve aynı cennetti, can-u yürekten paylaşanlar, dünya varlıkları için birbirlerinin boğazını sıkmışlardır… Hala sıkmaktadırlar.   YA İTTİFAKLAR… Hazine arayanlar daima birbirleri ile ittifak halindedir. Hazine bulununcaya kadar… AK Parti’yi iktidara ulvi nedenler taşımıştır. Halk bu ulvi gerekçeler adına egemenlik hakkını AK Parti’ye teslim etmiştir. AK Parti iktidarını – egemenlik hakkını – korumak adına bu ulvi gerekçelerden uzaklaşmıştır. Bir partiyi iktidara getiren ulvi nedenler, iktidarı elde tutma adına göz ardı edilmiştir. On milyondan fazla insanın sosyal yardımlarla geçinmesinin başka izahı var mı bilmiyorum… AK Parti, adına “Cumhur” denilen ittifakla, iktidarda kalmaya çabalıyor…   YA MİLLET İTTİFAKI… Ben ona altılı voltran diyorum… Çocukların çizgi kahramanı Voltran’ı hatırlayanınız vardır. Değişik parçalar bir araya gelip, ortak bir güç oluşuyor. Kabaca böyle… Ama bir de bu uygulamanın değişik bir yanı var. Voltranı oluşturan her parça değişiktir ve başkadır… Eğer parça kendisi olursa, yeni oluşacak Voltranda işe yaramaz. İşe yarayabilmesi için birleşirken değişmesi gerek… Yani kendisi olmaktan vazgeçenler, birleşerek başka bir güç oluyorlar. Yani CHP, CHP olmaktan, İyi Parti, İyi parti olmaktan vazgeçecektir. Yoksa yeni bir değerin parçası olamaz. Bu ittifak öyle bir birlik ki, “Kendin kalırsan ittifakta değilsin; ittifakta isen kendin değilsin…” Aksi takdirde CHP’nin Deva, Gelecek ya da Saadet partisi ile ne işi var? Öte tarafta da MHP’nin AK Parti ile birlikte ne işi var? Hatta daha da ilerisi, Hüda- Par’ı, MHP ile aynı çizgiye getiren nedir? Kırtasiyelerde satılan renkli hamurları bilirsiniz. Bu hamurları kutularından gerektiği kadar çıkarıp, birbiri ile karıştırıp yeni bir şekil yaparsınız. Hamurlar, yeni üründe her şekle girerler. Yeni şekil, hamurlardan bağımsızdır. Yeni yapılan şeklin işi bitince, rengine göre hamurlar ayrılıp kutularına konarlar. Yeni ve başka bir şekil gerekene kadar kutularında kalırlar…   DEMEM O Kİ… İktidar, sevinç, bulunan hazine ve egemenlik hakkı paylaşılamaz. Ve zafer; asla… Gerçek sorun bu ittifakların yenilgileri değil, zafer kazanmalarıdır.   Yenilirlerse bir birlerinin gözyaşlarını silebilirler… Allah korusun ya kazanırlarsa… Devletlerin siyasal tarihi göstermiştir ki, yenilgi paylaşılabilir ama zafer paylaşılamaz…        
Ekleme Tarihi: 27 Mart 2023 - Pazartesi

ZAFER PAYLAŞILAMAZ…

“Paylaşmak için yarin yanağından gayri her şeyi…”

Bu dize ilk kez Nazım Hikmet’in Simavna Kadısı Şeyh Bedrettin Destanı’nda geçer. Evrensel kardeşliğin ütopyasıdır.  Yârin yanağından gayri, her maddi ve manevi değerin paylaşılabileceğini simgeler.  Söz konusu evrensel kardeşlik ise diyeceğim yoktur.  

Mesela, bırakın evrensel kardeşliği, aynı batından doğan kardeşlerin miras payı için birbirine nasıl düşman olduklarına çok tanık oldum.

Tarihte büyük imparatorluklar, kardeşler arasında paylaşıldığı / veya paylaşılamadığı için yıkılmıştır.

