casino siteleri slot siteleri
bahis siteleri canlı bahis siteleri
Vahit KOÇ
Köşe Yazarı
Vahit KOÇ
 

Bir Belediye Başkanının Korkutucu Tehditleri mi?

İzmir’in bir ilçesinde gerçekleştirdiğim son ziyaret, beni derin bir şok içerisinde bıraktı. Belediye işçileriyle ve vatandaşlarla yaptığım görüşmeler, bir yerel yöneticinin halkına karşı nasıl bir baskı ortamı yarattığına dair ciddi iddiaları gözler önüne serdi. İş isteyen vatandaşlara yönelik, belediye başkanı tarafından yapıldığı iddia edilen tehditler gerçekten düşündürücüydü. Dile getirilen en çarpıcı iddia ise bir vatandaşın gözleri önünde sarf edilen şu sözlerdi: “Seni ayaklarından vurdurturum.” Elbette, bunlar sadece iddia. Ancak böylesine vahim bir suçlama bile başlı başına ele alınması gereken, titizlikle araştırılması zorunlu bir konudur. Bir belediye başkanının, kendi halkına karşı böylesine tehditkâr ve baskıcı bir dil kullanması kabul edilebilir mi? Bu sorunun cevabı, hepimizin vicdanında yatıyor. Belediye işçileriyle yaptığım konuşmalar ise, onların üzerindeki ağır baskıyı ve korkuyu ortaya koydu. Kendi iş güvenceleri için dahi seslerini çıkartmaya çekinen bu işçiler, başkanın sık sık ağır hakaretler ve küfürler savurduğunu iddia ediyorlar. İş talebinde bulunan vatandaşlara ise "Araya adam sokmazsan seni işe almam" diyerek, açık bir şekilde zorbalık yapıldığı söyleniyor. Bu tür tehditler ve küfürler, hangi gerekçeyle olursa olsun, hiçbir yönetici tarafından dillendirilmemeli. Hele ki halka hizmet etmekle görevli bir belediye başkanı, bu tarz bir tavır içinde nasıl bulunabilir? Daha da çarpıcı olan ise, bu iddiaların bir kişiden değil, yaklaşık 15 belediye işçisi ve 30’a yakın vatandaştan aynı şekilde dillendirilmiş olması. Hiçbirisi, "Bu doğru değil" diyerek karşı çıkmadı. Aksine, birçok vatandaş, “Bize de küfür etti” diyerek yaşadıkları mağduriyeti dile getirdi. Bu toplu şikayetler karşısında bir yazar olarak değil, bir insan olarak sarsıldım. Bir yönetici, halkıyla nasıl bu kadar kopuk ve baskıcı bir ilişkiye girebilir? Bu tür iddialar karşısında sessiz kalmak, adalete ve toplumsal vicdana yapılan büyük bir ihanettir. O yüzden, bu mağdur vatandaşlara ve işçilere önerim açık oldu: Eğer bu tehditler ve hakaretler devam ederse, yaşananları kayıt altına alıp, tüm ülke gündemine taşımak şart. Bana göndereceğiniz delil niteliğinde bir video olursa mutlaka yayınlayacağım ve bu ahlaki olmayan durumu önce İzmir’in sonra da tüm Türkiye’nin gündemine sokacağım .Çünkü işçilere küfür etmek, hakaret etmek, onları tehdit etmek; sadece ahlaki değil, aynı zamanda hukuki bir suçtur. Bu iddiaların üzerine gidilmeli, sorumlular mutlaka hesap vermelidir. Türkiye’nin emekçileri ve vatandaşları, bu tür baskı ve tehditler altında yaşamayı hak etmiyor. Yöneticiler ise halkına karşı adil, saygılı ve şeffaf olmak zorunda. Korku ve tehdit diliyle yönetilen hiçbir kurumda gerçek bir hizmet ve huzur olmaz. Uzun lafın kısası, bu iddialar aydınlatılmalı, karanlıkta hiçbir şey kalmamalıdır. Sabırla bu iddiaları iddia olmaktan çıkartacak videoları bekliyorum..
Ekleme Tarihi: 17 Eylül 2024 - Salı

Bir Belediye Başkanının Korkutucu Tehditleri mi?

