Dijital medyanın hızla yükselişi, habercilik dünyasında yeni fırsatlar yarattığı gibi, bazıları için tehlikeli bir ego tuzağına da dönüşmeye başladı. Bugün okuduğum bir köşe yazısında, kendini "ilah" gibi görmeye başlayan bir CEO’nun, yıllarca geleneksel medyadan kazandığı ekmeği unutup, şimdi o medyayı küçümsemeye başladığını görmek gerçekten üzücüydü. Bu durum, dijital medyanın getirdiği hızlı başarının, kişilerin gerçeklikten uzaklaşmasına ve kendilerini çok daha büyük görmelerine neden olabildiğinin acı bir göstergesi.
Daha da trajik olanı, bu CEO'nun aylar önce dijital medyasının günlerce kapalı kaldığını ve bu gücün aslında başkalarının ellerinde olduğunu unutmuş olmasıdır. O günlerde, dijital medya platformları kapandığında ne kadar güçsüz ve etkisiz kaldıklarını bizzat yaşamış olmalarına rağmen, şimdi bu gerçekle yüzleşmekten kaçıyorlar. Dijital medyanın parıltılı yüzeyinin altında, kontrolün her zaman onların elinde olmadığını deneyimlemiş olmalarına rağmen, hâlâ "ilah" gibi davranmaları inanılmaz bir körlük örneğidir.
Özellikle yapay zeka ile haber yazmayı bir ilahlık göstergesi olarak algılayanlar, şimdilik bunu açıkça ifade etmese de, yazılarıyla bu düşüncelerini belli etmeye başladılar. Yapay zeka bir araçtır, bir kolaylık sağlar; ancak habercilik ruhu, topluma olan sorumluluk ve etik kurallar insanın özündedir. Yapay zeka ile elde edilen başarıların, kişisel büyüklüğün bir simgesi olarak görülmesi oldukça tehlikeli bir yaklaşımdır.
Dijital medyanın sunduğu imkanlar şüphesiz ki inkâr edilemez. Ancak bu imkanları kullanırken topluma karşı sorumluluğu, etik değerleri ve gerçekliği göz ardı etmek, uzun vadede büyük zararlar doğuracaktır. Kendisini "ilah" gibi hissetmeye başlayan bu medya yöneticileri, gerçek habercilikten uzaklaşarak tehlikeli bir yola giriyorlar. Ve bu yol, sadece onların değil, medyanın ve toplumsal bilincin zarar görmesine neden olabilir.
Unutmayalım ki, dijital medyanın cazibesine kapılmak, haberciliğin özünden uzaklaşmak anlamına gelmemelidir. Teknolojinin sunduğu hız ve kolaylıklar kadar, insanın sorumluluğu, vicdanı ve doğruya olan bağlılığı da haberciliğin vazgeçilmez unsurlarıdır.