Bugün sizlere, yaklaşık iki yıl önce yaşadığım bir olayı anlatmak istiyorum. Bu olay, Buca Belediye Başkanı Görkem Duman’ın bile bilmediği bir iyilik hikayesidir.
Paylaşıp paylaşmamak konusunda çok düşündüm, ama bir şekilde teşekkür etmem gerekiyordu. Bu yazı, aslında Görkem Bey’in belediye başkanı olmasından önce hiç tanımadığı bir kişiye, yani bana yaptığı bir destekle ilgilidir.
Görkem Bey’i kişisel olarak tanımıyor olabilirim; hatta o da beni tanımıyor hala. Ancak onunla ortak bir arkadaşımız vardı: Rahmetli Abdurrahman Kütükçü. Abdurrahman abi benim dert ortağım, ağabeyim oldu. Yine bir gün çok daraldım ve Abdurrahman abinin yanına gittim. Derdime derman olamayacağını çok iyi bilmeme rağmen, her sıkıntımı onunla paylaşmak beni rahatlatıyordu.
O gün yaşadığım maddi zorlukları ve yapmam gereken işleri ona anlattım. Herkesin arkasında birileri vardı. Bazı gazeteciler, kürsülerde mikrofon ellerinde tarafsız gazeteci olmadıklarını açık bir dil ile ifade ederken alkışlanıyordu. Ben ise tek başına bir şeyler yapmaya çalışıyor başarılı olsam da o kürsülere davet edilmiyordum.
Yaşadığımız zorlukları anlattım Abdurrahman abiye, özellikle ofisimin penceresiyle ilgili büyük bir sorunum vardı; maliyeti 30 bin lira civarındaydı. Onu söyledim, ne yapacağımı bilemiyorum dedim.
Abdurrahman abi, derdimi dinlerken telefonu eline aldı ve Görkem Bey’i aradı. Telefondaki kişiye, “Bir genç var, benim evladım gibi. Gazetecilik yapıyor ama kimse arkasında değil, tarafsız kalmaya çalışıyor, bu çocuğa destek olmalıyız” dedi. Telefondaki kişinin yanıtı, “Bize ne düşüyor abi?” şeklinde oldu. Abdurrahman abi ise, “Ona pencere desteği vermelisiniz” dedi. “Ne penceresi abi?” diye sordu adam. Abdurrahman abi, “Bir pencereci bulup yaptır, bu gence destek olsun. Ahde vefa her zaman önemli, iyiliği unutmaz” dedi.
Ben öylece kaldım, ne diyeceğimi bilemedim. Kim bu nasıl vefamızı göstereceğiz ki? “Ne yapacağız abi, karşılığında pencereciye reklamını yapalım mı?” dedim. Abdurrahman abi, “bir gün desteğe ihtiyacı olursa sen de ona destek olursun. Görkem Duman ismi,” dedi.
Birkaç saat içinde pencere montajını yapacak bir usta arayarak ölçüleri almaya geldi. Şok olmuştum. Bu destek, o dönemde bana büyük moral verdi. Görkem Bey, belediye başkanı olmadan önce bana böyle bir yardımda bulunmuştu. Neden böyle bir destek verdiğini bilmiyorum; belki Abdurrahman abi kıramadığı için ya da başka bir sebepten. Ama bu yardımı aldığımda kendimi nasıl hissettiğimi hiç unutamıyorum.
Pencere ölçülerini alan kişi bana, “Görkem Duman akrabanız mı?” diye sordu. Ben de “Hayır, kendisi beni tanımaz ama ben aslında onun dostuyum,” dedim. Adam şaşırdı. Aylar sonra Abdurrahman abi vefat etti, Görkem Bey belediye başkanı aday adayı oldu ve ben de bu süreçte hiçbir ücret almadan ona destek verdim. Görkem Bey belediye başkanı olduğunda da utandım ve tebrik etmeye bile gidemedim.
Bugün, bu yazıyı kaleme alarak geç kalmış bir minnettarlığımı ifade etmek istedim. Zor zamanlarımızda verdiği destek, benim için unutulmaz bir iyilik olarak kalacak. Birbirimizi tanımadan da dost olabiliriz; önemli olan samimi ve iyi niyetli desteklerdir.
Son olarak, bu iyi niyetli ve samimi desteği için kendisine teşekkür ediyorum. Allah ayağınıza taş değdirmesin
Vahit Koç