casino siteleri slot siteleri
bahis siteleri canlı bahis siteleri

Nice Yaşlara “KARŞIYAKA” Nice Yaşlara!

EGE HABERLERİ 01.11.2024 - 11:37, Güncelleme: 01.11.2024 - 11:37 216 kez okundu.
 

Nice Yaşlara “KARŞIYAKA” Nice Yaşlara!

Karşıyaka Spor Tarih Kurulu Başkanı Ahmet Diker, kulübün kuruluş hikayesini ve tarihsel önemini kaleme aldı.
Yıl 1912… Ülke sanki yangın yeri. Savaşın biri bitmeden diğeri başlıyor. İzmir’deki azınlıkların taşkınlıkları, yerli halkı bezdirmiş durumda. Bu sıkıntılı ortam, Karşıyaka’yı da fazlasıyla etkiliyor. Türk gençlerinin kanı kaynıyor, gidişat iyi değil. Herkes aynı soruya yanıt arıyor: Bi şey yapmalı, bi şey yapmalı! Aylardan Kasım… Hafif yağmur çiseliyor. Karşıyakalı gençlerin içindeki milli heyecan adeta bir yangın gibi. O gençlerin liderlerinden Kadızade Zühtü Bey, arkadaşlarıyla Omiros’un bahçesinde bir araya gelir. Bir zeytin ağacının altında, zeytin gibi kutsal, zeytin gibi sonsuzluğu simgeleyecek bir spor kulübü kurmaya karar verirler. İşte, direnişin, başkaldırının ve özgürlüğün simgesi olan Karşıyaka Spor Kulübü’nün temeli, o gün bir avuç tunç yürekli yiğit tarafından atılmıştır. Forma renkleri, “Yeşil İslam’ı, Kırmızı ise Türklüğü” ifade ettiği için yeşil ve kırmızı olarak belirlenir. Artık bu kutsal yolda ölmek var, dönmek yok. Kuruluş Süreci Tarihler 1 Kasım 1328’i (1912) gösterirken, İzmir Valiliği Hukuk Müşavirliği’nin izni ve onayı ile “KARŞIYAKA MUMARESE-İ BEDENİYE KULÜBÜ" yani kısaca “Kaf Sin Kaf” resmi olarak kurulmuş olur. O dönemde İzmir’de Rum, Ermeni ve İngiliz futbol takımları cirit atmakta ve stadyumlar tamamen onların kontrolündedir. Karşıyakalı gençler, futbol oynamak için fiziksel şartları hazırlamak zorundadır. Hacı Ziya Bey’in tahsis ettiği bir köşk kulüp binası yapılırken, Omiros’un tarlası hummalı bir temizlik sonrası futbol sahası haline gelir. Karşıyaka'nın Mücadelesi Futbol, asla yalnızca futbol değildir. Karşıyaka’nın gençleri her türlü zorluğa ve zorbalığa karşı milliyetçi duyguları yaymakta, Yunanların İzmir’deki Başpiskoposu Hrisostomos’un hiçbir maçını kaçırmadığı Rum, Ermeni ve İngiliz takımlarına karşı kora kor mücadele vermektedir. Kulübün kurucu başkanı Kadızade Zühtü Bey, 1. Dünya Savaşı’nın başlamasıyla birlikte askere alınır. Önce Galiçya, daha sonra Filistin cephesine gönderilir. Kadızade, Filistin’deki Nablus Meydan Muharebesi’nde ağır yaralanır ve İngilizlere esir düşer. Ancak sevdaya engel yoktur. Kadızade, esir kampında da yeşil-kırmızı sevdasını unutmadan, Türk ve diğer esir gençlerden “Kaf-Sin-Kaf” isimli bir takım kurar. Mütarekenin imzalanmasıyla birlikte Karşıyaka’ya geri döner. 15 Mayıs 1919’da İzmir’in üzerine çöken Yunan işgali nedeniyle Zühtü Bey, birçok Kaf-Sin-Kaf’lı ile Milli Mücadele’ye katılmak için Anadolu’ya geçer. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün askeridir artık onlar. 9 Eylül 1922’de, İzmir’e kuzeyden giren Kurmay Albay Suphi Kula komutasındaki 14. Süvari Tümeni, önce Menemen’i, ardından Karşıyaka’yı kurtarır. Karşıyaka’ya ilk giren dört Türk süvarisi arasında KSK’nin kurucularından Teğmen Zühtü Bey de yer almaktadır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, İzmir’in kurtuluşunun ilk gecesini silah arkadaşları ile Karşıyaka’da geçirir. Cumhurbaşkanı olarak Karşıyaka Spor Kulübü’nü iki kez ziyaret etmiş ve şeref defterine duygularını bizzat kaleme almıştır. 1926’da KSK’nin kurucularının, yöneticilerinin ve futbolcularının Kurtuluş Savaşı’ndaki kahramanlıkları nedeniyle armalarında ay ve yıldızı kullanmalarını bizzat emretmiştir. Ayrıca, annesi Zübeyde Ana’yı Karşıyakalılara emanet etmiştir. Karşıyaka’nın Efsanesi Öyküsüyle, kuruluşuyla ve tutkusuyla Karşıyaka, bu ülkenin en özel kulübüdür. Hangi konumda olursa olsun, nerede mücadele ederse etsin, sadece Karşıyaka’nın tarihindedir bu ayrıcalık. Karşıyaka Spor Kulübü’nün kuruluş öyküsü, kurucularının yaşamlarındaki asalet ve kahramanlıkları, biz Karşıyakalılar için bir gurur kaynağıdır. Boşuna haykırmaz Karşıyakalı, “Biz herkesten farklıyız, Kaf Sin Kaf’lıyız” diye. İşte böyle bir kulübü bizlere armağan eden, Kuvayı Milliyeci, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün askeri olan, kanları ve canları pahasına vatanı savunan, Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinde emeği bulunan, İstiklal Madalyası sahibi Kadızade Zühtü Işıl’ın, silah arkadaşlarının ve kulübümüze bugüne kadar karşılıksız hizmet edenlerin önünde saygı ile eğiliyoruz.
Karşıyaka Spor Tarih Kurulu Başkanı Ahmet Diker, kulübün kuruluş hikayesini ve tarihsel önemini kaleme aldı.

