Yağmur Koştı
Köşe Yazarı
Yağmur Koştı
 

Sustukça Büyüyen Liman Sessizliği

Aliağa’da bir liman var. Adı: Nemport.  Çoğumuz, haber değeri taşıyan bir olay olmadıkça fark etmeyiz bu dev yapıların kentle kurduğu ilişkiyi. Oysa limanlar yalnızca yük indirme-bindirme noktası değildir. Orada insanlar var. Tır şoförleri, emekçiler, saatlerle, günlerle yarışan hayatlar… Geçtiğimiz günlerde sosyal medyada rastladım bir paylaşıma. Tır şoförleri isyandaydı. “Şikâyet eden içeri alınmıyor” diyorlardı. Dile kolay… Çalışma koşullarını, işleyişteki aksaklıkları, güvenlik ya da organizasyon sorunlarını dile getirmek, artık adeta bir ‘yasak giriş kartı’na dönüşmüş. Bu yalnızca bir limanın meselesi değil. Bu, kurumsal iletişimin susturulduğu her yerde karşımıza çıkan yapısal bir sorun. Çünkü susturulan her ses, içeride büyüyen bir memnuniyetsizliğe dönüşür. Sessiz kalmak, sadece günü kurtarır.  Peki ya yarını? Tır şoförleri bu ülkenin yükünü taşıyor — hem gerçek hem mecaz anlamda. Onların sesini duymak yalnızca bir işverenin değil, aynı zamanda toplumun da görevidir. Zira limanda yük boşaltılmadığında zincirleme bir gecikme yaşanır.  Ama ya insanların içindeki yük?  O boşaltılmazsa ne olur? Nemport yönetimi bu iddiaları yalanlar mı, yoksa üzerine mi gider, bilinmez. Şu ana dek kamuoyuna yansıyan bir açıklama da yok. Ancak açıklamadan önce, anlayış ve empati gerekir. Aliağa’da bir liman var…  Orada sadece konteyner değil, sessizlik de biriktiriliyor.
Ekleme Tarihi: 15 Nisan 2025 - Salı

Sustukça Büyüyen Liman Sessizliği

Aliağa’da bir liman var. Adı: Nemport.
 Çoğumuz, haber değeri taşıyan bir olay olmadıkça fark etmeyiz bu dev yapıların kentle kurduğu ilişkiyi. Oysa limanlar yalnızca yük indirme-bindirme noktası değildir. Orada insanlar var. Tır şoförleri, emekçiler, saatlerle, günlerle yarışan hayatlar…
Geçtiğimiz günlerde sosyal medyada rastladım bir paylaşıma. Tır şoförleri isyandaydı. “Şikâyet eden içeri alınmıyor” diyorlardı. Dile kolay… Çalışma koşullarını, işleyişteki aksaklıkları, güvenlik ya da organizasyon sorunlarını dile getirmek, artık adeta bir ‘yasak giriş kartı’na dönüşmüş.
Bu yalnızca bir limanın meselesi değil. Bu, kurumsal iletişimin susturulduğu her yerde karşımıza çıkan yapısal bir sorun. Çünkü susturulan her ses, içeride büyüyen bir memnuniyetsizliğe dönüşür. Sessiz kalmak, sadece günü kurtarır.
 Peki ya yarını?
Tır şoförleri bu ülkenin yükünü taşıyor — hem gerçek hem mecaz anlamda. Onların sesini duymak yalnızca bir işverenin değil, aynı zamanda toplumun da görevidir. Zira limanda yük boşaltılmadığında zincirleme bir gecikme yaşanır.
 Ama ya insanların içindeki yük?
 O boşaltılmazsa ne olur?
Nemport yönetimi bu iddiaları yalanlar mı, yoksa üzerine mi gider, bilinmez. Şu ana dek kamuoyuna yansıyan bir açıklama da yok. Ancak açıklamadan önce, anlayış ve empati gerekir.
Aliağa’da bir liman var…
 Orada sadece konteyner değil, sessizlik de biriktiriliyor.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberege.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.