Bir de sevinçler…

Acıları paylaşmak insanı bir davranıştır.

Öyle emreder inancımız ve öyle söyler ahlaki anlayışımız.

Acılarda, mağdur ile birlikte ağlarız… Gözyaşlarımız ortak akar…

Son yaşadığımız felaket de bunu kanıtlamıştır.

Oysa sevinçlerimizi paylaşmak için insan olmak yetmez ayrıca erdem gerektirir.

Kendi oğlu üniversiteyi kazanamadığı için kardeşinin çocuğunun kazandığına sevinen anneyi pek görmedim.

Birbirinin mağduriyetine ağlayanların, birbirinin zenginliği ve başarısını çekemediklerine çok rastladım  

Bakın, Aynı Tanrıyı ve aynı cennetti, can-u yürekten paylaşanlar, dünya varlıkları için birbirlerinin boğazını sıkmışlardır… Hala sıkmaktadırlar.

 

YA İTTİFAKLAR…

Hazine arayanlar daima birbirleri ile ittifak halindedir. Hazine bulununcaya kadar…

AK Parti’yi iktidara ulvi nedenler taşımıştır.

Halk bu ulvi gerekçeler adına egemenlik hakkını AK Parti’ye teslim etmiştir.

AK Parti iktidarını – egemenlik hakkını – korumak adına bu ulvi gerekçelerden uzaklaşmıştır.

Bir partiyi iktidara getiren ulvi nedenler, iktidarı elde tutma adına göz ardı edilmiştir.

On milyondan fazla insanın sosyal yardımlarla geçinmesinin başka izahı var mı bilmiyorum…

AK Parti, adına “Cumhur” denilen ittifakla, iktidarda kalmaya çabalıyor…

 

YA MİLLET İTTİFAKI…

Ben ona altılı voltran diyorum… Çocukların çizgi kahramanı Voltran’ı hatırlayanınız vardır. Değişik parçalar bir araya gelip, ortak bir güç oluşuyor. Kabaca böyle…

Ama bir de bu uygulamanın değişik bir yanı var.

Voltranı oluşturan her parça değişiktir ve başkadır… Eğer parça kendisi olursa, yeni oluşacak Voltranda işe yaramaz. İşe yarayabilmesi için birleşirken değişmesi gerek…

Yani kendisi olmaktan vazgeçenler, birleşerek başka bir güç oluyorlar.

Yani CHP, CHP olmaktan, İyi Parti, İyi parti olmaktan vazgeçecektir. Yoksa yeni bir değerin parçası olamaz.

Bu ittifak öyle bir birlik ki, “Kendin kalırsan ittifakta değilsin; ittifakta isen kendin değilsin…”

Aksi takdirde CHP’nin Deva, Gelecek ya da Saadet partisi ile ne işi var?

Öte tarafta da MHP’nin AK Parti ile birlikte ne işi var? Hatta daha da ilerisi, Hüda- Par’ı, MHP ile aynı çizgiye getiren nedir?

Kırtasiyelerde satılan renkli hamurları bilirsiniz. Bu hamurları kutularından gerektiği kadar çıkarıp, birbiri ile karıştırıp yeni bir şekil yaparsınız. Hamurlar, yeni üründe her şekle girerler. Yeni şekil, hamurlardan bağımsızdır. Yeni yapılan şeklin işi bitince, rengine göre hamurlar ayrılıp kutularına konarlar. Yeni ve başka bir şekil gerekene kadar kutularında kalırlar…

 

DEMEM O Kİ…

İktidar, sevinç, bulunan hazine ve egemenlik hakkı paylaşılamaz. Ve zafer; asla…

Gerçek sorun bu ittifakların yenilgileri değil, zafer kazanmalarıdır.  

Yenilirlerse bir birlerinin gözyaşlarını silebilirler…

Allah korusun ya kazanırlarsa…

Devletlerin siyasal tarihi göstermiştir ki, yenilgi paylaşılabilir ama zafer paylaşılamaz…

 

 

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberege.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.