İzmir'in Çiğli ilçesinde bir inşaatta kolonların kesildiği tespit edildi ve bu nedenle Çiğli Belediyesi duruma el koyarak bir ceza kesti.
2015'te başlayan bu yapı, şimdilerde satışa sunuluyor. Konuyu araştırmak için belediye yetkilileriyle görüştüm. Anladığım kadarıyla inşaat sahibi,ya gerçekten hatasını anladı ve güçlendirme çalışması yaptı yada nüfuzunu kullanarak üniversitelerden profesörler çağırıp gerekli belgeleri aldı
Belki de gerçekten kestiği kolonların yerine yeni güçlendirici tedbirler almışlardır, ama kolon kesen bir kişi neden tekrar güçlendirme tedbiri alsın ki?
Bu konuda bir inşaat mühendisiyle görüştüğümde, olayın ne kadar karmaşık ve endişe verici olduğunu daha iyi anladım. Mühendis, eksik kolonları güçlendirme çalışmalarının maliyetinin yeni bir bina yapımı ile eşdeğer olabileceğini belirttiğinde, aklım daha da karıştı. Belediye ile yaptığımız görüşmelerde, belediyenin inşaatta sıkıntıları tespit ettiğini ve ceza kestiğini, kendilerine verilen görevi doğru bir şekilde kullandıklarını ve evraklarıyla birlikte gösterdiklerini gördüm.
Hatırlayacağınız üzere, Hatay'da yaşanan depremde lüks bir bina tamamen yıkılmıştı. İzmir'de de bir deprem olduğunda aynı manzarayla karşılaşmamız an meselesi gibi olunca, bu konuyu yazmak istedim.
Bir kişi neden kolonları keser?
Sonra neden güçlendirme yapar?
Ve kestiği kolonları, eğer tekrar güçlendirme yaptıysa, çevre ve şehircilik onayıyla nasıl meşrulaştırabilir? Bu sorular, hepimizi düşündürmeli. Hangi üniversitelerden profesörler gelip kontrol ettiler, nasıl bir güçlendirme oldu, gerçekten oldu mu olmadı mı veya siyasi nüfuz mu kullanıldı? bilmiyorum. Ama kolonların kesildiği evraklarla tespit edilmiş bir bina artık kullanımda.
Deprem bölgesinde yer alan İzmir, yapı güvenliği konusunda her zaman dikkatli olmalıdır. Hatay'da yaşanan yıkım, benzer bir felaketin İzmir'de de yaşanabileceğini gösteriyor. Deprem anında, kolonları kesilmiş bir bina ne kadar dayanıklı olabilir? Bu tür yapısal değişiklikler, binanın dayanıklılığını ciddi şekilde azaltır ve insan hayatını tehlikeye atar. Belki gerçekten de güçlendirme yapılmıştır, ama kolonları kesmek bile bence bir özürü hak ediyor olmalı.
İzmir'de yaşanan bu olay, inşaat güvenliği konusunda ne kadar dikkatli olunması gerektiğini bir kez daha gösteriyor. Bir kişinin nüfuzunu kullanarak tehlikeli işlemleri meşrulaştırması kabul edilmemeli. Yetkililerin daha sıkı denetimler yapması ve yasal düzenlemeleri gözden geçirmesi şarttır. Deprem gibi doğal afetlere karşı hazırlıklı olmak, sadece bireylerin değil, tüm toplumun sorumluluğundadır.
İzmir’in geleceği ve insan hayatının güvenliği için, bu tür skandalların önüne geçilmelidir. Gerçekten güçlendirme yapıldıysa belediyeye de bunu kontrol etme hakkı verilmelidir. Aksi takdirde, olası bir depremde yaşanacak kayıpların sorumlusu kim olacak? Hepimiz bu sorunun cevabını aramalıyız.