casino siteleri slot siteleri
bahis siteleri canlı bahis siteleri
Serpil GÜLEÇYÜZ
Köşe Yazarı
Serpil GÜLEÇYÜZ
 

ŞİMDİ UYANMA VE KADERİMİZİ ÇİZME ZAMANI!

Şöyle etrafımıza baktığımızda, yaşam inanılmaz çelişkilerle dolu ve hiçte adil değil. Her zaman iyiler-kötüler, zenginler-fakirler, güçlüler-güçsüzler, mutlular-mutsuzlar, şanslılar-şansızlar ayrımı var. Bir tarafta son model arabaya, I-phone telefona, süper apartman dairesine sahipken, neden bir villada oturmadığına dert edenler. Diğer tarafta okula gitmesi gerekirken, çalışmak zorunda olan çocuklar, ekmeğini kazanmaya çalışanların ekmek teknelerini yok etmeye çalışanlar. Savaşlar yüzünden, evsiz, barksız, annesiz, yurtsuz kalan çocuklar. Bodrum sahiline vuran Suriyeli Aylan bebeğin görüntüleri… Bir tarafta işçisinin maaşını geç verip kar yaptığını sanan patronlar. Diğer tarafta evine ekmek götüremediği için canına kıyan babalar, başkaları lüks lokantada yemek yerken çöpü karıştıran canlar. Bir taraftan dar gelirlinin, emekçinin maaşından kuruşu kuruşuna vergi kesmek, diğer taraftan rantçıların ve yandaşların gelirlerini vergi dışı bırakmalar. Bir tarafta her türlü bilgisayara, tablete sahip olup, özel hocaların birinin gelip diğerinin gittiği evler. Diğer tarafta bir cep telefonunu paylaşan, online eğitimi takip edebilmek, sinyal almak için tepelere tırmanan çocuklar. Bir tarafta kendi çocuklarını askere yollamazken ya da torpilli bir şekilde, parayı bastırıp bedelli yapmalarını sağlarken, diğer tarafta parası ve torpili olmayan çocuklara “şehit” olmaktan başka bir seçenek sunmayan bir oluşum. PANDEMİ bile, yine yoksulu vurdu. Bir tarafta kapatılan iş yerleri, çıkartılan işçiler ve ücretlerin yarı yarıya indirilmesi, salgın bahanesiyle bir türlü ödenemeyen tazminatlar. Diğer tarafta açık tutulan beş yıldızlı oteller, otellerin restoranları. Bir tarafta eş, dost, vefa borcuyla, ehli olmayan, tek yeteneği itaat etmek, kabullenmek olan insanlarla doldurulan devlet kadroları. Diğer tarafta birikimli, donanımlı, iki dil bilen, ülkenin en iyi üniversitelerinden mezun, işsiz, intihar noktasına gelen gençler. Sindirilen, konuşamayan, protesto hakkı bile elinden alınan, hükümet sansürünün yanında, kendisine oto sansür koyanlar, her kelimesini seçerek kullananlar. Doğruyu, yanlışı ayırt edemeyen, kendisine yapılan yardımları lütuf gören bir kitle, diğer tarafta yaptığı yardımları, kendi cebinden yapıyormuşçasına, lütuf gibi yapan bir kitle. Ünlü yazarlardan biri, “Bu memleketi yönetenlerin bir elinde kendisi, diğer elinde topyekûn ülke var” diyor. Bir diğer düşünür de “Uyuyor ve uyanıkken iki ile üç toplandığında beş eder" Bir karenin dörtten fazla kenarı yoktur” der. Böyle apaçık gerçeklerin bile yanlış olduğu algısını yaratacak, bireylerin olduğu bir düzen. Dünya ne kadar adaletsiz olursa olsun, en kötüsü olduğunda biz ayağa kalkmayı seçebiliriz. Kendi yolumuzu seçebiliriz. Eğer biz nereye gideceğinizi bilemezsek, başkaları bize yol gösterecektir. Gücü elinde bulunduran, bize istediği şekli verecek, bizim adımıza kararlar verecektir. Artık yağma yok, şimdi birlik ve örgütlü olma zamanı… Başkalarına yardım etmek, başkalarının uğradığı haksızlıklara, size dokunmasa bile karşı durmayı, haksızlıkların üstüne gitmeyi seçebiliriz. İnandığımız şeyler uğruna, birlikte mücadele etmeyi, ülke çıkarları söz konusu olduğunda, farklılıklarımızı aşmayı, birlikte hareket etmeyi, birlikte çözüm üretmeyi seçebiliriz. PEKİ, DÜNYA HEP KARANLIK MI? Tabii ki aydınlıklar da var. O kadar çok aydınlıklar var ki, tek yapmamız gereken gözlerimizi açıp bakmak ve görmek. ŞİMDİ UYANMA VE KADERİMİZİ ÇİZME ZAMANI. SERPİL GÜLEÇYÜZ 05.04.2021
Ekleme Tarihi: 21 Mart 2022 - Pazartesi

ŞİMDİ UYANMA VE KADERİMİZİ ÇİZME ZAMANI!

