Bergama ve Kınık ilçelerindeki yetkililerle yaptığım son görüşmeler, bu bölgelerin yaşadığı ekonomik krizi daha yakından anlamama olanak sağladı. Yetkililer, işçilerin acilen işten çıkarılması gerektiğini belirttiler. Yüksek işçi sayısı ve partililere yönelik istihdam, belediyelerin mali sıkıntılarını derinleştiriyor. Maaş ödemelerini karşılamakta zorlanan yetkililer, eski yönetimlerin bıraktığı borç yükünden yakınıyorlar. Bu durum, mevcut yöneticilerin halkın temel ihtiyaçlarına yeterince hizmet edememesine yol açıyor.
Eski yönetimlerin bıraktığı borç yükü ve ödenmemiş faturalar, sadece yönetim anlayışını değil, halkın günlük yaşamını da doğrudan etkiliyor. Bu sıkıntılar arasında, yıllardır eleştirilen şarkıcı harcamaları meselesi de dikkate değer bir çelişki yaratıyor. Festival organizasyonları için harcanan büyük paralar, geçmişte yapılan harcamalarla ilgili eleştirilerin geçerliliğini sorgulatıyor.
Örneğin, 8. Hasat Festivali’ne ünlü şarkıcıların çağrılacağı duyuruldu. Festivalin kendisi elbette önemli ve heyecan verici bir etkinlik, fakat bu organizasyon için ayrılan büyük bütçe, eski harcamaların eleştirilmesini sorgulamanıza neden oluyor. Bir zamanlar müzik etkinliklerine harcanan paralar nedeniyle belediye başkanları sıkça eleştirilmişti. Şimdi, ünlü sanatçılara ödenecek yüksek ücretler karşısında sessizlik, adaletli bir değerlendirme yapılmasını zorlaştırıyor.
Vicdanı olan birileri yok mu? Siyaseti bir kenara bırakıp, merhamet ve dürüstlükten yana olan insanları arıyoruz. Aynı eleştirileri yönelttiğimiz bir durumu şimdi daha büyük bütçelerle görmek, kafamızda soru işaretleri oluşturuyor. Bergama’da yaşanan benzer bir durum, borç içinde olan bir belediyenin iki saatlik eğlenceye devasa bir bütçe ayırmasını içeriyor. Bu durum, mali kriz içindeki bir belediyenin nasıl böyle yüksek maliyetlerle sanatçı getirebildiğini sorgulatıyor.
Eski başkanları eleştirirken işçilerin maaşlarını ödeyemeyen bir belediyenin, sanatçılara devasa paralar ödeyerek emekçilerin hakkını nasıl savunabileceği akıllarda büyük bir soru işareti bırakıyor. Bu sanatçılara ödenen paralarla belki de bir işçinin 5 yıllık maaşı ödenebilirdi. Bu durum, geçici eğlence harcamalarının, uzun vadeli ekonomik sorunları nasıl gölgeleyebileceğini gözler önüne seriyor.
Eğer konser düzenlenecekse, neden yerel sanatçılar tercih edilmiyor? Şevki’yi, Ömer’i veya ilçenin Halk Eğitim Merkezi Korosu gibi isimler, hem daha ekonomik bir seçenek sunar hem de yerel yeteneklerin desteklenmesini sağlar. Üstelik bu isimler, büyük ihtimalle ünlü sanatçılardan daha fazla eğlendirir ve toplumsal dayanışmayı güçlendirirdi.
Belki de bu festivallerin daha sade ama kaliteli bir şekilde düzenlenmesi daha mantıklı olabilir. Bu durum, Bakırçay’da siyasetin sağının ve solunun olmadığını, adaletli bir yönetim anlayışının ne kadar önemli olduğunu bize hatırlatıyor. Sıkıntılar sadece ekonomik değil, aynı zamanda bu tür organizasyonlarda neyin doğru olduğuna dair genel bir kafa karışıklığı oluşturuyor. Ahlaklı insanların eleştirdiği şeyleri yapmamaları gerekiyor. Belediyelerin daha şeffaf ve adil bir şekilde yönetilmesi, hem halkın hem de çalışanların haklarını koruyacak ve hizmetlerin aksamasını önleyecektir.
Sonuç olarak, Bergama ve Kınık ilçelerindeki bu sıkıntılar, sadece yerel yönetim anlayışının değil, genel yönetim anlayışının da gözden geçirilmesi gerektiğini gösteriyor. Geçmiş hatalardan ders alarak ve daha dikkatli harcamalar yaparak gelecekte daha sürdürülebilir bir yönetim anlayışı geliştirilmelidir.