casino siteleri slot siteleri
bahis siteleri canlı bahis siteleri
Serpil GÜLEÇYÜZ
Köşe Yazarı
Serpil GÜLEÇYÜZ
 

OKUL KORİDORLARINDA SESSİZLİK Mİ ŞİDDET Mİ HAKİM OLMALI?

Özellikle son günlerde artan, öğrencinin öğrenciye, zaman zaman da öğretmenlere yönelik şiddete baktığımızda toplumsal ve bireysel bir dizi nedene bağlı olduğunu görüyoruz. Toplumun değerlerindeki değişimler, öğretmenlik mesleğinin son  yıllarda itibarsızlaştırılması, öğrencilerin öğretmenlere saygı gösterme konusunda ki tutumlarını etkileyebiliyor. Özellikle aile de sevgi, saygı, hoşgörü, empati gibi değerlerin vurgulanmaması, sevgisiz bir ortam şiddetin artmasına neden olabilir. Anne ve babalar, sevginin her şeyi halledebilecek gücüne inanarak, çocukları sevgi içinde büyütmeli. Evde yeteri kadar sevgi ve ilgi görmeyen çocuklar bu eksikliklerini saldırgan davranışlarla ifade edebilirler. Ailelerin de fiziksel ve psikolojik şiddete tanık olan çocuklar, bu şiddeti okul ortamına taşıyabilir, agresif davranışlar sergileyebilirler. Duygusal ve fiziksel şiddet çocuğu güvensiz kılar, doğru davranışı öğrenemez, doğru iletişimler kuramaz daha da hırçınlaşır ve bunu okula,çevresine taşır.  Çocuklar ne söylediğinizi unutabilir ama onlara kendilerini nasıl hissettirdiğinizi asla unutmazlar. Sosyal medyanın inanılmaz yaygınlaşması ile birlikte, öğrenciler arasındaki iletişim ve etkileşim biçimleri de değişti. Televizyon, internet ve video aracılığıyla sürekli şiddet, tehdit, taciz, akran zorbalığı içeren, içeriklere maruz kalan çocuklar bu davranışları normalleştirebilir ve okul ortamına yansıtıp şiddeti tetikleyebilir. Fakirlik ve yoksulluk, stres öfke gibi duygusal sorunları artırabilir, bu da saldırganlığa yol açabilir. Öğrenciler arasındaki belirgin eşitsizlikler bazı çocuklarda isyan, öfke ve hayal kırıklığı birikmesine, akran zorbalığına neden olabilir. Okuldaki zayıf disiplin politikaları, olumsuz davranışların cezasız kalması, yetersiz denetim, güvensiz ortam şiddet davranışlarını arttırabilir. Akran grupları arasında ki rekabet ve zorbalık öğrencilerin birbirlerine olan şiddet eğilimlerini tetikleyebilir. Depresyon, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu gibi psikolojik ve güven eksikliği olan çocuklar bu eksikliklerini telafi etmek için saldırgan davranışlarda bulunabilir. Çözüm için, ailenin, özellikle annelerin çocuk yetiştirme konusunda bilinçlenmelerini, anne babaların çocuklarıyla sağlıklı ilişkiler kurmalarını sağlayacak eğitim programlarına katılmalarının olumlu etkileri olacaktır. Okullarda, rehberlik hizmetlerinin güçlendirilmesi ve öğrencilerin sürekli takip edilerek ailelerle işbirliği içinde psikolojik destek sağlanmasının da önemli etkileri olacaktır. Okullarda net ve etkili, ailelerce desteklenen disiplin politikaları, olumsuz davranışlarının sorumluluğunu taşımaları adına yararlı olacaktır. Pozitif bir öğrenme ortamı, öğrenci-öğretmen ilişkilerinin güçlendirilmesi, şiddetin önlenmesinde etkili olacaktır. Neredeyse 5 yaşındaki çocukların bile cep telefonun olduğu bir ortamda çocukların medya içeriklerini eleştirel bir gözle değerlendirmeyi sağlayacak eğitimler, çocukların teknoloji kullanımının denetlenmesi ve sınırlanması  yararlı olacaktır. Ekonomik sıkıntı yaşayan ailelere, okul dernekleri vasıtasıyla destek sağlanması, toplumsal eşitsizliklerin azaltılması için  politikalar geliştirilmelidir. Duygusal davranış sorunları olan çocuklara yönelik terapi ve destek gruplarının kurulması yararlı olacaktır. Çocukların duygusal zekalarını ve sosyal becerilerini geliştirecek, boş zamanlarını iyi değerlendirecek  bilimsel, çağdaş, çağın gereksinimlerine cevap verecek eğitim programları düzenlenmeli, ezberciliğe dayalı eğitim politikalarından artık vazgeçilmelidir Okullar, öğrencilerin saygılı davranışlarını teşvik etmeli, doğru davranışlar ödüllendirilerek motive edilmeli, öğretmenler öğrencilere davranışlarıyla örnek olmalıdır. Okullar bilgi vermenin yanında iletişim, işbirliği eleştirel düşünce, sorun çözme, araştırma becerilerine de odaklanmalıdır. Şiddetin nedenleri çok boyutlu olduğundan çözüm önerileri de birden fazla düzeyde ele alınmalıdır. Bu aile, okul, toplum ve bireysel düzeyde eş anlamlı müdahale gerektirir. Ancak bu şekilde etkili ve sürdürülebilir sonuçlar elde edilebilir. Biri İbn Haldun'a sordu, Çocuklarımızı nasıl terbiye edelim? İbn Haldun dedi ki “Çocuklarınızı terbiye etmeye çalışmayın. Zaten size benzeyeceklerdir. KENDİNİZİ TERBİYE EDİN YETER.” Serpil GÜLEÇYÜZ
Ekleme Tarihi: 17 Mayıs 2024 - Cuma

OKUL KORİDORLARINDA SESSİZLİK Mİ ŞİDDET Mİ HAKİM OLMALI?

