Menderes…
Sırtını Amerika'ya yasladı;
Uçak fabrikasını kapattı,
Milli savunma sistemi kurmaktan vazgeçti,
Düyunu Umumiye’nin son taksiti ödenirken, karayolu şartına bağlı kredi aldı, bol bol YOL yaptı.
Amerika’nın ve Batının hurda lastik tekerlekli araçlarını aldı; "Öf ya, siz Türkler çok akilli, dünyada dolmuşçuluk sistemini siz buldunuz" diye bir de dalga geçtiler.
Hazine tamtakır oldu, Marshall Yardımı’nı kestiler,
Rusya ile ekonomik iş birliği ve kredi antlaşması için olumlu yanıt aldı; valizini toplayıp Moskova’ya giderken işte o dönem kendisini o makama getiren güç, ipi boynuna geçirdi.
Şimdi ‘demokrasi’ evliyası…
***
Özal…
1 koyacak 3 alacaktı, hiçbir şey alamadı!
Kalemi hep ‘enflasyon aşağı inecek’ diye aşağıya iniyordu, tam tersi hep yukarı yukarı gitti.
PKK’yı palazlandırdığı iddiaları ayyuka çıktı, sağır sultan bile duydu.
Devr-i iktidarında 1. Körfez Savaşı oldu, Türkiye’nin borcuna borç kattı, o da hep YOL yaptı.
Şimdi ‘Topkapı’ evliyası...
***
Ve Erdoğan…
Menderes ile başlayan ve Özal ile devam eden uygulamaların üzerine ‘tüy diken’ adam oldu!
Ülkeyi tarihinde görülmemiş derecede borçlandırdı!
Bol bol YOL yaptı (ilginçtir; bu üçlü hep YOL yapmışlardır)
Sınır-mınır bırakmadı, sinir de...
2. Körfez Savaşı olurken başbakandı…
Ordunun başına çuval geçirildi, darmadağın edildi.
Önümüzde bir seçim var, anketlerde vatandaşın onu artık istemediği sonuçları çıkıyor; seçimlerin sonuçlarını izleyip göreceğiz.
Bu üçlünün ‘ülke için en büyük talihsizlik’ olduğuna inananlardanım…
Bakalım nerenin ve neyin evliyası olacak?