casino siteleri slot siteleri
bahis siteleri canlı bahis siteleri
Tolga Turan
Köşe Yazarı
Tolga Turan
 

Dünün İzi, Bugünün Boşluğu: Gençlik ve Köklerden Kopuş

Son yıllarda gençlik, geçmişin izlerinden hızla uzaklaşıyor. Atasözleri, deyimler, örfler, adetler, gelenekler ve görenekler… Bir zamanlar toplumun temel yapı taşlarını oluşturan bu değerler, bugün, nesiller arası bir uçuruma dönüşmüş gibi. Ne yazık ki, birçok genç, geçmişin öğrettiklerinden bihaber, adab-ı muaşeret kurallarından uzak bir yaşam sürüyor. Her kültür, kendi tarihini, geleneklerini ve değerlerini, sözlü ya da yazılı biçimde yeni nesillere aktarmayı görev edinir. Ancak, teknoloji ve modernleşmenin etkisiyle bu değerler giderek unutuluyor. İnternette gezinirken karşılaştıkları bilgiler, sosyal medya akımlarına dayalı yeni kavramlar, gençlerin gözünde eskiyle yeni arasındaki derin uçurumu daha da derinleştiriyor. Geleneksel öğretiler yerini, hızla tüketilen ve yüzeysel olanlara bırakıyor. Gençlerin, atasözlerinin anlamını bilmemesi, deyimlerin kökenine vakıf olmamaları sadece bir dil sorunu değil; aynı zamanda toplumsal bir kimlik sorunu. Toplumlar, tarih boyunca kendi değerleriyle var olmuştur. Bireyler bir arada yaşarken, toplumun belirlediği normlara göre hareket ederler. Fakat bu normlar, son yıllarda hızla değişiyor ve birçoğunun ardında ne olduğu sorgulanmıyor. Mesela, "Ne ekersen, onu biçersin" ya da "Ayağını yorganına göre uzat" gibi basit ama derin anlamlar taşıyan atasözleri, gençlerin günlük yaşamında ne kadar yer buluyor? Ya da "Büyüklerine saygı" gibi bir kavram gerçekten hala hayatta mı? Daha da kaygı verici olan ise, gençlerin sosyal hayatlarındaki "adab-ı muaşeret" kurallarına ne kadar hakim olduğudur. Selamlaşma, teşekkür etme, konuşma adabı, yemek yeme kültürü gibi bir zamanlar önemli olan normlar, şimdi unutulmuş birer ayrıntı gibi görünüyor. Düşünmeden davranan, başkalarına saygı göstermeyen bir gençlik, toplumsal huzursuzluğu beraberinde getiriyor. Geleneklerimizi yaşatmak, sadece geçmişi hatırlamak değil, aynı zamanda geleceğe bir ışık bırakmaktır. Bizler, geçmişin deneyimlerinden ders alarak geleceği inşa ederiz. Bu bağlamda, gençlerimize köklerine ait değerleri öğretmek, onları bu geleneklerle buluşturmak, toplumun huzur ve refahı için elzemdir. “Köklerini Unutma, Geleceğini Sağlam Kur!”
Ekleme Tarihi: 26 Ocak 2025 - Pazar

Dünün İzi, Bugünün Boşluğu: Gençlik ve Köklerden Kopuş

Son yıllarda gençlik, geçmişin izlerinden hızla uzaklaşıyor. Atasözleri, deyimler, örfler, adetler, gelenekler ve görenekler… Bir zamanlar toplumun temel yapı taşlarını oluşturan bu değerler, bugün, nesiller arası bir uçuruma dönüşmüş gibi. Ne yazık ki, birçok genç, geçmişin öğrettiklerinden bihaber, adab-ı muaşeret kurallarından uzak bir yaşam sürüyor.
Her kültür, kendi tarihini, geleneklerini ve değerlerini, sözlü ya da yazılı biçimde yeni nesillere aktarmayı görev edinir. Ancak, teknoloji ve modernleşmenin etkisiyle bu değerler giderek unutuluyor. İnternette gezinirken karşılaştıkları bilgiler, sosyal medya akımlarına dayalı yeni kavramlar, gençlerin gözünde eskiyle yeni arasındaki derin uçurumu daha da derinleştiriyor. Geleneksel öğretiler yerini, hızla tüketilen ve yüzeysel olanlara bırakıyor.
Gençlerin, atasözlerinin anlamını bilmemesi, deyimlerin kökenine vakıf olmamaları sadece bir dil sorunu değil; aynı zamanda toplumsal bir kimlik sorunu. Toplumlar, tarih boyunca kendi değerleriyle var olmuştur. Bireyler bir arada yaşarken, toplumun belirlediği normlara göre hareket ederler. Fakat bu normlar, son yıllarda hızla değişiyor ve birçoğunun ardında ne olduğu sorgulanmıyor. Mesela, "Ne ekersen, onu biçersin" ya da "Ayağını yorganına göre uzat" gibi basit ama derin anlamlar taşıyan atasözleri, gençlerin günlük yaşamında ne kadar yer buluyor? Ya da "Büyüklerine saygı" gibi bir kavram gerçekten hala hayatta mı?
Daha da kaygı verici olan ise, gençlerin sosyal hayatlarındaki "adab-ı muaşeret" kurallarına ne kadar hakim olduğudur. Selamlaşma, teşekkür etme, konuşma adabı, yemek yeme kültürü gibi bir zamanlar önemli olan normlar, şimdi unutulmuş birer ayrıntı gibi görünüyor. Düşünmeden davranan, başkalarına saygı göstermeyen bir gençlik, toplumsal huzursuzluğu beraberinde getiriyor.
Geleneklerimizi yaşatmak, sadece geçmişi hatırlamak değil, aynı zamanda geleceğe bir ışık bırakmaktır. Bizler, geçmişin deneyimlerinden ders alarak geleceği inşa ederiz. Bu bağlamda, gençlerimize köklerine ait değerleri öğretmek, onları bu geleneklerle buluşturmak, toplumun huzur ve refahı için elzemdir.

“Köklerini Unutma, Geleceğini Sağlam Kur!”

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberege.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.