Yıl 1912… Ülke sanki yangın yeri. Savaşın biri bitmeden diğeri başlıyor. İzmir’deki azınlıkların taşkınlıkları, yerli halkı bezdirmiş durumda. Bu sıkıntılı ortam, Karşıyaka’yı da fazlasıyla etkiliyor. Türk gençlerinin kanı kaynıyor, gidişat iyi değil. Herkes aynı soruya yanıt arıyor: Bi şey yapmalı, bi şey yapmalı!

Aylardan Kasım… Hafif yağmur çiseliyor. Karşıyakalı gençlerin içindeki milli heyecan adeta bir yangın gibi. O gençlerin liderlerinden Kadızade Zühtü Bey, arkadaşlarıyla Omiros’un bahçesinde bir araya gelir. Bir zeytin ağacının altında, zeytin gibi kutsal, zeytin gibi sonsuzluğu simgeleyecek bir spor kulübü kurmaya karar verirler. İşte, direnişin, başkaldırının ve özgürlüğün simgesi olan Karşıyaka Spor Kulübü’nün temeli, o gün bir avuç tunç yürekli yiğit tarafından atılmıştır. Forma renkleri, “Yeşil İslam’ı, Kırmızı ise Türklüğü” ifade ettiği için yeşil ve kırmızı olarak belirlenir. Artık bu kutsal yolda ölmek var, dönmek yok.