Özellikle son günlerde artan, öğrencinin öğrenciye, zaman zaman da öğretmenlere yönelik şiddete baktığımızda toplumsal ve bireysel bir dizi nedene bağlı olduğunu görüyoruz.

Toplumun değerlerindeki değişimler, öğretmenlik mesleğinin son  yıllarda itibarsızlaştırılması, öğrencilerin öğretmenlere saygı gösterme konusunda ki tutumlarını etkileyebiliyor.

Özellikle aile de sevgi, saygı, hoşgörü, empati gibi değerlerin vurgulanmaması, sevgisiz bir ortam şiddetin artmasına neden olabilir.
Anne ve babalar, sevginin her şeyi halledebilecek gücüne inanarak, çocukları sevgi içinde büyütmeli.

Evde yeteri kadar sevgi ve ilgi görmeyen çocuklar bu eksikliklerini saldırgan davranışlarla ifade edebilirler.

Ailelerin de fiziksel ve psikolojik şiddete tanık olan çocuklar, bu şiddeti okul ortamına taşıyabilir, agresif davranışlar sergileyebilirler.
Duygusal ve fiziksel şiddet çocuğu güvensiz kılar, doğru davranışı öğrenemez, doğru iletişimler kuramaz daha da hırçınlaşır ve bunu okula,çevresine taşır.
 Çocuklar ne söylediğinizi unutabilir ama onlara kendilerini nasıl hissettirdiğinizi asla unutmazlar.

Sosyal medyanın inanılmaz yaygınlaşması ile birlikte, öğrenciler arasındaki iletişim ve etkileşim biçimleri de değişti.
Televizyon, internet ve video aracılığıyla sürekli şiddet, tehdit, taciz, akran zorbalığı içeren, içeriklere maruz kalan çocuklar bu davranışları normalleştirebilir ve okul ortamına yansıtıp şiddeti tetikleyebilir.

Fakirlik ve yoksulluk, stres öfke gibi duygusal sorunları artırabilir, bu da saldırganlığa yol açabilir.

Öğrenciler arasındaki belirgin eşitsizlikler bazı çocuklarda isyan, öfke ve hayal kırıklığı birikmesine, akran zorbalığına neden olabilir.

Okuldaki zayıf disiplin politikaları, olumsuz davranışların cezasız kalması, yetersiz denetim, güvensiz ortam şiddet davranışlarını arttırabilir.

Akran grupları arasında ki rekabet ve zorbalık öğrencilerin birbirlerine olan şiddet eğilimlerini tetikleyebilir.

Depresyon, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu gibi psikolojik ve güven eksikliği olan çocuklar bu eksikliklerini telafi etmek için saldırgan davranışlarda bulunabilir.

Çözüm için, ailenin, özellikle annelerin çocuk yetiştirme konusunda bilinçlenmelerini, anne babaların çocuklarıyla sağlıklı ilişkiler kurmalarını sağlayacak eğitim programlarına katılmalarının olumlu etkileri olacaktır.

Okullarda, rehberlik hizmetlerinin güçlendirilmesi ve öğrencilerin sürekli takip edilerek ailelerle işbirliği içinde psikolojik destek sağlanmasının da önemli etkileri olacaktır.

Okullarda net ve etkili, ailelerce desteklenen disiplin politikaları, olumsuz davranışlarının sorumluluğunu taşımaları adına yararlı olacaktır.

Pozitif bir öğrenme ortamı, öğrenci-öğretmen ilişkilerinin güçlendirilmesi, şiddetin önlenmesinde etkili olacaktır.

Neredeyse 5 yaşındaki çocukların bile cep telefonun olduğu bir ortamda çocukların medya içeriklerini eleştirel bir gözle değerlendirmeyi sağlayacak eğitimler, çocukların teknoloji kullanımının denetlenmesi ve sınırlanması  yararlı olacaktır.

Ekonomik sıkıntı yaşayan ailelere, okul dernekleri vasıtasıyla destek sağlanması, toplumsal eşitsizliklerin azaltılması için  politikalar geliştirilmelidir.

Duygusal davranış sorunları olan çocuklara yönelik terapi ve destek gruplarının kurulması yararlı olacaktır.

Çocukların duygusal zekalarını ve sosyal becerilerini geliştirecek, boş zamanlarını iyi değerlendirecek  bilimsel, çağdaş, çağın gereksinimlerine cevap verecek eğitim programları düzenlenmeli, ezberciliğe dayalı eğitim politikalarından artık vazgeçilmelidir

Okullar, öğrencilerin saygılı davranışlarını teşvik etmeli, doğru davranışlar ödüllendirilerek motive edilmeli, öğretmenler öğrencilere davranışlarıyla örnek olmalıdır.

Okullar bilgi vermenin yanında iletişim, işbirliği eleştirel düşünce, sorun çözme, araştırma becerilerine de odaklanmalıdır.

Şiddetin nedenleri çok boyutlu olduğundan çözüm önerileri de birden fazla düzeyde ele alınmalıdır.

Bu aile, okul, toplum ve bireysel düzeyde eş anlamlı müdahale gerektirir.
Ancak bu şekilde etkili ve sürdürülebilir sonuçlar elde edilebilir.

Biri İbn Haldun'a sordu,
Çocuklarımızı nasıl terbiye edelim?
İbn Haldun dedi ki “Çocuklarınızı terbiye etmeye çalışmayın. Zaten size benzeyeceklerdir.
KENDİNİZİ TERBİYE EDİN YETER.”

Serpil GÜLEÇYÜZ

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberege.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.