İzmir’in bir ilçesinde gerçekleştirdiğim son ziyaret, beni derin bir şok içerisinde bıraktı. Belediye işçileriyle ve vatandaşlarla yaptığım görüşmeler, bir yerel yöneticinin halkına karşı nasıl bir baskı ortamı yarattığına dair ciddi iddiaları gözler önüne serdi. İş isteyen vatandaşlara yönelik, belediye başkanı tarafından yapıldığı iddia edilen tehditler gerçekten düşündürücüydü. Dile getirilen en çarpıcı iddia ise bir vatandaşın gözleri önünde sarf edilen şu sözlerdi: “Seni ayaklarından vurdurturum.”

Elbette, bunlar sadece iddia. Ancak böylesine vahim bir suçlama bile başlı başına ele alınması gereken, titizlikle araştırılması zorunlu bir konudur. Bir belediye başkanının, kendi halkına karşı böylesine tehditkâr ve baskıcı bir dil kullanması kabul edilebilir mi? Bu sorunun cevabı, hepimizin vicdanında yatıyor.

Belediye işçileriyle yaptığım konuşmalar ise, onların üzerindeki ağır baskıyı ve korkuyu ortaya koydu. Kendi iş güvenceleri için dahi seslerini çıkartmaya çekinen bu işçiler, başkanın sık sık ağır hakaretler ve küfürler savurduğunu iddia ediyorlar. İş talebinde bulunan vatandaşlara ise "Araya adam sokmazsan seni işe almam" diyerek, açık bir şekilde zorbalık yapıldığı söyleniyor. Bu tür tehditler ve küfürler, hangi gerekçeyle olursa olsun, hiçbir yönetici tarafından dillendirilmemeli. Hele ki halka hizmet etmekle görevli bir belediye başkanı, bu tarz bir tavır içinde nasıl bulunabilir?

Daha da çarpıcı olan ise, bu iddiaların bir kişiden değil, yaklaşık 15 belediye işçisi ve 30’a yakın vatandaştan aynı şekilde dillendirilmiş olması. Hiçbirisi, "Bu doğru değil" diyerek karşı çıkmadı. Aksine, birçok vatandaş, “Bize de küfür etti” diyerek yaşadıkları mağduriyeti dile getirdi. Bu toplu şikayetler karşısında bir yazar olarak değil, bir insan olarak sarsıldım. Bir yönetici, halkıyla nasıl bu kadar kopuk ve baskıcı bir ilişkiye girebilir?

Bu tür iddialar karşısında sessiz kalmak, adalete ve toplumsal vicdana yapılan büyük bir ihanettir. O yüzden, bu mağdur vatandaşlara ve işçilere önerim açık oldu: Eğer bu tehditler ve hakaretler devam ederse, yaşananları kayıt altına alıp, tüm ülke gündemine taşımak şart. Bana göndereceğiniz delil niteliğinde bir video olursa mutlaka yayınlayacağım ve bu ahlaki olmayan durumu önce İzmir’in sonra da tüm Türkiye’nin gündemine sokacağım .Çünkü işçilere küfür etmek, hakaret etmek, onları tehdit etmek; sadece ahlaki değil, aynı zamanda hukuki bir suçtur. Bu iddiaların üzerine gidilmeli, sorumlular mutlaka hesap vermelidir.

Türkiye’nin emekçileri ve vatandaşları, bu tür baskı ve tehditler altında yaşamayı hak etmiyor. Yöneticiler ise halkına karşı adil, saygılı ve şeffaf olmak zorunda. Korku ve tehdit diliyle yönetilen hiçbir kurumda gerçek bir hizmet ve huzur olmaz.

Uzun lafın kısası, bu iddialar aydınlatılmalı, karanlıkta hiçbir şey kalmamalıdır. Sabırla bu iddiaları iddia olmaktan çıkartacak videoları bekliyorum..

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberege.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.