Kuruluş Süreci

Tarihler 1 Kasım 1328’i (1912) gösterirken, İzmir Valiliği Hukuk Müşavirliği’nin izni ve onayı ile “KARŞIYAKA MUMARESE-İ BEDENİYE KULÜBÜ" yani kısaca “Kaf Sin Kaf” resmi olarak kurulmuş olur. O dönemde İzmir’de Rum, Ermeni ve İngiliz futbol takımları cirit atmakta ve stadyumlar tamamen onların kontrolündedir. Karşıyakalı gençler, futbol oynamak için fiziksel şartları hazırlamak zorundadır. Hacı Ziya Bey’in tahsis ettiği bir köşk kulüp binası yapılırken, Omiros’un tarlası hummalı bir temizlik sonrası futbol sahası haline gelir.

Karşıyaka'nın Mücadelesi

Futbol, asla yalnızca futbol değildir. Karşıyaka’nın gençleri her türlü zorluğa ve zorbalığa karşı milliyetçi duyguları yaymakta, Yunanların İzmir’deki Başpiskoposu Hrisostomos’un hiçbir maçını kaçırmadığı Rum, Ermeni ve İngiliz takımlarına karşı kora kor mücadele vermektedir. Kulübün kurucu başkanı Kadızade Zühtü Bey, 1. Dünya Savaşı’nın başlamasıyla birlikte askere alınır. Önce Galiçya, daha sonra Filistin cephesine gönderilir. Kadızade, Filistin’deki Nablus Meydan Muharebesi’nde ağır yaralanır ve İngilizlere esir düşer. Ancak sevdaya engel yoktur. Kadızade, esir kampında da yeşil-kırmızı sevdasını unutmadan, Türk ve diğer esir gençlerden “Kaf-Sin-Kaf” isimli bir takım kurar.

Mütarekenin imzalanmasıyla birlikte Karşıyaka’ya geri döner. 15 Mayıs 1919’da İzmir’in üzerine çöken Yunan işgali nedeniyle Zühtü Bey, birçok Kaf-Sin-Kaf’lı ile Milli Mücadele’ye katılmak için Anadolu’ya geçer. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün askeridir artık onlar. 9 Eylül 1922’de, İzmir’e kuzeyden giren Kurmay Albay Suphi Kula komutasındaki 14. Süvari Tümeni, önce Menemen’i, ardından Karşıyaka’yı kurtarır. Karşıyaka’ya ilk giren dört Türk süvarisi arasında KSK’nin kurucularından Teğmen Zühtü Bey de yer almaktadır.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk, İzmir’in kurtuluşunun ilk gecesini silah arkadaşları ile Karşıyaka’da geçirir. Cumhurbaşkanı olarak Karşıyaka Spor Kulübü’nü iki kez ziyaret etmiş ve şeref defterine duygularını bizzat kaleme almıştır. 1926’da KSK’nin kurucularının, yöneticilerinin ve futbolcularının Kurtuluş Savaşı’ndaki kahramanlıkları nedeniyle armalarında ay ve yıldızı kullanmalarını bizzat emretmiştir. Ayrıca, annesi Zübeyde Ana’yı Karşıyakalılara emanet etmiştir.

Karşıyaka’nın Efsanesi

Öyküsüyle, kuruluşuyla ve tutkusuyla Karşıyaka, bu ülkenin en özel kulübüdür. Hangi konumda olursa olsun, nerede mücadele ederse etsin, sadece Karşıyaka’nın tarihindedir bu ayrıcalık. Karşıyaka Spor Kulübü’nün kuruluş öyküsü, kurucularının yaşamlarındaki asalet ve kahramanlıkları, biz Karşıyakalılar için bir gurur kaynağıdır. Boşuna haykırmaz Karşıyakalı, “Biz herkesten farklıyız, Kaf Sin Kaf’lıyız” diye.

İşte böyle bir kulübü bizlere armağan eden, Kuvayı Milliyeci, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün askeri olan, kanları ve canları pahasına vatanı savunan, Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinde emeği bulunan, İstiklal Madalyası sahibi Kadızade Zühtü Işıl’ın, silah arkadaşlarının ve kulübümüze bugüne kadar karşılıksız hizmet edenlerin önünde saygı ile eğiliyoruz.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberege.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.