Şöyle etrafımıza baktığımızda, yaşam inanılmaz çelişkilerle dolu ve hiçte adil değil. Her zaman iyiler-kötüler, zenginler-fakirler, güçlüler-güçsüzler, mutlular-mutsuzlar, şanslılar-şansızlar ayrımı var. Bir tarafta son model arabaya, I-phone telefona, süper apartman dairesine sahipken, neden bir villada oturmadığına dert edenler. Diğer tarafta okula gitmesi gerekirken, çalışmak zorunda olan çocuklar, ekmeğini kazanmaya çalışanların ekmek teknelerini yok etmeye çalışanlar. Savaşlar yüzünden, evsiz, barksız, annesiz, yurtsuz kalan çocuklar. Bodrum sahiline vuran Suriyeli Aylan bebeğin görüntüleri… Bir tarafta işçisinin maaşını geç verip kar yaptığını sanan patronlar. Diğer tarafta evine ekmek götüremediği için canına kıyan babalar, başkaları lüks lokantada yemek yerken çöpü karıştıran canlar. Bir taraftan dar gelirlinin, emekçinin maaşından kuruşu kuruşuna vergi kesmek, diğer taraftan rantçıların ve yandaşların gelirlerini vergi dışı bırakmalar. Bir tarafta her türlü bilgisayara, tablete sahip olup, özel hocaların birinin gelip diğerinin gittiği evler. Diğer tarafta bir cep telefonunu paylaşan, online eğitimi takip edebilmek, sinyal almak için tepelere tırmanan çocuklar. Bir tarafta kendi çocuklarını askere yollamazken ya da torpilli bir şekilde, parayı bastırıp bedelli yapmalarını sağlarken, diğer tarafta parası ve torpili olmayan çocuklara “şehit” olmaktan başka bir seçenek sunmayan bir oluşum. PANDEMİ bile, yine yoksulu vurdu. Bir tarafta kapatılan iş yerleri, çıkartılan işçiler ve ücretlerin yarı yarıya indirilmesi, salgın bahanesiyle bir türlü ödenemeyen tazminatlar. Diğer tarafta açık tutulan beş yıldızlı oteller, otellerin restoranları. Bir tarafta eş, dost, vefa borcuyla, ehli olmayan, tek yeteneği itaat etmek, kabullenmek olan insanlarla doldurulan devlet kadroları. Diğer tarafta birikimli, donanımlı, iki dil bilen, ülkenin en iyi üniversitelerinden mezun, işsiz, intihar noktasına gelen gençler. Sindirilen, konuşamayan, protesto hakkı bile elinden alınan, hükümet sansürünün yanında, kendisine oto sansür koyanlar, her kelimesini seçerek kullananlar. Doğruyu, yanlışı ayırt edemeyen, kendisine yapılan yardımları lütuf gören bir kitle, diğer tarafta yaptığı yardımları, kendi cebinden yapıyormuşçasına, lütuf gibi yapan bir kitle. Ünlü yazarlardan biri, “Bu memleketi yönetenlerin bir elinde kendisi, diğer elinde topyekûn ülke var” diyor. Bir diğer düşünür de “Uyuyor ve uyanıkken iki ile üç toplandığında beş eder" Bir karenin dörtten fazla kenarı yoktur” der. Böyle apaçık gerçeklerin bile yanlış olduğu algısını yaratacak, bireylerin olduğu bir düzen. Dünya ne kadar adaletsiz olursa olsun, en kötüsü olduğunda biz ayağa kalkmayı seçebiliriz. Kendi yolumuzu seçebiliriz. Eğer biz nereye gideceğinizi bilemezsek, başkaları bize yol gösterecektir. Gücü elinde bulunduran, bize istediği şekli verecek, bizim adımıza kararlar verecektir. Artık yağma yok, şimdi birlik ve örgütlü olma zamanı… Başkalarına yardım etmek, başkalarının uğradığı haksızlıklara, size dokunmasa bile karşı durmayı, haksızlıkların üstüne gitmeyi seçebiliriz. İnandığımız şeyler uğruna, birlikte mücadele etmeyi, ülke çıkarları söz konusu olduğunda, farklılıklarımızı aşmayı, birlikte hareket etmeyi, birlikte çözüm üretmeyi seçebiliriz. PEKİ, DÜNYA HEP KARANLIK MI? Tabii ki aydınlıklar da var. O kadar çok aydınlıklar var ki, tek yapmamız gereken gözlerimizi açıp bakmak ve görmek. ŞİMDİ UYANMA VE KADERİMİZİ ÇİZME ZAMANI. SERPİL GÜLEÇYÜZ 05.04.2021

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberege.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.